Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Teknoloji ruhumuzu aldı

Teknoloji ruhumuzu aldı
 

Öyle derinden içim acıyor ki nefes alamıyorum. İnsanların mutsuzluğu kahrediyor beni. Ekonomik koşulların acımasızlığı, teröre kurban verdiğimiz gençlerimiz, hergün sinir bozan haberler, yoksulluk sınırında yaşamaya mahkum milyonlarca insan, gençliğini dersane kapılarında yaşamayan evlatlarımız, olanakları olmadığı için okuyamayan çocuklarımız, sağlık skandalları, töre cinayetleri, din düşmanlığı, sıradışı ve bireysel ahlaktan yoksun bir avuç insanı örnek alarak kaybolan kızlarımız ve başkalarının hayatlarını izleyerek mutluluğu arayan kadınlarımız...

Dünya ya bakıyorum aynı şeyler. Açlık bir yanda teknolojik olarak çağ ötesi yaşayanlar bir yanda. Peki biz neyiz? Bize yapılmaya çalışılan ne? Yaşama hakkımızı elimizden almaya çalışanlar kimler? Özgürlüğümüze ne oldu?

Dünya kurulduğu günden bu yana insan oğlunun yapısında var olan bencillik, doyumsuzluk, kişisel erk merakı güzelim dünyayı yaşanmaz hale getirdi. Teknoloji, duygularını yitirmiş bir nesil ortaya çıkardı. Duygu tembeli olduk, araştırma tembeli olduk. Adını da zamandan tasarruf koyduk. Zamandan tasarruf sağlamak için mi artık ansiklopedi karıştırılmıyor? Eskiden bulunan zaman şimdi sadece başka gezegenlerde mi var? Dostlarımızla, arkadaşlarımızla gözgöze temasla, beden dilini gözleyerek, sesini duyarak yaptığımız sohbetlerin yerini, farklı isimlerde ki sohbet odaları ve web kameraları tutuyor mu sanıyorsunuz? Hayır. Yüzlerce insanla her an görüşebiliyor hatta görüntülerini seslerini de duyabiliyoruz. Ama sizce de eksik birşeyler yok mu? Bazen sanal sohbetten tatmin olmayıp dostunuzun sesini duymak için telefona sarılmıyormusunuz? Ya da en kısa zamanda görüşelim demiyormusunuz?

Yalnızlığa mahkum olduk hepimiz. Ve bu eksikliğin farkındalığını yaşıyoruz hayattan hergün biraz daha koparak. Sanal arkadaşlıklar, yapay dostluklar, ruhsuz çocuklar ve asosyal bir yaşam. TV de başkalarının hayatlarını izleyip kendimizden birşeyler bulmaya çalışarak, kredi kartlarının cazibesine dayanamayıp bilinçsiz alış veriş yaparak, çocuklarımız ayak altında dolaşmasın dizi izlememize engel olmasın diye onlara bol miktarda çizgi film cd si alıp izlettirerek kendimizi , kendi ellerimizle yalnızlığa terk etmiyor muyuz? Halbuki aile bireyleri olarak paylaşacak konuşacak o kadar çok şeyimiz var ki... Komşularımızla da öyle arkadaşlarımızla dostlarımızla da.. Yardımlaşarak hazırlanan bir kahvaltı, birlikte içilecek bir fincan kahve, izlenecek bir film, tartışılacak bir kitap yaşamımızı ne kadar anlamlı hale getirecek hiç düşündünüz mü? Kendimiz olmaya çalıştığımız sürece, bireysel ahlakımıza ve toplumsal geleneklerimize bağlı olduğumuz sürece yüzümüzden kaybolan gülüş yeniden canlanacak. Mutlu olmayı hepimiz hak ediyoruz.

Sevgilerimle..
 
Toplam blog
: 347
: 1365
Kayıt tarihi
: 31.10.07
 
 

İstanbul 25 Temmuz : /… İşletme tahsil ettim. Özel ilgi alanım olduğu için 2 yıl Psikoloji okudum..