Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '10

 
Kategori
İnançlar
 

Tek amaç evlenmek, üremek mi?

Tek amaç evlenmek, üremek mi?
 

İnsanın Amacı Sadece Evlenmek ve Üremek Değildir...


Bugün uzun zamandan beri görüşemediğim, üniversiteden bir arkadaşımı facebookda buldum. Kendisi ile 4 sene boyunca aynı okulda bulunduk. O zamanlar çevresindeki arkadaşlarına ve bana, evliliğin kendisi için çok uzak birşey olduğunu, kesinlikle ve kati süratle evlenmeyeceğini söylemişti, hele çocuk doğurma konusu açıldığında hemen konuyu kapatırdı. Böyle olmasının sebebi, kendisinin hayata dair bir amacı olduğunu söylemesindendi. Görüş olarak sol görüşlü bir arkadaşımdı. Sürekli düzenden yana şikayet eder dururdu. İnsanlar arasında eşit gelir dağılımının olmasını, insanların birbirlerine adaletli davranması gerektiğini savunurdu. Bunu fırsat bulduğu her yerde yapardı, insanlara fikirlerini sunardı. Ben onun böyle davranmasına ve inandığı davayı, savunmasına çok saygı duyardım. Tabi ki bunu kimseye hakaret etmeden, kimsenin kişilik haklarına saldırıda bulunmayarak yaptığı sürece...

Yani bu arkadaşımın o zamanlar inandığı bir davası vardı. Ben hiçbir insanın inançsız yaşayamayacağı kanaatindeyim. Bu hayatta bir amacı olmadan, bir insan yaşayamaz. İnsanı yaşatan inancıdır. (Allah'ı tenzih ederim) İnsan inanmak ister, çünkü muhtaçtır.

Ben o zamanlar bu arkadaşıma aslında savunduğu herşeyin İslam'da olduğunu anlatırdım. Kimsenin hakkının yenmeyeceği, her nimetin paylaşılacağı, insanların birbirlerine sürekli hoşgörü ve güzellikle davranılan bir ortamda Allah dilemedikçe, hiçbir zaman mutsuz olmayacağını anlatırdım. Bütün işlerin Yüce Rabbimiz Allah'ın kontrolünde olduğunu, ve bizim kendimizi O'na teslim ettiğimizde, her işimizde O'nu vekil edindiğimizde, insan için geriye mutsuzluk adına hiçbirşeyin kalmayacağını anlatırdım. İşte o zaman zenginlik de, huzur da Allah diledikçe insanların olacağını anlatırdım.

Dünya hayatının geçici bir mekan olduğunu, insanların sadece evlenmek, yuva kurmak, çocuk yapmak için yaratılmadıklarını, bu dünyada olmalarının bir amaçları olduğunu anlatırdım. İnsanın amacının sadece Allah'a kulluk etmek olduğunu anlatırdım. Arkadaşım da bana "Sana katılıyorum, ama yalnızca bir konuda, o da insanlar sadece evlenmek ve çocuk yapmak için yaşamamalılar, aç olan, muhtaç olan insanlar için mücadele etmeliler" demişti. Ben de bahsettiği mücadelenin zaten İslam'da olduğunu, ve yaşamını Allah yoluna mücadele etmeye ayıran insanların yapmaya niyet ettiği işler arasında, Allah'ın izniyle dünyada adaletin sağlanmasını istemek ve bu yolda ömrünün sonuna kadar çalışmak da olduğunu anlatmıştım. O da kendisi ve kendisi gibi olan insanlarla zaten ömrünün sonuna kadar, dünyada adaleti sağlamak için çalışacağını söylemişti. Benden tek farkla haşa Allah inancı olmadan bu işi yapacağını ve başarılı olacağını söylemişti.

Fakat facebookda gördüm ki, durum dediğinden çok farklıydı. Tabi ki Allah öyle nasib ettiği için öyle olmuştu. Kendisi 2 sene önce evlenmiş ve 2 tane de çocuğu olmuş. Güzel, gülümseyen fotoğraflarını koymuş profiline. Fakat konuştuğumda anladım ki, hiç mutlu değilmiş. Eşi ile neredeyse hiç konuşamıyorlarmış bile. Çocuklarıyla ilgilenmek için, çalışamadığını, eve tıkanıp kaldığını, çok sıkıldığını ve çaresiz olduğunu anlattı.Üniversitedeyken, herkese anlattığı davasından belli ki vazgeçmişti. Hala faaliyetlerine devam edip etmediğini sordum. Böyle birşeye zamanının olmadığını, hatta bunun için gereken enerjiyi kendisinde bulamadığını anlattı. Ben eski arkadaşımın durumu için kendisine her müslümanın yapacağı gibi Allah Rızası için tavsiyelerde bulundum.

