Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Nisan '15

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Temel Reis’i güçlendiren Ispanak, yiyenleri gençleştiriyor mu?

Temel Reis’i güçlendiren Ispanak, yiyenleri gençleştiriyor mu?
 

Genç kalmak ve genç bir görünüme sahip olmak gerçekten bir ayrıcalıktır. Peki, bu ayrıcalığa nasıl sahip olabiliriz bunu hiç düşündünüz mü?

Elbette genç kalmanın sırları ve püf noktaları var. Hatta çevrenizde yaşından çok daha genç gösterenlerin muhakkak genç bırakan gizli formülleri mevcuttur. Bazıları nasıl genç kalınır bunun farkındadır ve gerekeni büyük bir özenle yerine getirir, bazı kişiler ise genç kalmanın sırlarını farkına varmadan keşfetmiş ve yaşam tarzı gereği bunu günlük yaşamında kendisi bile bilmeksizin uygulamaktadır.

Elbette yaşanan iklim, doğal yaşam, stressiz bir hayat sürmek genç kalmanın ipuçları arasındadır. Ama her şeyden önemlisi ise genetik etkenler ve beslenme düzenidir.

Genetik etken bir şans ve kısmet meselesi olduğu için bu konuda pek yapılabilecek bir şey yok. Ancak beslenme elimizde olan bir şey ve dilediğimiz gibi beslenebilmemiz pekâlâ mümkün.

Mademki genç kalmak için besleneceğiz, bu durumda genç kalan yiyecekler hakkında bilgi edinerek genç kalmak için neler yemeli bunları bileceğiz.

Yaşlanma sürecinde kalıtım, çevresel faktörler ve yaşam şekli önemli rol oynuyor. Çevresel faktörler ve yaşam şekli bu sürecin neredeyse yüzde 70’ini etkiliyor.

Beslenmenin çeşitlendirilmesi, tek gıdaya yönelmemek gibi beslenme davranışları vitamin ve minerallerin yeterli alınabilmesi için önemlidir. Eğer bazı gıda grupları uzun süreli olarak tüketilmiyorsa, bu gıdaların içerdiği bazı vitamin ve mineraller yeterli alınmıyor demektir. Örneğin; süt ve süt ürünleri içinde yer alan peynir, yoğurt, ayran, dondurma, sütlü tatlılar gibi gıdaların hiçbiri uzun süredir tüketilmiyorsa kalsiyum minerali yönünden eksik besleniliyor demektir. Bu durumda kalsiyum yerine getirmesi gereken görevlerini yapamayacak ve metabolizmada bazı eksiklikler oluşacaktır.

Araştırmalar bazı vitaminlerin yaşlanma sürecini yavaşlattığını ve yaşam kalitesini artırdığını gösteriyor. Antioksidan olarak adlandırdığımız bu öğeler hücrelere serbest radikallerin zarar vermesine engel olurlar. Her insanın vücudu ve her hücre serbest radikallerle karşı karşıya kalabilir ve bu maddeler hücrenin zarar görmesine neden olur. Bu durum hastalıklara yakalanma riskini arttıracak ve erken yaşlanmaya sebep olacaktır.

Bu nedenle gıdalarla yeterince antioksidan almak veya gıdalarla karşılanamadığı durumlarda destek ürünlerle eksiklikleri karşılamak yaşlanmaya ve hastalıklara karşı koruyucu olacaktır. Ancak bu ürünlerin gereksiz yere veya fazla kullanımının da ters etkilerinin olabileceğini hatırlamak gerekir. Antioksidan etki gösteren vitaminlerin içinde A, C ve E vitaminleri yer alır.

A vitamininin en iyi kaynakları süt, koyu yeşil yapraklı sebzeler, havuç, ıspanak sayılabilir. C vitamini ise en çok turunçgiller, çilek, brokoli, lahana, maydanoz ve birçok meyve ve sebzede bulunur. E vitamini kaynakları ise bitkisel yağlar, ceviz, fındık, badem gibi kuruyemişlerdir.

Antioksidan ihtiyacını karşılamak için pratik olarak her gün 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Ancak bu sebze ve meyvelerin toplanmasından itibaren kısa süre içinde ve çiğ olarak tüketilmesi antioksidanların etkisinin azalmaması için gereklidir. Beslenmeyle birlikte bu gıdaları alırken aynı zamanda yaşam tarzı değişiklikleri de yapmak gerekiyor. Eğer sigara ve alkol kullanmaya devam ediyor, egzersizi hala hayatımızda bulundurmuyorsak daha sağlıklı yaşlanmak için yeterince çaba göstermiyoruz demektir.

Gelin ömrü uzattığı bilimsel olarak kanıtlanan bir sebzeden bahsedelim.

Ispanak Temel Reis’le, demir deposu olmasıyla yıllar boyu öyle bir özdeşleşti ki bir süre sonra inandırıcılığını kaybetti. Ispanağın popülaritesi gittikçe düşerken, bu günlerde tekrar yükselmeye başladı.

Sizin anlayacağınız, Ispanak aynen fıkra kahramanına dönüştü.

Çocuklarınıza az yedirin, bir faydası yok diyenler bile oldu. Ancak ıspanak başta olmak üzere yeşil yapraklı sebzeler tekrar tahtına oturacak gibi görünüyor.

ABD’nin Chicago kentinde Rush Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada 950 yaşlının yeme alışkanlıkları ve akli dengeleri 2 ile 10 yıl arasında değişen sürelerle incelenmiş. Yaş ortalaması 81 olan katılımcılar 19 teste katılarak akli dengeleri ve yeme alışkanlıklarıyla ilgili soruları cevaplamışlar.

144 besin türü içinden hangilerini günlük beslenmelerinde kullandıkları gözlenerek akıl sağlığı ve beslenme arasındaki ilişki incelenmiş.

Bu süreç sonunda ise günde bir veya iki kez ıspanak, kıvırcık lahana, karalahana gibi yeşil yapraklı sebzeleri tüketenlerin, bu tür sebzeleri tüketmeyenlere göre zihinsel fonksiyonlarının çöküşlerinin daha yavaş olduğu bulunmuş.

Eğitim, egzersiz ve aile geçmişleri göz önünde bulundurulduğunda bile sonuçlar aynı kalmış.

Ortalamaya bakıldığında yeşil sebzeler tüketen katılımcıların akli dengelerinin ve hafızalarının, tüketmeyenlere göre 11 yıl daha genç kaldığı görülmüş.

Araştırmayı yürüten Martha Clare Morris’e göre hafıza veya zihni aktivitelerin kaybı yaşlandıkça insanların en büyük korkularından biri oluyor. Morris, zihni aktivitelerin düzgün çalışmamasının Alzheimer hastalığının temeli olduğu için yeşil yapraklı sebzelerin tüketiminin bu hastalığın tedavisinde düşük maliyetli ve kolay bir çözümü olarak görüyor.

Yeşil yapraklı sebzelerin bu kadar yararlı olmalarının sebebi ise içlerindeki yüksek seviyelerdeki K vitamini, lutein, beta-karoten ve folik asit, magnezyum gibi vitaminler ve minerallermiş...

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..