Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

sufi-su /Emel Yeşilkayalı

http://blog.milliyet.com.tr/sufi-su

22 Şubat '11

 
Kategori
Güncel
 

Tekrar anlat çocuğum, anlat ki yüreğin deşilsin

Tekrar anlat çocuğum, anlat ki yüreğin deşilsin
 

netten alıntı


Bugün, çocuk istismar ve tecavüzü ile ilgili yıllardır devam eden bir dava daha utanç davasına dönüştü. Mardin’de 13 yaşında iken 26 erkeğin tecavüzüne uğrayan küçük N.Ç.’nin tecavüzcüleri, “küçük N.Ç. istemediği kişiyle beraber olmayabiliyor ve eyleminin ahlaki kötülüğünün farkında” gerekçesi ile, hafif cezalarla bu işten sıyrıldılar. Bir tecavüz davasında daha mağdur çocuk bile olsa “hak ettiğini bulan kişi” konumuna düşürülerek erkekler aklandı. 

Aslında bu davayla ilgili utanç duyulması gereken pek çok şey var. Özellikle bugün tartışılan konu, tecavüzcü erkeklerin hafifletilmiş cezalarla bu işten sıyrılmış olmaları. 

Diğer bir konu ise bu davanın yaklaşık 9 yıldır sürüyor olması. İşte ben de buradan yola çıkarak, çocuğun cinsel istismarı davalarında, çocukların devlet eliyle nasıl tekrar tekrar ruhlarına tecavüz edilip delik deşik edildiklerinden söz etmek istiyorum. 

Türkiye’de cinsel istismar mağduru bir çocuğun, ortalama 17 kez nasıl istismara maruz kaldığını, kendisine nasıl tecavüz edildiğini anlatmak zorunda kaldığını biliyor muydunuz? 

İlk kez, mağdur bir çocuğun ifadesinin alınmasında bulunduğumda, çocuğun artık neredeyse duyarsızlaşmış ve yaşından -hatta büyük birisinden bile- beklenmeyen ifadelerle olayı anlatması beni ürkütmüştü. Hafif düzeyde zihinsel engelli olduğunu düşündüğüm 8 yaşında bir erkek çocuktu ifadesi alınan. Çocuğun davranışları, olayı anlatırken kullandığı kelimeler ve olayı tarif biçimi yaşının ve görünen zihinsel kapasitesinin çok üzerindeydi. Anlattıkları ve gözlemlerim, olayın anlatıldığı en az dördüncü kişi olduğumu düşündürdü bana. Oysa Emniyet Çocuk Şube Müdürlüğü’ndeki görevim, çocuğun mümkün olduğunca örselenmeden, yaşına uygun bir şekilde ifadesinin alınabilmesinde gözlemci ve rehber olabilmekti. 

Bu olayda, oldukça cahil olan anne tarafından çocuğun cinsel istismarından şüphelenilmesiyle birlikte, olayın muhtemel gelişimi şöyle olmuş olmalıydı: 

Anne çocuğun külotunda kan görmüş, sonra anüsündeki tahrişi görmüş ve çılgına dönmüş şekilde, hiç de uygun olmayan biçimde çocuğu zorlayarak bunu kimin ve nasıl yaptığını öğrenmiştir. Sonra bağıra çağıra, mahalleyi birbirine katarak, çocuğunun başına gelenleri mahalleliyle paylaşmış, ardından mahallelinin de desteği ile çocuğu Emniyet Çocuk Şube Müdürlüğü’ne adeta sürükleyerek getirmiş – muhtemelen mahalleliye anlatırken çocuğa da sorular sorarak herkesin önünde tekrar anlatmasını sağlamış-, karakola geldiğinde önce çocuğun yanında anne anlatmış, sonra anne dışarı çıkarılıp çocukla emniyet görevlileri konuşmuş ve kanaat edinmiş, sonra yasada “çocuğun ifadesinin alınması sırasında sosyal çalışma görevlisinin bulundurulması gerektiği” belirtildiğinden, usulen bir meslek elemanı istenmiş ve güya ilk defaymış gibi bir de onun yanında ifadesi alınmıştır. Bundan sonrasında meslek elemanı olarak ben yoktum. Ama, bitti mi sanıyorsunuz? Daha yeni başladı sayılır. 

Bu çocuk, daha adli tıp merkezine götürülecek ve muayeneden geçecek. Anlatacak, soyunacak, vücudunun en mahrem bölgeleri didik didik edilecek. Olay savcılığa intikal edecek, orada da anlatacak. Sonra mahkemede anlatacak. Mahkeme yıllarca sürecek. Tekrar tekrar anlatacak. Bu arada evde kaç kez bu konuşulacak? Çocuk kaç kez en yakınları tarafından kendisini koruyamadığı için azarlanacak? Okulda, mahallede kaç kez sorulacak? Ve tüm bu olaylar sırasında, istismarcı ya da tecavüzcünün yakınları, böyle bir olayın olmadığını söylemesi için çocuğu kaç kez sıkıştırıp tehdit edecekler? Hele bu kişi aileden biriyse, tüm aile bireyleri nasıl çocuğa baskı yapacaklar? Siz büyükler bile dayanabilir misiniz tüm bu olanlara? Tüm bu olaylardan sonra sağlıklı kalmak mümkün müdür sizce? Sizce tüm bunları yaşarken, hatta maruz kaldığınız olay için suçlanırken, siz kendinizi suçlu, değersiz hatta iğrenilecek birisi hissetmez misiniz? Ne kadar sevecenlikle “Anlat çocuğum…” denirse densin, siz her defasında nasıl tecavüze uğradığınızı anlatabilir misiniz? 

Sizce asıl cezalandırılan, delik deşik edilen kim? 

 
Toplam blog
: 76
: 1567
Kayıt tarihi
: 28.03.09
 
 

Merhaba, ben sufi-su. Sosyal hizmet uzmanıyım. Yıllarca korunmaya muhtaç çocuk çocuklar, koruyucu..