Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '11

 
Kategori
Deneme
 

Telepati

Telepati
 

Telepatik yeteneğimizi geliştirelim. (Sabahattin Gencal)


Ne yazacağımı tahmin etmeye çalışın. Tahminlerinizin aksine bir şeyler yazmışsam da kırılmayın. Yazdıklarımı da yabana atmayın. Anılarınızı yoklayın, fikir jimnastiği yapın. 

Emir cümleleri kullandım. Kusura bakmayın. Aslında konuya daha değişik girebilirdim. Örneğin: 

Çalmakta olan telefonunuzun kimden geldiğini tahmin ettiğiniz oldu mu? 

Mırıldanmakta olduğunuz bir şarkının radyoda ya da televizyonda çaldığı oldu mu? 

Aklınıza gelen kişi ile birden bire karşılaştığınız oldu mu? 

“Eee, olmuşsa olmuş. Bu tesadüflerden ne çıkarılacak .” diye düşünenleriniz de olmuştur sanırım. Kızmayın. Biz hiçbir şeyden hiçbir şey çıkarma iddiasında değiliz. Yazımıza bir giriş yapalım dedik, o kadar. 

Biliyor musunuz, önemsemediğimiz, tesadüf deyip geçtiğimiz bu gibi durumlara telepati diyorlar. 

Eminim ki bir çoklarınız telepati kelimesini bile duymamıştır. Yine eminim ki bir çoklarınız da yukarıda saydıklarımıza benzer tesadüflere çokça rastlanmıştır. 

Doğrusu, eşimle benim aramda böyle telepatik olaylar çok olmuştur. Bunların çoğunu anılarımda yazmışımdır. Hâlâ olmaktadır. Örneğin eşim mutfaktadır. Ben bilgisayarımın başındaysam bir an için gözlerimi kapatmaya falan lüzum hissetmeden aklımdan bir şey geçiririm. Bir de bakmışsınız sütlü kahvem gelmiştir. Ya da başka bir şey… 

Bu telepati konusu da nerden çıktı derseniz, kısaca anlatayım: Telefonlardaki gelişmeyi düşünüyordum. Nerden nereye… Bir küçücük aletle görüntülü olarak görüşüyoruz. Bu küçücük aletle internet okyanusuna giriyoruz… gibilerinden konuları düşünüyorken aklıma “Acaba bir gün gelecek böyle bir alet olmadan da görüşebilecek miyiz?”diye geçti. Bir anda da başka bir şey geldi aklıma: Daha telefon falan yokken de böyle araçsız bilgi aktarımı oluyormuş. 

Telepati denilen bu olayla ilgili bir çok yazı okumuştum seneler önce. Okuduklarımı unutacakken, bundan 40 sene kadar önce bazı şeyhlerin müritleriyle böyle bir bilgi alışverişine girdiklerini falan duydum. Müridiler şeyhi tüm streslerini bir yana bırakarak, tam arı duru hale gelerek şeyhlerinin yüzünü bütün teferruatıyla hayal ederek düşünüyorlarmış. İşte bu derin konsantre durumunda bilgi alışverişi oluyormuş. Tövbe, tövbe demiş geçmişimdir. Merak etmeme rağmen ne şeyhlerle, ne de müritleriyle ilgim olmuştur. Yine tövbe tövbe diyorum. Ben kimsecikleri kınamak için demedim. Durumu izah ettim sadece. 

Anlayacağınız bu telepati olayı senelerdir kafamda. Eee, peki kafamda ise niye bu konu üzerinde durmadığıma gelince. Ben bu konularda yasaklıyım da ondan. Evet, yanlış okumadınız bu konularda yasaklıyım. Kısaca anlatayım isterseniz: 

İlköğretmen okulu 5. sınıftayız. Beden eğitimi ve müzik hariç hemen hemen tüm derslerimden en üst düzeyde notlar alıyorum. Başka biçimde yazayım: Notlarımın çok iyi olmasına öğretmenlerim de, arkadaşlarım da, ben de alışmışız. Olağan bir durum. Bir gün olağan dışı bir durum oldu. Kompozisyondan 4 aldım. Ben bir acayip oldum. Benden çok da arkadaşlarım şaşırdı. Gerekçe psikolojik terimleri çok fazla kullanıyormuşum. Ve psikolojik terimleri yasakladı öğretmenimiz. Tabii. yasağa uymak şartıyla yine yüksek not almaya devam ettim. Ölmüşse Allah rahmet etsin. Değerli hocamın yasağına genellikle uydum. 

Psikolojik eser okumayınca bu konudaki bilgilerimiz de sınırlı kaldı. Yani anlayacağınız “Bu anlattıklarımızı bir kenara bırakın, bilgiyi uzmanından öğrenin.”demek istiyoruz. 

