Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ocak '11

 
Kategori
Hayvanlar Alemi
 

Tek Gözlü Kedi-LaZfontaine'den hikayeler 1

Tek Gözlü Kedi-LaZfontaine'den hikayeler 1
 

Tek Gözü Bile Dışarıda


Yıllar önce bir erkek sokak kedisine evimizi açmıştık. Sokak kedileri asla evcimen olamıyor, istediğiniz kadar rahat ettirin, bir dediğini iki etmeyin, yine de illa sokakta özgürce yasayacak. Bizimki haftanın en az dört günü kayıp. Hem de aylardan mart olup olmadığına aldırmaksızın. Bazen günlerce eve dönmediği de oluyordu.  

Bir gün eve döndüğünde ne göreyim, bir gözü kan içinde. Tıp diliyle konuşmak gerekirse konjuktivit türü göz kanaması değil bu, göz resmen iltihaplanmış.  

Aldık veterinere götürdük. Dedi ki, ”Kavgada yaralanmış, gözü mutlaka almamız lazım, yoksa iltihap beyne sıçrar, ölür.”  

“İyi o zaman, ” dedim tereddütsüz, “Gözü alın.”  

Öyle al demekle olmuyormuş!  

“Bakın, ” dedi veteriner, “Alırız ama, 500 kaat!”  

Yuh be! Yahu sokak kedisi bu, vicdanına yandığımın veterineri. Sanki açık kalp ameliyatı! O paraya Gaziosmanpaşa hastanesinde sezaryenle doğum yapılıyor...  

Neyse uzun pazarlıklar sonucunda 150 liraya fit oldu. Bu bile fahiş ama ne yapacaksınız, söz konusu olan bir can. İtiraf edeyim, çocukların ve eşimin baskısı olmasa 150 lirama kıyar mıydım, emin değilim.  

Böylece iki gözlü “badem” kedi gitti, yerine tek gözlü “korsan” kedi geldi.  

Veteriner, göz operasyonuyla yetinmemek, bir de kısırlaştırmak gerektiği konusunda uyardı, aksi halde kızıştığında başka kedilerle yine kavgaya tutuşabilir, Allah korusun öbür gözü de kaybedebilirmiş.  

Söylemesi kolay! Ufacık göz için 150 lira alan veteriner, karmaşık bir operasyon için ne ister kim bilir.  

“Dünyada bu kadar dert varken kedilerin cinsel sorunlarıyla ilgilenemeyeceğim, ” diyerek kestirip attım.  

Tek gözlü kedi nekahet döneminin ve narkozun etkisiyle bir süre uslu uslu oturdu. Ama huylu huyundan vazgeçer mi! Tek gözü kaldı, ama o da hep dışarıda. Çok da sakıncası yok ama bütün korkum öbür gözünü de yitirmesi. Eşim aşırı vicdanlı, tutturur buna göz nakli ameliyatı yaptıralım, işte o zaman al başına belayı.  

Korktuğum başıma gelmesin diye dualar ederken, bizim kedi birden ortadan kayboldu. Kel ölür sırma saçlı, kör ölür badem gözlü olur ya, ev halkı ayağa kalktı, sanki ben sebep olmuşum gibi kediyi bulmam istendi. Nasıl bulayım, karakola haber versem deli diye tımarhaneye tıkarlar. Hani sokaktan ona benzer bir kedi bulup getirmeye kalksam imkânsız. Bu kedilerin hepsi iki gözlü!  

Çaresiz, eşe dosta haber saldım, bilenlere akıl danıştım…  

Bir gece yarısı, saat 12.00’yi geçmişken cep telefonum çaldı. “Euzi billahi mineş şeytani racim, ” diyerek uykudan uyandım, telefona uzandım. Numara tanıdık değil.  

Bereket arayan hemen tanıttı kendini. Antalya’dan bir ağabeyim. Derdimi duymuş, ta oralardan derman olmaya koşmuş.  

Onlarca kedi beslediğini duymuştum, bir kez de o söyledi. Kedi yetiştirme konusunda tecrübeliymiş yani.  

“Bak, ” dedi ilk dersini verirken, “Kediler sadece martta galeyana gelmez, senenin 12 ayı enerjileri eksilmez.”  

Benim abim cinsel bilgiler ansiklopedisi…  

“İkinci ders…” diye devam etti, “Kedilerin koku alma duyuları müthiş güçlüdür. Dört kilometre öteden koku alırlar.”  

Bunun akabinde önerisi geldi:  

“Devamlı kullandığı mama varsa, evin etrafına serpiştir, hayattaysa, göreceksin geri gelecektir.”  

Dediğini yaptık. Hakikatten kedi ertesi gün evdeydi. Tek gözü yerindeydi ama bu defa kulağının biri parçalanmış. Sırf şehvet uğruna. En büyük yedi günah… Kibir, Hırs, Oburluk, Tembellik, Öfke, Kıskançlık ve elbette Şehvet sadece insanlar için değil, kediler için de geçerliymiş anlayacağınız. Şimdi gel de bunu kediye anlat…  

 
Toplam blog
: 173
: 2173
Kayıt tarihi
: 03.10.07
 
 

1958 Trabzon doğumlu. Darüşşafaka Lisesi ve M.Ü. Siyasal Bilimler Fakültesi mezunu. Yazdığı kitapla..