Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Tek adam

Tek adam
 

Google'dan alıntıdır


Yakında devlet literatürümüzde ve yapımızda zaten “Cumhurbaşkanlığı” gibi bir müessesemiz de, meselemiz de kalmayabilir.

Çünkü çok güçlü ihtiras sahibi olanları sadece Cumhurbaşkanlığı filan kesmez. Onlar her şeye hâkim tek kendisi olsun, her yetkiye tek kendisi sahip olsun ister; “tek adam” olmak ister.

Bir yetkiyi, bir makamı, bir yönetimi öyle bölüşmekmiş, paylaşmakmış, iş bölümüymüş, yok Cumhurbaşkanıy-mış, Başbakan-mış veya filanca eğer Cumhurbaşkanı olursa başbakan kim olurmuş ya da yok efendim, yasama-yürütme-yargı vs. “kuvvetler ayrılığı” prensibiymiş, insan haklarıymış, hukukmuş, demokrasiymiş, hatta meclismiş filan, geçiniz bunları efendim, geçiniz. İhtiraslı olanlar için bütün kuvvetler-kudretler kendisinde olmalı, tek kendinde toplanmalıdır. Onların lügatinde hattâ (sırf ona kalsa, ah bir kalabilse) zaten seçim meçim de yoktur. Her şeye, hepsine, herkese TEK kendi hâkim olmalı, tek kendi hükmetmelidir. Öyle ki muhalefete dahi!

Zira bilinen bir gerçektir artık zaten, iyi yetiştirilmiş, iyi eğitimli, genç, dinamik ama bir “irticai” “zihniyet” ki, 50 seneyi aşkın süredir hiç renk vermeksizin devlet yapısına sızmış-sızdırılmış, çeşitli bürokratik kademelerde kendine yer edinmiş; bunu takiben bir taraftan da yine aynı zihniyetten bir grup, siyasi arenaya dahil olarak iktidar olmuş, önce ordu denmiş orduyu ele geçirmiş, medya denmiş medyayı sindirmiş, keza STK’lar, polis vs. derken, sonra yargı demiş yargıyı, hukuğu-adaleti kendi işine yarayacak şekilde revize etme ve her tür yolla ve yönlendirme çabalarıyla birlikte seçimi de ele geçirmiş; Ve şimdi de işte sıra, “gerçekte” içten içe kendisiyle işbirliği içinde olan ama dışarıdan güya kavgalı, kanlı bıçaklı imiş gibi görünen, sanki birbirlerini bir kaşık suda boğacakmışçasına bir sunî “görüntü” verilerek “kendi muhalefetlerini” yaratmaya, onlara da bir siyasi parti kimliği kazandırıp kendi ana muhalefet partilerini oluşturmaya gelmiştir. Ola ki ne olur, ne olmaz babından. Al takke ver külah, danışıklı döğüş.

Onun için, hani dedim, aklımızda bulunsun; Hiç öyle boşu boşuna Cumhurbaşkanlığı seçimi ya da genel seçimdi gibi şeylere kafa yorup durmamalı. Fikir paylaşımlarında gereksiz denizlerde yüzüp de boşa kürek çekip vakit kaybetmemeli. Gerçeği görmeli, gerçeğin farkındalığıyla hareket etmeli.

Kalmış şurda hedeflenen tarih olan 2023’e 9 sene, artık niyet ettikleri yapının adı başkanlık mı olur, yarı başkanlık mı, ya da hoppaaa tekrar yap bir tornistan padişahlık mı, hattâ hilafet mi veya yoksa yepyeni, bambaşka bir ad mı bulunup konur buna, o kadarını bilemem. Ama hiç olmazsa artık bundan böyle bari bu yönde düşünülürse eğer sanki daha bir yerinde, daha bir uygun olur gibi… En azından bir anlamı, bir mantığı olmuş olur ya hani, o bakımdan.

Bakınız mesela İstanbul Üniversitesi’nin Beyazıt Kampüsü’ndeki restorasyon sonrası ana giriş kapısının en tepesinde, “İstanbul Üniversitesi” yazısının üzerindeki ve 1933’den beri yer alan “T.C.” ibareli amblem de kaldırılıp yerine, en eskiden kullanılan Osmanlı’nın o ihtişamlı “padişah tuğrası” yeniden konmuş… Gerçi T.C ibaresi tamamen yok edilmemiş, belki şimdilik İstanbul Üniversitesi yazısının başına alınmış ve tabii ki Osmanlı’ya dair tarihi ve kültürel değerlerimizi de korumalıyız ama, bilmem ki acep bu değişiklikten kimin haberi var, kaç kişi farkında? Hani yani, kaşla göz arasında! Zihniyet de hep aynı zihniyet ve hiç de değişmedi! Hem sağ gösterip sol vurarak hem de gizli ve derinden, sinsi sinsi. Bilmem anlatabildim mi?

Filiz Alev

10.04.”14

 
Toplam blog
: 157
: 3152
Kayıt tarihi
: 03.03.11
 
 

Ekonomistim, emekliyim. İki evlat annesiyim. Müzikle ilgilenirim, bestelerim vardır. Düşünürüm, a..