Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '10

 
Kategori
Alternatif Enerji
 

Temiz enerji ve enerji kooperatifleri

Temiz enerji ve enerji kooperatifleri
 

Enerji denilince hepimizin söyleyeceği bir söz vardır. Çünkü enerji kullanımı evimize ve işimize yaşantımızın her alanına girmiştir. Bir düşünün elektriklerinizin ve doğalgazınızın kesildiğini, petrol istasyonlarında mazot ve petrolün olmadığını, herhalde kimse böyle bir durumla karşılaşmak istemez. Aksi halde hayatımız adeta durma noktasına gelir

Tabii bizi rahatsız eden sadece enerji kesintisi değildir. Her ay sonu posta kutumuza atılan elektrik doğalgaz ve yakıt faturalarıdır. Her ne kadar ülkemizde enflasyon düşük diye açıklansa da elektrik, doğalgaz ve akaryakıt zamları ceplerimizi yakmaya devam etmektedir. Her zam sonucu üretim maliyetleri artmakta, artan maliyetler çarşı ve pazarda karşımıza çıkmakta ve bizi geçim derdi ile baş başa bırakmaktadır.

Enerji bugün olduğu gibi her çağda önemini koruyan ve teknolojinin gelişimine bağlı olarak üretim şekli ve kaynağı değişen, doğadan elde edilen güçtür. İnsanoğlunun yerleşik düzene geçmesi ile değişen enerji talepleri, tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş sürecinde hızlanmıştır. Sanayileşme, artan nüfus ve her geçen gün büyüyen şehirlerin ısıtma, aydınlatma ve güç kaynağı talepleri kömür ve petrole talebi artırmış, bu amaçla ormanlar da hızla tüketilmiştir. Daralan doğal kaynaklar karşısında artan enerji ihtiyacının karşılanması için su kaynaklarından elektrik elde edilmesi yanında nükleer enerji insanlığın kullanımına girmiştir.

Doğadaki en önemli fosil yakıtlar olarak kabul edilen kömür ve petrolün yaygın ve hızlı tüketimi sonucunda karbondioksit gazı biçiminde karbon açığa çıkmış, havada artan karbondioksit dünya çeperinde sera etkisi yaparak küresel ısınmaya neden olmuştur.

Yirminci yüzyıldan itibaren etkileri görülmeye başlayan çevre sorunu tüm dünyada çevreci bir hareketin ortaya çıkmasına ve günden güne güçlenmesine neden olmuştur. Bir ölçüde bu insanların toplumsal duyarlılıkları ve tepkileri sonucu, çevreye zarar vermeyen, yenilenebilir alternatif enerji kaynaklarının araştırılması ve kullanıma sunulması yönünde çalışmalar başlamıştır. Çevreci hareket başta gelişmiş ülkeler olmak üzere tüm dünyada kabul görmüş, daralan enerji kaynakları, yüksek enerji harcamaları ve çevreci baskılar hükümetleri ve bilim çevrelerini alternatif ve yenilenebilir enerji kaynakları aramaya itmiştir.

Dünyada olduğu gibi ülkemizde de çevre zararına neden olan kömür ve petrolün yerini hızla doğalgaz almaya başlamış ve hayatımızın birçok alanına girmiştir. Ancak geçmişte olduğu gibi kömür ve petrol kaynakları yanında şimdide doğalgaz kaynaklarını elinde bulunduran ülkelerin güç alanları ortaya çıkmıştır. Tabii enerji bağımlılığının artması enerjinin ülkeler için stratejik önemini artırmıştır. Gıda ve su ile birlikte en temel ihtiyaç haline gelmiştir. Bugün dünya enerji fiyatlarındaki artışlar bireylerin olduğu kadar ülkelerinde ekonomilerini tehdit etmektedir.

Başlangıçta devlet yatırımı olarak ortaya çıkan enerji yatırımları özel sektörün de ilgi alanı içine girmiş, küresel bazda ise çokuluslu şirketlerin oyun alanı haline gelmiştir. Enerji dünya siyasetinin en önemli araçlarından biri olmaya başlamıştır.

