Tekseslilik(!?)

Türkiye’deki modernlerle muhafazakâr kesimlerin birbirleriyle olan çekişmelerine alışmıştık da...

Şimdi de...

Muhafazakâr camianın içindeki çekişmeye şahit olmaya başladık...

Gerçekten de ilginç... AK Parti iktidarından mı bu insanları bunaltan baskılar geliyor yoksa kendilerini “Kraldan” daha “Kralcı” hisseden dönemin yalakalarından mı geliyor, tam anlaşılamayan bir durum hâsıl olmaya başladı.

Geçenlerde Odatv sitesinde okuduğum bir habere göre, Karar gazetesi yazarı içinde bulunduğu boğucu ortamdan şikâyet ediyordu.

Ne ilginç bir durum ile karşı karşıyayız.

* * *

Baskı, sindirme, bir şeye zorlama, en popüleri olan “mahalle baskısı” gibi tavır ve tutumlar, artık muhafazakâr camianın içinde bile çekilemez duruma geldiyse...

Bir durup düşünmemiz gerekmekte.

Ne olacak, nasıl olacak ama bilemiyorum; bu boğucu tekseslilik istenci eğer iktidar-muhalefet demeden tüm topluma empoze edilmeye başlanırsa, gerçekten de bizlerin barışçıl bir kamu düzeni içinde günlük yaşamlarımızı sürdürmemiz zorlaşacak.

Bu muhafazakâr kesimin kendi içindeki değişim bile, bazen anlamakta zorlandığım laik kesimin endişeleri doğrultusunda bizlere bazı işaretler verebilmektedir.

Tahammülsüzlük, gerçekten de “katlanılamayacak” bir durumda ise, kendinden bile olana söz hakkı vermek istemiyor, onun kendi dünyandaki düşünce sistemine olan “itirazlarını” dinlemeye tahammülün bile yoksa...

Vay ki hâlimize vay!

Bilmiyorum ama işte böyle gelişme ve değişmelerde toplumun “akil adamlara” ihtiyacı zuhur etmekte.

Bu boğucu teksesliliğe gidişat pek hayra alamet değil!