Teknik direktör gergin… Hakem çakır keyif

Eğer siz, sadece üçüncü kümede oynayacak düzeyde bir futbolcuyken… İki ayağınızın yanına, adı Sam olan “amca”nızın koltuk değneğini de katıp, üç bacaklı bir avantaj sergiliyorsanız… İnsanların çok büyük bir çoğunluğu bu garip duruma bir ad yakıştırmakta zorlanır… Birisi çıkar, - Bu bir haksız rekabet halidir, der… Gerçekten herkes oyunu iki ayağıyla oynarken, siz bir ayak fazla sokuyorsunuz sahaya… Büyük amcanız Mr. Sam’ın sıradan bir restoranda iki kadeh rakı ısmarlayarak çakır-keyif ettiği hakem, hiç bir şey demiyor bu üç bacaklı garabete… Siz de aldığınız yüklü “transfer” ücretleri ile [daha doğrusu bu ücretlerin peşin ödenmiş ilk taksitleri ile] ne işler beceriyorsunuz, ne işler… Merkez Hakem Komitesi de duruma müdahale edemiyor… Çünkü dosyalar, Merkez Hakem Komitesi’nin önüne bir türlü ulaşamıyor… Çünkü, ya yolda kayboluyor bu dosyalar… Ya da sumenlerin altında pinekliyor… Çünkü, Sayın Amca’nız Mr. Sam, meseleyi böyle görüyor, böyle güdüyor; böyle sürdürüyor… Takım içindeki diğer futbolcuların da duruma bir şey diyecek halleri yok. Çünkü, amcasının adı Mr. Sam olan üç bacaklı bir futbolcuyu bir daha nerede bulacaklar?.. Adam tüm bacakları ile oynuyor, koşuyor, gol atıyor… Ancak, bütün bu işlerin tekniğinden sorumlu direktörün bu noktada bazı endişeleri var… Direktör bu… Adı üstünde; ileriyi görecek, tehlikeleri sezecek, riskleri algılayacak ve içlerinde, amcası Mr. Sam olan üç bacaklı futbolcu olan bir takımı yönetebilecek… Teknik direktör kaygılı… Tedirgin. Gergin Ve biraz da bezgin… Çünkü, üç bacaklı futbolcunun attığı gollerin [en azından] futbol kurallarına uygun olmadığını önce o farkında… Çünkü her futbolcu “oyun”u iki ayakla oynarken, gözleri fer-fecir okuyan bu ünlü futbolcu, aynı oyunu, [birisi Mr. Sam Amca’nın koltuk değneği olmak üzere] üç ayakla oynuyor… Ve oldum olası futbol seyircisi bu Amca’dan hoşlanmaz. Ve bilir ki, Dünyanın neresinde bu Amca maça gitse, tribünlerde kavgalar çıkar ve sahada bazı şeyler [ve kişiler] “özelleştirilir…” Teknik direktör seyircideki bu tepkiyi farkında… Bu tepkinin, bir süre sonra, örneğin maçın ikinci yarısında, “duruş”a dönüşebileceğini seziyor… Teknik direktör, bu “duruş”un, iki basamak sonra bir “direniş”e dönüşebileceğini de farkında… Çünkü, teknik direktör bilgili bir kişi… Futbolun ilmiğinden geçmiş; tarih okumuş, ekonomi hatmetmiş, strateji bellemiş… Yani en azından, bu ülkenin Milli Takımı’nın günü geldiğinde nasıl oynadığını da biliyor. Bağımsızlık Savaşı’nı da… Ve gerçek “teknik direktör” olan “Gazi Paşa”yı da… http://www.soruyusormak.com/ http://www.dnm-ler, com/