Bir taraftan çevre sorunları insanlığı tehdit ederken, diğer taraftan artan enerji fiyatları tüketicileri ekonomik sıkıntıya sokmaya başlamıştır. Bu gerçeği gören başta gelişmiş ülkelerdeki çevre ve toplumsal duyarlılığı olan insanlar enerji ihtiyaçlarını güvence altına almak için özellikle enerji harcamasının büyük şehirlere göre daha az olduğu kırsal alandaki köy ve kasabalarda Enerji Kooperatifleri kurmaya başlamışlardır. Başta ABD, Kanada ve İngiltere olmak üzere hareket dünyaya yayılmaya başlamıştır. Son yıllarda enerji kooperatifleri başta rüzgar enerjisi ve güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji konusunda yatırım yapmaya başlamışlardır.

Bugün İngiltere’de kurulan enerji kooperatifleri dernekler kanunu statüsündeki bir üst örgüt olan 2002 yılında kurulan Energy4All çatısı altında toplanmışlardır (http://www.energy4all.co.uk/energy_home.asp ). Ayrıca Birleşik krallığın diğer ülkelerinde de hareket yayılmaya başlamıştır. Energy4all Avrupa’da yeşil enerji konusunda uzman kuruluşlardan biri haline gelmiştir. Ayrıca Büyük Britanya kooperatiflerinin üst örgüt olan The Cooperative UK’da rüzgar enerjisi yanında güneş enerjisi ile ilgili çalışmaları da desteklemekte, okullarda da yeşil enerji kullanımı konusunda destek vermekte, gerek toplum bilincinin artırılması gerekse teknik destek konularında da çalışmalar yürütmektedirler. (http://www.co-operative.coop/ethicsinaction/climatechange/climate-change-projects/green-energy-for-schools/ ). İngiltere’de bu konuda öncü kooperatiflerden biri olan Baywind enerji kooperatifi çalışmalarından dolayı Avrupa çevre ödülü almıştır. (http://www.baywind.co.uk/baywind_aboutus.asp?ID=ABT4&catID=2)

Enerji Kooperatiflerinin faaliyet yürüttüğü ülkelerden biri olan ABD’dir. Kırsal alanda kurulan enerji kooperatiflerinin kuruluşları 1935’lere dayanmaktadır. Bu örgütlerin üst örgütü olan Ulusal Kırsal Kooperatifler Derneği de (NRECA) 1942’de kurulmuştur. Örgüte bağlı kooperatifler 47 eyalette 900 kooperatifin üye olduğu ve 42 milyon insana hizmet vermektedirler (http://www.nreca.org/AboutUs/Overview.htm). Örgüte üye kooperatiflerden bazıları son yıllarda rüzgar enerjisi konusunda yatırım yapmaya başlamışlardır. Bunlardan biri de (http://www.riverlandenergy.com/RIVERLAND%20HOMEPAGE/about_us/history.htm ) eski iki kooperatifin birleşmesinde ortaya çıkan Riverland Enerji Kooperatifidir.

Avustralya’da da enerji kooperatifleri rüzgar enerjisi konusunda yatırımlara başlamışlardır. (http://www.hepburnwind.com.au/downloads/HW_Media_20071010.pdf). Kanada’da ise Kanada Kooperatif Derneği (http://www.coopscanada.coop/) çatısı altında yer alan rüzgar enerjisi kooperatifleri 2000’li yıllarda gelişme göstermeye başlamıştır. (http://www.wind-works.org/coopwind/Wind%20Energy%20Cooperative%20Development%20in%20Anglophone%20Canada.pdf). Temiz enerji olarak kabul edilen yenilenebilir enerji kaynakları konusunda kooperatiflerin projeleri bu ülkelerin hükümetlerince de desteklenmektedir. Enerji kooperatifleri konusunda dünyadaki örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Kapitalist sistemi benimsemiş ülkeler arasında başta gelen ve de geniş bir kırsal alana sahip olan ABD, Kanada, Avusturalya ve İngiltere’deki örneklerden de görüldüğü üzere bu ülkelerdeki enerji kooperatifleri ortaklarına ve çevreye olan sorumlulukları çerçevesinde hizmetler vermektedirler. Nitekim Uluslararası Kooperatifler Alyansının (ICA) Kasım 2009 tarihinde gerçekleştirdiği son Genel Kurulun en önemli maddelerinden biri de çevre ve enerji konusu olmuştur. Genel kurulda dünyadaki kooperatiflerden çevreye duyarlı ve temiz enerji kaynaklarını kullanmaları ve kullanımın desteklenmesi konusunda etkin olmaları istenmiştir. (www.ıca.coop)

