Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '16

 
Kategori
Deneme
 

Tembelliğin nedeni insanların yapmak istemedikleri şeyleri yapmaya mecbur bırakılmasıdır

Tembelliğin nedeni insanların yapmak istemedikleri şeyleri yapmaya mecbur bırakılmasıdır
 

İnsanları kendi haline bırakırsan kimse bir şey yapmaz algısı yanlış. Bunu yapmadınız ki sonucunu görelim.”Ne istersen onu yap” insanı kendi haline bırakmak değildir; insanı kendi haline bırakmak istediği şeyi yapmaya yönlendirmektir.

Dünyadaki bir kişiyi (isteklerinin bilincinde 21 yaşına değmiş)karşınıza alın “İsteklerin nedir, nasıl yaşamak istiyorsun” diye sorun. Alacağınız cevap muhtemel ki şu an onun yaptığı şeyler ve yaşadığı hayatla bağdaşmıyordur.

“E napalım, hayat böyle” O zaman dünyayı onun istediği şekle getireceksiniz. Siz ne yapıyorsunuz? Onu dünyanın istediği şekle getiriyorsunuz.

Ben şimdi bu konuyu bundan önceki hiçbir düşünürün/yazarın gündeme getirdiğini duymadığımı söylediğimde senin cahil bıyık altından kıs kıs gülüyor. Aklınca benimle dalga geçiyor. Yalan mı söylüyorum? Duymadığınız, bilmediğiniz ve işinize gelmeyen konuları gündeme getirdiğim için yazdıklarım deli saçması. Onun için işçiyi ameleyi çalışmaya sürükleyerek götürüyorsunuz. İstediği hoşlandığı bir şeyi yaptırın bakalım koşarak gitmiyorlar mı?

Bu konuyu sadece “Herkes sevdiği işi yapmalı” gibi dar bir çerçevede de düşünmemek lazım; herkes ne yapmak, nasıl yaşamak istiyorsa hayatı öyle olmalıdır. Belki bunun gerçekleştirilmesi bundan önce mümkün görülmediği için âlimler üzerinde düşünmemişler ve Sümer Zahbe’nin Mezopotamya dağlarında kan ter içinde tırmanışını seyretmişler çaresiz seyretmişler ve “Hayat böyle” galiba demişler.

Ama şimdi ben insanların isteklerine göre bir dünya kurmanın mümkün olduğunu söylüyorum. Şu anda yaşadığımız hayat bazılarının isteklerine göre bir dünya.

Hiç kimse tembellik yapmaz, yeter ki istediğini ver. Tembel insanlar aslında akıllı insanlardır; tembellikleri mantıksızlığa tepkidir. Hiçbir konuda istekleri olmuyor. Olsa bile istedikleri şekilde olmuyor. Ya da bedel ödüyorlar. Oysa hayat insana verilmiş ödüldür ve ödül için bedel ödenmez.

Bunları anlatıyoruz da okuyanlar anlıyorlar mı şüpheliyim. Birilerinin istekleri olsun diye yaşıyoruz. Dünyadaki sözde mecburiyetler onların bizi kullanma silahı. Dünyanın düzeni buymuş, Tanrı emretmiş, yapmazsak aç kalır ölürmüşüz… Dünya benim için yaratılmış niye aç kalayım. Ve bu düzen işte çakalların bu tezgâhı ile bilinçsiz insanlığın bu tezgâhı anlayamaması yüzünden yüzyıllardır işte böyle sürüp gidiyor.

Belki bin yıl sonrasının düzeninden bahsediyorum, bir gün gelecek insanlar sadece istediklerini yapacaklar, mecburiyet diye bir şey olmayacak. Hatta bugün yapmaya mecbur oldukları şeyleri o gün para ödeyerek yapmak isteyecekler “Lütfen bir çocuk doğurmak istiyorum, bedeli kaç liraysa ödeyeyim”

Yazılarımızın tamamı yeni bir dünya düzeni içindir. Ve hiçbir yazımızda halen dünyada uygulanan mevcut fikirlere yer verilmemiş, bunlar savunulmamıştır. Bir şey doğruysa, olması gerekiyorsa zaten o konuda yazı yazmıyoruz. Mesela hiçbir yazımda “Çiçekler gereksizdir” dedim mi, ya da “Su kötüdür”

Benim yazılarımdan etkilenen, düşüncelerimi kısmen ya da tamamen doğru bulan kimseler üstün bilince ulaşmış kimselerdir. Kendilerini yenidünya düzeninin öncüleri, evrenin yıldızları olarak selamlıyorum(Okuyup geçenler dâhil değil)

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..