Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '07

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Tekerleklerim Eymir' e nasıl vardı?

Tekerleklerim Eymir' e nasıl vardı?
 

26 Mayıs Ankara - Eymir toplantısı için bir gün önceden İstanbul’dan yola çıktım. Özel durumumdan dolayı ulaşımım, konaklama yerim diğer arkadaşlarıma göre daha zor. Önceki gün saat 15.00 uçağına yer ayırttım. Omurilik Felçlileri Derneği aracılığı ile Ankara Büyükşehir Belediyesinden ulaşımımın sağlanması için asansörlü araç talep ettik. Derneğe telefonda engelli taşıma araçlarının olmadığı söylenmiş. Arkadaşlarım Keriman ve eşi Kabil, Akyurt’ta oturuyorlardı beni gelip aldılar. Bu arada belediye tarafından yok denilen araç beni bekliyormuş ama bilgim olmadığı için maalesef binemedim. Kerimanların mükemmel tripleks bir evleri var fakat benim için evlerinin içinde merdivenlerin olması zor oldu. Çok güzel ağırlandım ve gece geç saate kadar sohbet edip nostalji yaptık?

Sabah erkenden doktor arkadaşım Hakan beni Kerimanlardan almaya geldi.
Akyurt’tan Eymir’e yaklaşık 40 dakikalık yol vardı. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim ayağa kalkan ve çemberinden akülü olan sandalyemi Hakan’ın firmasından almıştım. Eymir’e gitmeden önce sandalyemin adaptasyonu için önce Hakanın Kızılay’da ki işyerine uğradık.
2 sene önce bir fuarda Alman bir firma benim vücut ölçülerime uygun bir sandalye yapmışlardı oda Hakan’ın işyerinde beni bekliyordu. Hakan akü sistemini bu yeni sandalyeme adapte edecekti. Ama tam çıkıyorduk ki sandalyemde sorun çıktı bir taraftan toplantı saatine geç kalıyorduk bir taraftansa işimi halledemedik saat 17.00’ye geliyordu. Akdenizli ve Pirmite beni defalarca aradılar “Nerdesin nerde kaldın hepimiz seni bekliyoruz” diye. Hakan bana hep senin koruyucu meleğin var derdi. Sanırım meleğime nazar değmişti ve sandalyemin tekerlekleri Hakanın ofisinde bırakıp Eymir’e doğru yola çıktık. Vardığımızda saat 17.00yi baya geçiyordu. Ve tüm ailem orda beni bekliyordu. Çok güzel bir ortam mis gibi bir hava Akdenizli beni arabamla masaya kadar götürdü yanımda diğer arkadaşlarım bir kaç basamakları aşarak masaya geldim.

Ankara dışından bir çok blog yazarı ordaydı. Herkesle sıkı sıkı sarıldıktan sonra sohbete başladık. Yemeğini yiyen biz iskeleye gidiyoruz dedi. Hakan gözümden anladı sanırım iskeleye gitmek ister misin? diye sordu. Yok dedim ama beni dinlemedi hadi gidiyoruz diye yola çıktık aslında yola çıktık dedim kısa bir yoldu ama sandalyedeki bir insan için uzun bir yol sayılır zemin toprak ve sandalyemi kendim itmekte zorlandım.Beni tek bırakmadılar nerdeyse 10 kişi masadan kalkıp bana refakat ettiler. Başta Mehmet Eren iskeleye inen merdivenlerden bize yardım ederken sandalyemin altında kaldı? Meğer o günlerde maç yaparken sakatlanmış. Birde ben sakatladım kendisini. Zor şartlarla iskeleye indik. İskelede o kadar dar ve kötü zemini vardı ki. Ama bende iskeleye inmiş oldum hakan gel istersen bacaklarını göle sarkıtalım dedi. O kadarda şımarıklık yapıyım dedim. Tekrar masaya döndük sohbetimize kaldığımız yerden devam ederken o günkü yoğunluğumdan olacak aklıma şu mis gibi havada şöyle hamak olsada yatsam diye düşündüm. Hakan gel bak seni nereye götüreceğim dedi. Birde baktım ki üç tane hamak kurmuşlar. Bir yarım saate yakın hamakta dinlendikten sonra tekrar masaya döndük.

Maalesef sandalyemin gazabına uğradık keşke daha erken gelebilseydim ve ailemle daha fazla sohbet edebilseydim. Ortam çok güzeldi orda bulunan tüm insanlar çok güzeldi uçak saatim yaklaştı ve ayrılmak zorunda kaldım. Ertesi gün Anıtkabir’e gidileceğini da duyunca çok üzüldüm. Ama konaklayacağım yer uygunluk adına benim için çok önemli. Bu arada diğer sandalyemi de sevgili Ahmet Aydın ve Mehmet Eren’in arabasına verdik beni değil de sandalyemi İstanbul’a getirmek zorunda kaldılar. Bu arada başta Akdenizliye olmak üzere tüm katılan arkadaşlarıma, sevgili Hakan’a, Keriman ve Kabil’e çok teşekkür ederim.

Eymir’deki toplantıya katılan arkadaşlarımın yazılarını okudukça neler kaçırdığımı daha iyi anlamış oldum keşke bende daha uzun süre kalabilseydim ama şartlar bana göre çok uygun değildi. Bir dahaki toplantıda görüşmek üzere diyorum bu sefer söz fizibiliteyi daha önceden yapacağım. Herkesten önce orda olacağım
Bu arada Ankara Havaalanının yeni hali çok güzel olmuş. Tasarımda engellilerde unutulmamış. Emeği geçenlere de teşekkürlerimi sunarım.

 
Toplam blog
: 21
: 1227
Kayıt tarihi
: 02.12.06
 
 

1962 doğumluyum. 1994 senesinde geçirmiş olduğum bir trafik kazası sonucunda omurilik felçlisi oldum..