Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

tarcinmoscow / Seden Sezer

http://blog.milliyet.com.tr/tarcinmoscow

04 Temmuz '08

 
Kategori
Sinema
 

Tek taşın bedeli

Tek taşın bedeli
 

Filmden birkaç sahne


Hiç yer yüzündeki cehenneme şahit oldunuz mu? Bu filmi izlerken buna şahit olabilirsiniz. Bu filmi izledikten sonra bir mücevhercinin önünden geçerken, tek taş yüzükleri ya da pırıl pırl kolyeleri gördüğünüzde içiniz cız edecek.çünkü o parlak, o pahalı, o gösterişli taş parçalarının aslında nasıl o vitrine geldiğini bileceksiniz. En azından dünya üzerindeki taşların pek çoğunun. Hiçbir kadının hayır diyemiyeceği, adına şarkılar yazılmış “Elmas” denen taşın... “Blood Dimond-Kanlı Elmas” insanın içine işleyen, gerçekleri bir tokat gibi insanın yüzüne çarpan bir film. Hani şu hep bildiğimiz ama bir türlü kabullenip de düşünmediğimiz gerçekler...

Yıl 1997. Sierra Leone karmaşa, iç savaş ve kan içinde. İnsanlar evsiz, mülteci kamplarında, erkek çocuklar kaçırılıp direnişe asker yapılıyor. Ufacık oğlanların ellerinde silahlar, ateş ettikçe daha erkek olduklarına inandırılıyorlar. Gözlerini kırpmadan insan öldürürken, çocuklukları bir anda gözlerinin önünde paramparça oluyor. Aileler dağılmış, erkekler köle olarak elmas madenlerinde çalıştırılıyor. Bu kölelerden birisi de Mendeli balıkçı Solomon Vandy’dir (Djimon Hounsou) . Solomon ailesinden koparılmış, bir elmas madeninde canını korumak uğruna çalışırken ceviz büyüklüğünde, pembe bir elmas bulur. Bu taş parçasının ailesini kurtarması için gerekli olduğunun bilincinde taşı saklar ve film birden hareketlenir.

Zimbabweli Danny Archer (Leonardo DiCaprio) ise hayatta kalmak ve bulunduğu cehennemden kurtulabilmek için taş kaçakçılığı yapan hırslı bir adamdır. Bu iki kişiyi bir araya getiren şey ise o büyüleyici pembe elmas olur. Hapisanede karşılaşan ve Solomon’un taşa sahip olduğunu öğrenen Danny, bu taşı Afrika’dan kurtulmak için eline geçirmek ister. Ancak Solomon ise taşı ailesini kurtarmak için istemektedir. En büyük sorun ise şiddetlenmiş olan iç savaştır. Direnişçilerin başındaki askerlerden birisinin de taştan haberdar olması durumu çok daha kanlı bir hale sokar. Aynı asker, Solomon’un oğlu Dia’yı kaçırıp direnişçi bir asker yapması ise işe duygusal bir yön katar. Artık Solomn’un çok önemli bir görevi vardır, oğlunu bu zalimce döngünün içinden kurtarmak.

Tam bu sırada, bir melek gibi ortaya Amerikalı gözü pek, idealist ve hırslı gazeteci Maddy Bowen (Jennifer Connelly) çıkar. Maddy’nin tek istediği elmasların ardındaki korkunç gerçekleri ortaya çıkarmak, kar etmek için ülkeyi kaosa sürükleyen sektörün başını yazacağı makale ile tüm dünyaya göstermektir. Yazısı için ise Danny’ye ihtiyacı vardır. Onun bilgilerinden faydalanmak isteyen Maddy fark eder ki aslında Danny’nin Maddy’e daha çok ihtiyacı vardır.

Ve bir taş parçasının ardında bir kovalamaca başlar. Silahlar patlar, savaş şiddetlenir, ülkenin yarısından çoğu mülteci kamplarında bir tutsak gibi yaşamaktadır. Solomon oğlunu kurtarmak için, Danny hayatını kurtarmak için, Maddy ise dünyaya işin arkasındaki gerçekleri göstermek için bir araya gelip taşı gömülü olduğu yerden çıkarmak üzere yola düşerler.

Edward Zwick’in ustaca yönettiği filmde insan hangi dramdan daha çok etkilendiğine karar veremiyor. Bir ülkenin çöküşe doğru gidişi, giderken yanında önce çocukları götürmesi, 10 yaşında bir oğlanın sırf bir adamı gözünü kırpmadan makinalıyla taradığı için yüzbaşı rütbesine layık görülmesi, insanların para ve hırs uğruna köle olarak kullanılması ve bunların tek sebebinin ufacık zarif bir ele takılan, ufacık zarif bir yüzüğün üzerindeki kanlı ve pis bir taşın uğruna.

Eğer bu filmi henüz izlememiş iseniz mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. İnsanın küçük ve basit zevkler için verdiği ama farkında olmadığı bedelin açık bir örneği. İyi seyirler.

 
Toplam blog
: 19
: 2113
Kayıt tarihi
: 17.12.07
 
 

10 yıldır Moskova'da yaşıyorum. Eşimin işi nedeni ile geldiğim bu şehirde 2.5 yıldır sürekli yazıyor..