Bu anda bir vicdan azabı da duydum. Öyle ya bunca zamanınızı aldıktan sonra pas geçin diyorum. Tabii, olacak iş değil bu. Onun için sizlerin yerine de internete girdim. Şöyle birkaç paragraf derledim. İnşallah bunlar yanlış değildir. Endişeme hak veriyorsunuz değil mi? İnternette neler var, neler. Her şey doğru mu sanki.Neyse, şimdi telepati ile ilgili derlediğim birkaç paragraf sunuyorum: 

Telepati ya da uzaduyum bireyler arasında bilinen beş duyunun yardımı olmaksızın gerçekleştiği ileri sürülen bilgi aktarımıdır

Düşünceler arasında doğrudan doğruya bağlantı kurulması, iki zihin veya ruh arasında imaj, fikir, sembol tarzında ortaya çıkan tesir alış verişi olarak da tanımlanan telepati ile yine parapsikolojide kullanılan empati teriminin sık sık birbiriyle karıştırıldığı görülür. Empati (İng: empathy), birbirlerine manevi bakımdan sıkıca bağlı iki canlı arasında, duygu ve ruhsal hallerin aktarılması fenomenine ve bu psişik irtibata Parapsikoloji’de verilen addır. Kimilerince telepatik bir irtibat biçimi sayılmaktaysa da, telepatiden farkı, tanımından da anlaşılacağı gibi, empatide düşünce ve imaj aktarımının olmamasıdır.” 

(Vikipedi, özgür ansiklopedi) 

Biliyorum, parapsikoloji ilgi alanımıza girmiyor. Ama az da olsa telepati yeteneğinizin olduğunu düşünüyorsunuzdur. İtiraf edin, siz de de var bu yetenek. Biliyor musunuz, bu yetenek geliştiriliyormuş. 

Hayvanlarda da varmış bu yetenek. Rusya’da tavşanlar üzerinde bir deney yapılmış. Yavru tavşanlar bir deniz altında telef edilmiş, ana tavşan millerce uzaklıktaki bir karada acı hissetmiş. Yaa, şimdi filimlerde gördüğünüz bir çok sahne aklınıza gelmiştir. Bu sahneleri terk edin. Streslerinizi unutun, gözlerinizi yumun…. Şaka, şaka. Sizi etkilemek niyetinde değilim. Sırf telepatinin bir çok türü olduğunu belirtmek için yazdım. 

Evet, İnsanların düşüncelerini etkilemek de ileri seviyede bir telepati oluyormuş. Tabii böyle başkalarının düşüncelerini etkilemek için önce alt yapıyı yapıyorlar. Telepatinin frekans ayarlaması, modül kurması teknik eğitimini bilenler, kimsecikler fark etmeden ortamı hazırlıyorlar. Aaa, bir de bakmışız ki hiç de tasvip etmediğimiz kişilerin frekansındayız. Bu nasıl oluyor bilmiyorum. Benim ki bir tahmin olabilir sadece. Ortak paydalarımızı buluyorlar. Din, iman, dil, ırk mırk falan diye. Sonra aynı kanallardan… Günah almayayım. O konuyu da siz araştırın. Ben sadece telepati ile ilgili birkaç metin okudum o kadar. Uuuu, o kadar çok bilgi var ki. Hem evrenselmiş de bu. Evet, telepati evrensel bir bilgi aracıymış. Evrensel komplo teorilerini falan düşünmeyesiniz. Düşünmüşseniz de kimseye söylemeyin. Gizli kalsın. Öğrendiğime göre gizli bilimlerle uğraşanlarda da, tasavvufta gelişmek isteyenlerde de telepati yeteneğini geliştirip kullanmak isteyenler oluyormuş. 

Doğru söyleyin, bu yazımı acayip buldunuz değil mi? Bakın bir alıntı: “Bugün modern dünyanın sakinleri olan bizler, nedense aklımızın ermediği ve alışamadığımız her şeye ‘acayip’ veya ‘doğaüstü’ damgasını vuruveriyoruz. Bu fenomen ( telepati) bir kez etüt edildiğinde, prensiplerinin tamamen mantıksal olduğu görülür.” 

Bakın hiç tahmin etmediğiniz konuda bazı şeyler karaladım. Telepati dedim, frekans mekans dedim. Lütfen ayarlarımızı gözden geçirelim. Bilginin hamalı da olmayalım, esiri de. Kendimizi tanıyalım. Bilgiyi biz yönetelim.  

 

Sabahattin Gencal, Başiskele - Kocaeli, 08. 06. 2011 

 

 

 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..