Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ocak '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Temaruz toplumu

Temaruz toplumu
 

Temaruz toplumu


Tarihin gelişimiyle birlikte birbirine benzemeyen binlerce toplum yeryüzünde yer almıştır. En genel anlamda toplumlar geleneksel toplumlar ve modern toplumlar olarak ikiye ayrılır. Toplumlar için; gelişmiş, gelişmekte olan, açık, kapalı, kırsal, kentsel gibi sınıf tanımlamalar da yapılmaktadır.  Ancak Toplumları belirleyen kriterler tam ve açık değildir. Bu gelişim sürecinde bilim adamları toplumların doğayı ve çevreyi değiştirmede kullandıkları teknolojinin çeşidine, üretim tiplerine göre beş türe ayırmışlardır. Toplum türleri;

– Avcılık ve toplayıcılık toplumları,

– Çobanlıkla geçinen göçebe toplumlar,

– İlkel tarım toplumları,

– Tarım toplumları,

– Endüstriyel toplumlarıdır.

İngiliz toplumbilimci Anthony Giddens’e göre; Endüstri ve teknolojiye dayanan, nüfusun büyük bölümünün fabrikalar, ofisler ya da dükkanlarda çalıştığı, insanların çoğunlukla endüstriyel üretimin yoğun olduğu kentlerde yaşadıkları, önceki toplum tiplerine göre daha gelişmiş ve yoğun siyasal düzene sahip olan toplum tipi modern toplum ya da endüstri toplumudur.

Günümüzde ise endüstrinin, endüstri toplumundaki formundan büyük ölçüde farklılaştığı ve görece arka planda kaldığı, bilgi ve iletişim sektörlerinin ön plana çıktığı, “bilgi toplumu” ya da “endüstri sonrası toplum” olarak adlandırılan yeni bir toplum tipinin oluşmakta olduğu kabul edilmektedir. Zira Geleneksel toplumdan endüstri toplumuna, endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçiş, toplumsal değişmenin doğal bir sonucudur.

Belli bir coğrafyada, belli bir otoriteye bağlı olarak ortak ve temel çıkarlarını korumak için bir araya gelmiş, bu amaçla toplumsal ilişkiler kuran ve ortak bir kültürü paylaşan insanların oluşturduğu bütünlüğe “toplum” dendiğini biliyoruz. Toplumların içinde bulunduğu iklim koşulları, toplumu oluşturan insanların nüfusu, sahip oldukları değerleri, normları, ekonomik güçleri, vb. aynı olmadığından, toplumların yaşama tarzları da aynı değildir.

Toplumun Özellikleri; 1) Toplumun belli bir coğrafi yeri vardır, fiziksel sınırlar toplumu çevreler. 2) Toplumu oluşturan bireyler ortak duygu ve düşüncelere sahiptir, ortak çıkarlarını korumak için birlikte hareket eder. Yani birlikte yaşama isteğine sahiptirler. 3) Toplumu oluşturan bireyler ortak kültürel (örf, adet, gelenek, görenek, töre, dil) öğelere sahiptir. 4) Her toplumun kendine özgü bir kültürü vardır. 5) Her toplum belli bir tarihe ve tarihi birikime sahiptir. Yani belli bir sürekliliğe sahiptir.

Toplum birçok toplumsal grup, kurum, kuruluş ve değerleri içine alan geniş ve sürekli bir insan topluluğundan oluşur. Toplumu oluşturan başlıca unsurlar; birey, toplumsal gruplar, kurumlar, kuruluşlar ve ilişkilerdir. Toplumsal kurum; kuşaklar boyu devam eden, kalıcı nitelik kazanan, ortak kabul görmüş uygulama ve davranış kalıplarını ifade eder. Örneğin; aile, din, eğitim, siyaset, ekonomi kurumlar gibi. Toplumsal kuruluş; kurumların toplumsal hayattaki somut görünümleridir.

Toplumsal etkileşim, birey ya da grupların birbirlerini etkilemek yoluyla gerçekleştirdikleri toplumsal davranışlardır. Toplum, grupların, biçimlenmesinde, statü ve rollerin belirlenmesinde toplumsal etkileşim önemli bir faktördür. Başlıca toplumsal etkileşim tipleri; mübadele (sosyal alışveriş, değişim), iş birliği, rekabet, çatışma, uyum, uyarlama, benzeştirme ve baskıdır.

Toplumsal kurumlar; kabaca, bir davranış kuralları bütünü olarak görülebilir, toplum ve onun içinde bulunduğu nesnel koşullar sonucu ortaya çıkarlar. Bir toplumsal kurum bu nesnel koşulları daha belirgin duruma getirmek için oluşturulmuştur. Toplumsal kurumlar, bir toplumun üyelerinde belli düşünme ve davranış alışkanlıkları ya da kalıpları oluşturarak toplumsal düzeni ve toplumsal uyumu sağlamlaştırır. Toplumsal kurumların işleyişinin öğeleri; Davranış kuralları (resmi (yasalar trafik kuralları gibi) ya da gayrı resmi( ahlak, nezaket kuralları)), Statü (her insanın toplumsal kurumda belli bir yerinin olduğunu gösterir), Rollerdir. (toplumsal kurumlar üyelerine rol ve sorumluluklar verir.)

Yazımızın konusu temaruzun kelime anlamı, (Fransızca: Simulation), kendine hasta süsü vermek, başkalarında hasta olduğu izlenimi uyandırmak için hastalık belirtilerine bilinçli ve amaçlı biçimde öykünülmesidir. Bireyin bazı isteklerini yerine getirmek, bir kazanç elde etmek veya sorumluluktan kaçmak amacıyla var olan bir rahatsızlığını aşırı derecede abartması veya olmadığı halde bir rahatsızlığı varmış gibi göstermesi durumudur. Temaruzun başlıca özelliği, askere gitmek ya da askeri bir görevi üstlenmekten kaçmak, işten kaçmak, maddi tazminat almak, cezai takibattan yakayı kurtarmak ya da ilaç elde etmek gibi dış uyaranlar nedeniyle amaçlı, kasıtlı olarak yapılan, doğru olmayan ya da abartılı fizik ya da psikolojik semptomlardır. Kısaca, temaruz, bir şey yapmamak için türlü bahaneler kurmak, uydurmaktır.

Sosyologların toplum tanımlamaları bir yana, hepimiz biliyoruz ki Toplum bireylerden oluşur ve bireyler toplumun biricik taşıyıcılarıdır. Bireysel varlık ile toplumsal varlık aynı zamanda baş gösterir, eşit adımlarla ilerler, birbirine bağımlılık içinde yaşar ve değişirler. Onların ne olduklarını söylemek için sadece bu karşılıklı ilişkiye bakmak yeterlidir.

O halde sosyal bir analiz yaparak, bir şey yapmamak için sürekli “temaruz” halinde olan bireylerden oluşmuş toplumumuza “Temaruz Toplumu” diye bilir miyiz?

Nizamettin Biber

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..