Bu ülkelerde ihtiyaçtan kaynaklanan örgütlenmeler sonucu ortaya çıkan enerji kooperatifleri başarılı çalışmalar yapmakta, ortaklarına ve çevreye sağladıkları faydalar nedeniyle başta ortakları olmak üzere, çevreciler ve hükümetlerce desteklenmektedirler. Ayrıca enerji piyasasının bir oyuncusu olarak yer almakta, ortaklarının ve halkın haklarını korumaktadırlar.

Bugün gelirimizin küçümsenmeyecek bölümü elektrik, doğalgaz ve akaryakıt ödemelerine gitmektedir. Devletin enerji fiyatlarını serbest bırakması ile tam rekabet koşullarının tümüyle sağlandığını söylememiz güçtür. Her ne kadar fiyatların serbest piyasa koşullarında oluştuğu belirtilse de pazarda kamu adına dengeyi sağlayacak sosyal amaçlı ekonomik örgütler yani kooperatifler yoktur. Bu nedenle enerji kooperatifleri ülkemizde de ihtiyaç duyulan örgütlenmelerdir.

Bu satırları okuduğunuzda ülkemizdeki kooperatifçilik uygulamalarına ve devletin yaklaşımına bakarak bu tür kooperatiflerin ülkemizde faaliyet gösteremeyeceklerini düşünebilirsiniz.

Enerji üreten şirketlerin güçlerini ve devletin onlara sağladığı avantajları düşünerek hareketin ülkemizde başarılı olamayacağını düşünebilirsiniz.

1980 yılından beri kooperatiflere karşı yürütülen kötü amaçlı propagandaların etkisi ile kooperatiflerin eski bir model olduğunu düşünebilirsiniz.

Dünyanın Birleşmiş Milletlerin kararı ile 2012 yılını kooperatifçilik yılı olarak kutlamaya hazırlandığı bir dönemde bu tür düşünceler içindeyseniz yanılırsınız, kendinizi aldatırsınız.

Tıpkı yıllarca bize bir sosyalist model olduğu ileri sürülen kooperatifçiliğin gerçekte kapitalist sistemin tıkandığı noktalarda çözüm üreten sosyal amaçlı ekonomik bir girişim olduğu ve kapitalizmin en büyük ülkesi ABD ve AB’nin gelişmiş ülkelerinde bile büyük ölçüde uygulandığı gerçeğini öğrendiğimiz gibi,

Bu satırlarda dünyadaki enerji kooperatifleri ile ilgili gerçekleri yayınlandıkları web sayfaları ile sizlere sunmaya çalıştım. Ülkemizde dün olduğu gibi bugünde bize tüm sektörleri özelleştirelim diyen anlayışa karşılık, gelişmiş ülkelerin kooperatifçilikteki anlayış ve çalışmalarını gözlerinizin önüne getirmeyi istedim.

İster kabul edelim isterse etmeyelim. Gelişmiş ülkelerde kooperatifçilik hızlı bir değişim süreci içinde küresel ısınmanın ve son yaşadığımız global krizin yaralarını sarmaya çalışmaktadır. Bizler kooperatiflerin gücünü görmeden her şeyi özelleştirirken ve de bir ölçüde yabancılaştırırken gelişmiş batı ülkeleri kooperatiflerini destekliyorlar.

Bu ülkelerin kooperatifleri de ortakları ve ülkeleri için ve de dünya için temiz enerjiye yöneliyorlar ABD’deki Riverland Enerji Kooperatifi bu gerçeği ortaklarına anlatmak üzere “Bizim enerjimiz bizim geleceğimizdir.” diyorlar. Aslında bu sloganları ile tüm dünyaya ve bize de mesaj veriyorlar. “Enerjiniz yoksa geleceğinizde olmaz”

 
Toplam blog
: 416
: 790
Kayıt tarihi
: 19.02.10
 
 

Tarım, Gıda, Ormancılık, Çevre, Örgütlenme ve Proje konularında çalışmalarda bulunmaktayım. Öncel..