Bu olay bana Allah Rızası dışında aranacak her yolun sonunun çıkmaz olacağını bir kez daha gösterdi. Allah'a inanan güvenen insan çok güçlü olur. Davası uğruna dünya hayatının nimetlerine göz dikmez. Çok kararlı olur, bir kere karar verir ve ömrünün sonuna kadar Allah Rızası için yaşar. İnsanlara Allah'ın büyüklüğünü, yaratışının mükemmelliğini anlatır. Bu yoldan hiçbir amaç onu döndüremez. Allah ona dünyada güzellik verir. Başta sanki öyle değilmiş gibi algılanabilir, fakat Allah'ın vadi hak olduğu için, Yüce Rabbimiz Kendisine teslim olanı bu dünyada da ahirette de, sonsuza kadar güzelliklerle yaşatacağını vaadediyor. Allah'a teslim olmak insana tarifi imkansız bir güç verir. Bu Allah'ın gücüdür. Çok akıllı olur. Bu Allah'ın aklıdır. İnsanın aklı Allah'a bağlanmış olur.

Arkadaşıma da tekrar bu konuları anlattım, her ne durumda olursa olsun Allah'a tevekkül etmesi gerektiğini, her durumdan razı olması gerektiğini anlattım. Kendi yazılarımdan da gönderdim. Şimdi yeni yeni anlamaya başladığını anlattı. Gerçekten çok sevindim. Bana üniversitedeyken anlattıklarının, bir süre sonra geçici bir hevesmiş gibi gelip geçtiğini anlattı. Yaşı ilerledikçe, çevresinin de telkinleriyle evlenmekten başka bir yolu olmadığına karar vermiş. Mutluluğu bu seçimde aramış, ama onda da bulamamış.

Allah'ın Rızasının aranmadığı her konunun sonu mutsuzluk ve yılgınlıktır. Allah sevgisi insanı açar, Allah'a güven insanı mutlu eder. Eğer insanlar para ile güzellik ile evlilik ile mutlu olsalardı, bugün dünyanın en güzel ve zengin çiftleri teker teker boşanmazlardı. Dünyanın en zengin insanları intihar etmezlerdi.

Sonuç olarak, bu yazıyı okuyan herkese de tavsiyem şudur. Bu dünyada yaşama amaçlarını sorgulasınlar. Gerçekten mutlu olup olmadıklarını sorgulasınlar. Çevresinde birbirlerine güvenip güvenmediği insanların olup olmadığını sorgulasınlar. Çok para kazananlar, gerçekten paranın onları mutlu edip etmediklerini sorgulasınlar. Samimi olarak bu konuları kendilerinde sorgulayan insanlar, kendilerine verecekleri cevaba çok şaşıracaklardır. Mutluluğu, doğru yolu, güveni arayan herkes Allah'ın yarattıklarını araştırsın, bilim yapsınlar, iman hakikatlerini öğrensinler ve en önemlisi KURAN okusunlar. Allah'a çok dua edip, O'na çok yakın olmak için yalvara yalvara dua etsinler. Unutmayın mutluluğu verecek olan Allah'tır, ve kıyamet çok yakın. Bu yaşlı dünyanın son zamanlarındayız. Bu geçici dünyada böyle mutsuz yaşayıp, ölmektense her insanın en acil şekilde, Yüce Rabbimiz'in yoluna tabi olması şarttır.

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah katında büyük dereceleri vardır. İşte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır. (9/20)

Artık iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; Rableri onları kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur. (45/30)

(Bütün bunlar, ) Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve kötülüklerini örtüp-bağışlaması içindir. İşte bu, Allah katında 'büyük kurtuluş ve mutluluk'tur. (48/55)

(http://www.dunyahayati.com/)

 
Toplam blog
: 164
: 3066
Kayıt tarihi
: 01.11.09
 
 

Özel bir şirkette dış ticaret yetkilisiyim. İnternet üzerinden toplamış olduğum bilgileri, başkal..