Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Televizyon müptelası

Televizyon müptelası
 

Yorucu bir iş gününden sonra eve gidince, annemin yaptığı mis kokulu ve bol faydalı yemeklerden yedikten sonra en çok sevdiğim şeydir; televizyon karşısına kurulmak. Bütün gün üzerimde durduktan sonra benimle bir bütün oluşturan kıyafetlerimi çıkartmak için can atmakta olduğumdan televizyonun başına geçmeden önce, mutlaka en sevdiğim kıyafetler olan pijamalarımı geçiririm sırtıma. Buraya kadar her şey normal, belki de bir çok insan yapmaktadır benim gibi. Ama benim eziyetim işte bu safha da başlıyor.

Rahat pijamalarımı giyip saçlarımı da en tepeden lastik tokayla bağladıktan sonra huzurlu huzurlu televizyonun başına geçeceğim ki, ilk engel babaannem. Tabi daha "kanalı değiştirmeyeyim" diye hemen hamlelere başlıyor. Kendisinin izlediği saçma sapan Kalp Gözü, Sırlar Dünyası gibi güya gerçek hayat hikayelerini anlatmaya çalışıyor. "Bir gelin varmış, yazıkmış kıza. Kocası ölmüş, kaynanası kovmuş..." "Tamam babaanne" deyip aldırmadan alıp değiştiriyorum tabi kanalı ama babaannemin psikolojik baskısı son gaz devam ediyor. Bu defa da benim izlediğim şeyleri kötü yönde eleştirilere başlıyor. "Şimdi bu kız naptı? nıck nıck nıck... eksik etek. Bak hele nasıl haymalıyor (vuruyor veya hırpalıyor) oğlanı" Tabi tüm bunlar işe yaramayınca, çünkü ben inatla seyrediyorum. "Ne anlıyorsunuz bu alt yazılıdan?" ve son çırpınışlar "bu televizyonda izlenecek hiç bir şey yok!"

Sıra kardeşime geliyor. İnternetten ve derslerinden fırsat buldukça odasından gelip benle uğraşmayı pek bir seven kardeşim mutlaka uğrar yanıma...

Kardeşim: "sen bu filmi daha önce seyretmemiş miydin?"
Ben: "Evet menekşe ama tekrar seyrediyorum, çok güzel bir film"
Kardeşim: "Ya senin sorunların var bir film elli kere izlenir mi?"
Ben: "İyi de bu daha ikinci izleyişim, hem evet çok beğendiysem elli kere de seyredebilirim. Sana ne?"
Kardeşim: "Değiştir bu kanalı"
Ben: "Ne izleyeceksin ki?"
Kardeşim: "Benim işim var ne halin varsa gör!"

Bu belayı da atlattıktan sonra sıra babama gelmiştir. Eve genelde geç saatlerde geldiğinden artık filmin sonlarındayımdır ve heyecan doruktadır. Babam içeri girince hemen yanıma gelir, beni biraz sevdikten (tam filmin ortasında maçır maçır öpmesi ve kulağımın dibinde "nohutum nohutum" diye bağırması) sonra aniden ciddileşir "gene mi alt yazılı?" diye yüzüme bakar. "Ya bir gece haberlerini izleseydik" ya da "İboshow var canlı yayın onu izleyelim" diye diretmeye başlayınca "Zaten filmimin sonu azıcık sabret, bitince ne istersen izle" diye ikna edici konuşmalarım sonucunda, tatminsiz tatminsiz "bu evde bişey izlemek bana haram" deyip çaresiz filmimin bitmesini beklemeye koyulur.

Sonuçta filmimi izledikten ve mutlu mesut yatağıma doğru yol aldıktan sonra beni saran düşünce; "Acaba onlar mı bana eziyet etti yoksa ben mi onlara?" oluyor...

 
Toplam blog
: 5
: 681
Kayıt tarihi
: 11.12.06
 
 

İçinde yaşadığım karışık şehir İstanbul! Her sabah ve her akşam çektiğim dayanılmaz trafiği, iç i..