Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '21

 
Kategori
Deneme
 

TEMELLE İDRİSİN FADİME AŞKI-4

Şehre Yolculuk,

Temelin Fadime’yi görünce durduğunu gören Asiye ve Emine hanım da durdular. Asiye hanım, “Emine bırak konuşsunlar dedi.” 

Fadime öylesine sinirlenmişti ki avuçlarını sıktı  işaret parmağını Temele doğru uzattı,   Sol eli belinde, sağ ayağı ilerde, gözleri yuvarlağından çıkacak gibi  hışımla temele bağırdır.

“Temel sen kimsin? Sen beni ne sanıyorsun? Senin tapulu malınmıyım ki beni en sevdiklerimden kıskanıyorsun. Hem bana hem de etrafımdakilere  zarar veriyorsun. Beni kapıda görmeseydin nereye gidecektin? Hadi söyle bakalım. O duygusal, gariban, şair ve ince ruhlu   İdrise gidecektin değil mi? Bak inceliğe bak, beni de, senide, kendini de düşünmüşte bana mektup yazmış. Senin düşünemediğini düşünmüş. Düşündü diye de yine ona saldıracaktın değil mi? Bak seni uyarıyorum bir daha ne benim yanımda ve köşemde nede  idrisin yanında görmeyeceğim. Ben senin ne karın nede sevgilinim. Aynı köylüyüz, Arkadaşız, dostuz, bundan ötesi yok. Şimdi  çantanı, kitaplarını eşyanı hazırla okuluna kadar git. Adam olmadan bir daha dönme.”

Fadime hızla dönerek eve girdi, kapıyı o kadar sert kapattı ki rüzgarı temele kadar ulaştı. Temel olduğu yerde kala kaldı. Kafasında şimşekler çaktı. Fadime’yi hiç böyle görmemişti. Fadime’nin söylediği sözler kulaklarında çınladı. “ne onun, nede İdris’in yanında olmayacakmışım, koruduğu insana bak, bir bücür uğruna, iki satır mektuba beni sattı ama ben o bücüre göstereceğim gününü” Fadime hiçbir şey söylememiş gibi hızla geri döndü.

 “Ulan bücür İdris bütün bunlar senin yüzünden oldu. Seni bir elime geçirirsem bu sefer yaşatmayacağım”  hızlı adımlarla İdrislerin evine yöneldi. Asiye hanın Temelin nereye gittiğini anladı hem temele çağırıyor hem de peşinde koşuyordu.

“Oğlum Temel dur bekle, yine bir delilik etme, bu sefer Fadime yi hep kaybedersin.”

Temel annesinin kendisine seslenişine aldırmadan hızla İdrislerin evinin önüne geldi. Hızla kapının tokmağını çaldı.

“İdris çık kapıya konuşalım” Fakat içerden ses gelmedi. Biraz daha hızla çaldı. Yine ses gelmedi. Bu arada Asiye hanımda yetişmişti.

“Temel oğlum ne yapıyorsun, niye delilik ediyorsun. Allah aşkına bir dur, kendine hakim ol. İdris kötü bir şey yapmamış bak, Fadimenin okula dönmesini sağladı bundan daha güzel ne olabilir.”

Temelin bir eli kapı tokmağıyla kapıya vuruyor. Bir yandan da hem annesine hem de idrise sesleniyor du.

“Anne ne iyi yapmış yaaaa, sen Fadimenin bana söylediklerini duydun mu, Beni mahfetti nerden çıktı bu bücür şerefsiz. Her ne istiyorsam ona çullanıyor.”

“Çık lan idris kapıya konuşucaz”

Asiye hanım Temel’i kendine çekti, sımsıkı kucakladı,

“Dur oğlum dur, bak evde kimse yok kapıyı da kilitleyip gitmişler, Hayret  Ayşe nereye gitse haber verirdi acaba başlarına bir iş mi geldi. Nereye gitti bunlar.”

Temelde durdu, oda merak etti.

“Anne doğru söylüyorsun, bu İdris Fadime burada iken bir yere gitmez. Gerçekten bende merak ettim. Bak anne İdris’i merak ettiğimi sanma şu anda burada yakalasam onu zaten ben öldürecektim fakat Ayşe teyzemi merak ettim.

“Tamam oğlum, dur bakalım şimdi öğreniriz, ben tarlada iken belki Emine teyzene söylemişlerdir. Gidip sorayım. Şimdi sen eve git kendine hakim ol. Eşyalarını topla yarın okula gidiyorsun. Anlaşıldı mı?”

