Tekrarlayan düşükler (Tekrarlayan Gebelik kayıpları) ve ileri seviye tetkikler

Tekrarlayan düşükler, gerek natürel gebeliklerde gerekse tüp bebek tedavilerinde karşılaşılabilen en üzücü durumlardan bir tanesidir. Özellikle doğal yollarla gebelik elde edebilen hastaların bir kısmı, gebelik kaybını normal bir olgu olarak görerek ileri seviye test ve tetkiklerin yapılabilmesi için doktorlarına başvurmamaktadırlar. Bu sayede, artarda gelen gebelik kayıpları hasta üzerinde ciddi bir sıkıntı yaratmaktadır ve sebebinin bilinmiyor olmasının getirdiği ek bir psikolojik külfeti de içinde barındırmaktadır.

Tekrarlayan düşük tecrübesi olan hastalarımızda mutlaka tanısı konulabilecek bir sorunla karşı karşıya olunduğunu bilmek gerekir. Fakat bir hastanın medikal bir sorunu olduğunun tanısını koyabilmek için gerekli standart 3 kez düşük yapılmış olmasıdır. Hayatında tek bir kez düşük yapan bir kadının medikal bir problemi olduğunu düşünmek doğru bir varsayım olmayacaktır çünkü istatistiksel olarak, ilk gebeliği düşükle sonuçlanan bir kadının ikinci gebeliğinin sağlıklı bir doğumla sonuçlanma ihtimali %80'in üzerindedir. Bu durumda, tek bir kez gebelik kaybı yaşayan bir kadında ileri seviye test ve tetkiklerin yapılmasına gerek duyulmayacaktır çünkü çoğu kadında bu problem tekrardan baş göstermeyecektir. Fakat hasta birden çok gebelik kaybı yaşamışsa ve bu gebelik kayıplarında benzer özellikler söz konusu ise, o zaman ileri derece araştırmalara ihtiyaç duyulacaktır.

İleri seviye araştırmalarda önemli olan unsurlarda bir tanesi, gebelik kayıplarının hangi dönemde yaşandığının tespit edilmesidir. Şayet hasta gebelik kayıplarını 12 hafta sonrasında yaşıyorsa, o zaman akla gelecek problemlerden bir tanesi servikal yetersizliktir. Hasta gebe değilken yapılacak olan servikal testler, bu tanının konulmasına yardımcı olacaktır. Hasta gebe iken, yakın takip yaparak gerekli müdahalenin yapılması ve serviksin dikiş ile sağlamlaştırılması da mümkün olacaktır. Şayet sorun bu değilse ve/veya gebelik kayıpları 12 haftadan önce oluyorsa, o zaman daha farklı analizlere gerek duyulur.

İlk etapta, hastaların üreme hücreleri olan yumurta ve sperm hücrelerinde herhangi bir problemin olup olmadığının araştırılmasında yarar vardır. Bununla birlikte hastaların kromozom sayısı ve yapısında herhangi bir sorun olup olmadığını anlamak için karyotip analizi yapılması da oldukça önemlidir. Şayet genetik kaynaklı bir sorun ile karşı karşıya gelinmişse, tüp bebek tedavisi ile genetik analizlerin yapılması sorunu büyük ölçüde çözmemize yardımcı olacaktır.

Tekrarlayan düşüklerin analizinde en sık rastlanan problemlerden bir diğeri de trombofilik defektlerdir. Trombofilik defektler, pıhtılaşma sistemiyle ilgili sorunlara yol açarlar. Trombofilik defektlerle ilişkilendirilmiş birden fazla gen mutasyonu tespit edilmiştir. Kısaca, bazı genlerdeki mutasyonlar kanda pıhtılaşma sorununa sebebiyet verebilmekte, ve bu pıhtılaşma problemi kan dolaşımından plasentaya geçerek bebeğin kalbini durdurarak gebelik kayıplarına yol açabilmektedir. Bu tür durumlarda gebelik planlanan dönemde ve gebelik esnasında kan pıhtılaşmasını önleyecek önlemler alınması ile başarılı bir gebelik süreci planlanabilmektedir.

Gebelik kayıpları ile ilgili daha fazla bilgiye web sitemizden ulaşabilirsiniz.