Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '09

 
Kategori
Güncel
 

Temel Dursun hikayesi...

Temel Dursun hikayesi...
 

Gün doğarken...


Babaannem; “Ah nerede o eski bayramlar!” diyerek bayramlar üzerine konuşulmaya başlandığında söze başlardı.

Her yıl eski bayramlar ile günümüz karşılaştırılır.

İnsanın giderek bireyselleşmesinin, topluma yabancılaşmasının doğal sonucudur bu yargıya varmada etken olan en önemli veri belkide.

Gündelik yaşamın rutinine esir olan bireyin zaman yoksulluğu ve koşuşturması insanı insan yapan değerlerden hızla uzaklaştırıyor kuşkusuz. Metropollerde neredeyse gününün büyük bölümü ulaşım araçlarında geçen asgari yaşam mahkûmu için herhalde birazda lüks tüketime giriyor sıcacık bir tebessüm ile komşusuna “İyi akşamlar!” veya “Günaydın!” diyebilmek. Babaannem bu gün yaşasaydı daha içten seslenirdi;

“Nerede o eski bayramlar!”

***

Ergenekon davasının iddianamesinde yer alan bazı “özel” sayılacak bilgileri kullandığı için ceza alan Ş.Tayyar’da; iktidar katından ve patronundan “tebessüm” beklemiş anlaşılan…

***

Hukuk herkese bir gün lazım olur…

***

Sponsor sıkıntısından seyahat etme özgürlüğümüzü kullanamadığımız şu kısacık bayram tatilinde gündem üzerine bir iki laf edelim. Eğitimlerini eş dost desteği ile bitirip dünya bankasında çalışırken özveriyle vatani görevini bitiren oğul Erdoğan’ın ticaret hayatına da hızlı girdiğine dair haberler gazetelerdeydi.

***

Bayramda yurdun dört bir yanında şu ana kadar seksen sekiz yurttaşımızı trafik terörüne kurban verdik, onlarca yaralı ve ekonomik kaybımızda var.

***

Bilimin, teknolojinin sürekli değiştiği günümüz dünyasında hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığı su götürmez bir gerçeklik. İnsanların kafa yapıları gelişmese bile tüketim araçları sürekli gelişiyor…

***

Patroit haberleri gündemden ötelendi, “Demokratik Açılım”a kurban oldu. Yeterince kamuoyunda tartışılmadı.AB ve ABD’nin çıkarlarını İran füzelerinden korumak için Türk halkı pamuk elleri cebe atacak anlaşılan…

***

Bu arada hastalardan alınan katkı paylarının artacağı gazetelere yansıdı. Milyonlarca yeşil kartta iptal edilmiş ne gam!

Seçime 2.5 yıl var, biryolu bulunur oyları almanın!

***

Ezeli ve ebedi dostumuz, müttefikimiz” USA’dan gelen haberlere göre; Başbakan’ın son kararına dayandırılan haberlerde TBMM’nin “Demokratik Açılım”ı açık, açık tartışılacağı müjdeleniyor.

***

Ve.

Hülya Avşar “Açılım” üzerine Milliyet gazetesinden Devrim Seminay ile yaptığı röportajda yer alan düşüncelerinden ötürü savcılığa davet edildi.”Halkı kin, nefret ve düşmanlığa tahrik ettiği” savıyla yargılanacak…

***

İki yüz bin öğretmen atama bekliyor. İlahiyat Fakültelerini okuyanlar formasyon alarak öğretmen olabilecekler. Özetle, Eğitim Fakülteleri ile İlahiyat Fakültelerinin farkı kalmayacak.

***

Aşti, Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali mescidi imamının, 143 milyon 829 bin lira bütçesi olan RTÜK’te sayman yapılmasının ardından, İmam Hatip lisesi mezunu bir memur da ‘’Sayman yardımcısı’’ olarak atandı.Ayrıntıları linkte yer alan haber “Müezzin ve hafızlar sırada mı?” sorusuyla devam ediyor.

***

Evli ve 3 çocuk annesi 30 yaşındaki S.K., kendisiyle zorla cinsel ilişkiye girip, istemediği halde hamile bırakıp çocukları olduğu iddiasıyla eşi 41 yaşındaki Hayrettin K. hakkında savcılığa suç duyurusunda bulundu. Hayrettin K. hakkında, 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

***

One minute” (van minut) gerilimi bitmiş çok şükür!

Başbakan ilk görüşmesini Musevi cemaati temsilcileri ile yapmış.

***

Nerede o eski bayramlar!”
Eğrisi eğri, doğrusu doğru.
Dostu dost, düşmanı düşman, takiyyesiz.

***

DYH, Doğan grubuna verilen cezalar ile ilgili yabancı basın ve sivil toplum kuruluşlarından açıklamalar gelmeye devam ediyor.

***

Giresun’da yengesini domuz sanarak vuran yeğen katil oldu.

***

Nerede o eski bayramlar!” derdi babaannem.

Haklı, özgürlük, demokrasi olmadan bayram, bayram olur mu?

***

Temel kendini dine iyice kaptırmış, alnı secdeden kalkmıyor. Sürekli namaz kılıyor. Fadime’de artık dünyada gözü olmayan Temel ile dalga geçiyor “Evliya olacaksın!” diye.

Temelin oğlu Dursun, haylaz mı haylaz, her gün kabahat işliyor.

Köylü Temel’e hep Dursun’dan şikâyet ediyor. Zavallı Dursun yediği, yiyeceği sopadan korkusuna neredeyse her zaman tavan arasında buluyor kurtuluşu.

Bir gün Temel yine camiden gelmiş, huşu içinde; evde de namaza duruyor.

Dursun cin gibi, tavan arasından sesini değiştirip sesleniyor;”Uçacaksın ya kulum!”

Temel başka bir alemde sanki, gözleri kapalı dikkatle dinliyor gelen sesi.

Dursun yine;”Uçacaksın ya kulum!” diyor.

Temel huşu içinde kendinden geçmiş, ayakları yerden kesilmişçesine bir iki adım atıp pencereden bırakıyor kendini boşluğa. Kulaklarında “Uçacaksın ya kulum!”yankılanıyor…

***

“Ergenekon” Ş.Tayyar’a bir milyon dolar rüşvet vermek istemiş.

***

Sahi nerde o eski bayramlar.

Nerede o eski bayramlar!”

 
Toplam blog
: 1114
: 827
Kayıt tarihi
: 28.09.06
 
 

Ankara'da yaşar, dünyalı,aynadaki görüntüsüne muhalif, vicdan hesapları yapmaktan yorgun, yaşanıl..