Temelin sinirleri yatışmıştı. Annesine asker selamı vererek,

“Tamam komutanım emredersiniz”

Asiye hanım koşar adımlarla Emine hanımlara gitti. Emine hanım kapıda sandalyede oturmuş tarladan topladığı sebzeleri temizliyordu. Asiye hanımın telaşlı halinden endişe etti.

“Asiye yine ne oldu, Yine Temel bir şey mi yapıtı”

“Yok emine yok, Temel bir şey yapacaktı da, yapacağı kişiyi bulamadı. Ayşeler evin kapısını kilitleyip gitmişler. Nereye gittiklerinden senin haberin var mı?

Emine hanım gayet sakin bir şekilde,

“Gel şuraya otur Asiye telaş etme, Kemal şehirde bir iş bulmuş, şehirde bir de ev  kiralamışlar onları aldı bu gün şehire gittiler. Senin anlayacağın Ayşe’yi kaybettik. Aslında bende gideceğim de seni yalnız bırakırsam bana küsersin diye gitmiyorum. Şimdi Fadime de okula gidecek ben burada yapa yalnız kalacağım. Söylesene Asiye ben ne yapayım. Ne edeyim. Fadime’nin yurtlarda kalmasına nasıl razı olayım. Ben şehire gitsem orda bir oda mutfağı olan bir yer tutsak Fadime ile yaşar gideriz. Kendime de bir iş bulurum. Ne dersin Asiye”

Asiye hanımın  bütün enerjisi ve gücü bitmişti. Ne söyleyeceğini bilemedi, dili tutuldu. Sonra yavaş yavaş başını kaldırdı. Gözleri yaşardı ve hiç üzülmemiş gibi canlı bir sesle,

“Haklısın Emine çok haklısın, Eğer gitmezsen Temelin Fadime’ye yaptığını ben sana yapmış olurum. Dostluğumuz, arkadaşlığımız kardeşten öte. Ha burada olmuşsun ha şehirde ne fark eder. Ben seni ziyarete gelirim, sende beni. Zaten burada tarlan, bağın, bahçen var. Onları ekmeye dikmeye geleceksin, Sen üzülme ben Cemale söylerim yarın size şehirden bir ev bakar. Zaten oda Temeli okula gütürecek. O size yardımcı olur.”

Emine hanımın üzerinden kocaman bir yük kalkmıştı. Ayağa kalktı ve Asiye sımsıkı kucakladı.

“Teşekkür ederim arkadaşım, hadi şimdi gidelim yarına hazırlık yapalım. Yarın sende bizimle gelirsin hem bizi hem temeli yerleştirir gelirsin. Ne dersin?

“Tamam Eminem gidelim. Belli olmaz belki bizde şehre yerleşiriz. Kısın şehirde yazın köye döner tarlayı bağı bahçeyi bakarız. Şimdi düşünmeyelim bunları yarın ola hayrola.”

Asiye hanımın omuzları düşmüş, başı önünde, yavaş adımlarla eve doğru ilerledi. Yıllarını verdiği eve baktı. İçine bir hüzün çöktü.

“Şimdi biz buralardan gidersek buralar yetim kalmaz mı? Şu kuşlar, böcekler bu kadar şen şakrar öter mi? Bu kapıda koşan çocuk sesleri, tavuk, inek, koyun, keçi melemesi duyulur mu.  Ya anılar. Onlar buralarda biz olmayınca kalır mı ki. Yoksa bizim yokluğumuzda geçmişi yeniden mi yaşarlar. Nasıl oldu da nasıl bu kadar hızlı geçti zaman. Ama yapacak bir şey yok. Çocukların geleceği önemli biz onlar için varız. Onların geleceği bizim geleceğimiz.”

Evin kapısına geldiğinde Temeli kapıda onu bekler buldu.

“Anne Ayşe teyzemler nereye gitmişler öğrene bildin mi, bende gelecektim de şimdi Fadime beni görürde yine kızar diye gelmedim”

“Öğrendim oğlum öğrendim. Kemal amcan şehirde bir iş bulmuş onları alıp şehre  gitmişler. Oraya yerleşeceklermiş.”

Temel bu duruma üzüldü mü sevindi m

***

Arkası yarun

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 39
: 366
Kayıt tarihi
: 27.11.14
 
 

1966 yılında Giresunda doğdu, Bulancak Ticaret Meslek lisesinde okudu ve Anadolu Universitesi İşlem..