Tek mi çift mi?

Başbakan Sayın Erdoğan, AK Parti Kongresi’nde yaptığı Kıbrıs açıklamaları önemli bizce. Sayın Erdoğan ne dedi, "Şunu herkes bilmelidir: Kıbrıs`ta kalıcı barışın temel parametreleri ortadadır. Çözüm, Ada`daki iki tarafın eşitliğine ve Kıbrıs`ta iki ayrı halkın, iki demokrasinin ve iki devletin varlığına dayanacaktır. Uzlaşma, bu zemin üzerinden sağlanacaktır. Kıbrıs Türkleri`nin uzun ve zahmetli bir mücadele sonucunda elde ettikleri kendi kendilerini yönetme hakkından, eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmeleri asla mümkün değildir.” Bu sözler, KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat’ın, Rum lider Sayın Dimitris Hristofyas’la yürüttüğü görüşmelerden çok farklı… Talat, “Birleşik bir Kıbrıs”tan bahsederken, Erdoğan’ın “iki devletin varlığına” vurgu yapması çok önemli… Zira 1 Temmuz 2008 liderler arasında yapılan görüşmeden sonra ortaya çıkan sonuç şu, “They discussed the issues of single sovereignty and citizenship which they agreed in principle.” Yani iki lider prensipte tek egemenlik, tek vatandaşlık konusunda anlaştılar… Görüşmelerde bu temel üzerine devam ediyor…tek…tek.. (<ı>Kıbrıs’ta 1960 anlaşmasını “iki halkın…” <ı>Annan Planı’nı “iki halkın” kabul ettiğini de hatırlatmakta yarar var… S.K) Erdoğan’ın açıklaması, Kuzey Kıbrıs’ta yüreklere su serpse de, uygulamayı merak ediyoruz. Buradan vurgulamak gerekiyor ki; BM’de ve AK Parti kongresinde yapılan konuşmalar; bir anlamda Aralık ayında yayınlanacak AB raporuna kadar bir “Kıbrıs Açılımı”yla karşı karşıya kalabileceğimizin sinyalidir. Aslında yapılan “çıkışlar” da bunun göstergesi. Kıbrıs Türk halkına ve Türkiye halkına “Kıbrıs’tan vazgeçmeyiz” deniyor, ama diğer taraftan da “çözüm” adı altında, “açılımın sinyalleri” veriliyor! Kurucu Cumhurbaşkanı’nın Endişeleri Başbakan Erdoğan’ın konuşmalarından önce Kurucu Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş’la sohbet ediyoruz… Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş çok sert! İşte başlıklar halinde Denktaş Bey’in söyledikleri; ”Türkiye AB’ye girmeden, Rumlarla anlaşırsak, Türkiye’nin garantörlüğü kalkar. Türkiye AB üyesi bir ülkenin garantörü olamaz.” “Kıbrıs Türk halkının yeniden kandırılması Türkiye’ye bağlı” “İş tehlikelidir. Türkiye’yi ikna edelim ki, Rumla kalıcı bir anlaşma için Türkiye’nin çıkarlarından taviz verilmemeli.” “Ben soruyorum Sayın Talat Türkiye’nin kırmızıçizgilerini biliyor mu, bu konuda anlaşmışlar mı? Şunu söylüyorum ne Talat biliyor ne de Türk hükümeti biliyor.” “Sırf uzlaşmadan yanayız diye diye, Türkiye sene sonunda AB’nden yeşil ışık almayı ümit ediyor. Yeşil ışık almak için Kıbrıs’ı feda etmeyeceklerini söyledikleri halde “feda eder gibi” görünüyorlar. Peki, dünyayı kandırmakla nereye varacaksınız. Sen yeşil ışık almak nedeniyle Kıbrıs’ı feda eder duruma gelsen dahi Merkel bağırıyor.” “Büyük endişe içindeyim. Türkiye’ye lütfen, Rum’u bil. Kurtuluş yolu KKTC’ye sahip çıkmaktır. Bu halkı bu yönde destekle.” “Denktaş’ın işi bitmiştir telkinleri alıyor. Ben bitmiş olsam da olmasam da şehitlerin sorumluluğu üzerimdedir.” “Kolay olmamıştır bir devlete gelmek. 26 yıl devlet yaşatmış olan insanlar devletsiz anlaşma yapma şerefsizliğini kendi alınlarına süremezler.” “Türkiye açıkça söylesin ‘ben Kıbrıs’tan vazgeçiyorum. Kıbrıs Türkleri Türkiye’ye gelsin. Benim gayem AB ile birleşmektir desin. Bu çok daha centilmence siyaset olur. Yoksa ne istediğini söylemiyorsun, 26 yıl desteklediğin bir devlet var. Desteklemeye devam edeceğim, bundan vazgeçmeyeceğim diyemiyorsun. Böyle bir şey olmaz. Böyle şeyi biz kabul edemeyiz.” Eroğlu’nun CNN Türk’e Demeci 2004 Annan Planı’ndan da zor bir dönem bizi bekliyor… Bir tarafta, ne olursa olsun, “Rumla birleşme olsun” diyen taraf, diğer tarafta, “haklarımızı da alalım öyle anlaşma olsun” diyen taraf… Başbakan Sayın Derviş Eroğlu’nun CNN Türk’teki şu haberine bakalım; “Eroğlu, "Son şans olduğunu ben de düşünüyorum. Ben son şans olmasını da temenni ediyorum" dedi. Artık herkes aynı fikri dillendiriyor: "Kıbrıs`ta devam eden bu müzakerelerde sonuç alınamazsa, Rumlar ve Türkler, herkes kendi yoluna gitmeli". KKTC Başbakanı Derviş Eroğlu da bu görüşte. Eroğlu, "Çünkü Kıbrıs Türk halkı da yorulmuştur. Yüzde 80-82 civarında vatandaş 2 ayrı devlet üzerinde duruyor" diye konuştu. Eroğlu, Başbakan`ın New York`ta, "Çözüm olmazsa KKTC`nin statüsünün normalleştirilmesi ertelenemeyecek bir zorunluluktur" sözlerini destekliyor, verdiği takvimi de... <ı>“ (CNN Türk-03.10.2009) Bizler de diyoruz; artık bu halkı “istediğiniz” gibi yormayı bırakın, ne istiyorsa onu verin…