Temmuzda her yerde olman şart!

Altı temmuzda Ordu'da olman şart, bir yeğenin var dünya tatlısı, ona iyiki doğdun Yareeen!...demeden olmaz.

Üç temmuzda İstanbul' da olmak zorundasın, Aşk'ın tez savunması var, hadi ben gidiyorum, demek sana yakışmaz.

Yedi sekiz dokuz temmuzda yine İstanbul'da olmalısın, baba geliyor Güllük'ten konferansa, onu yalnız bırakmak mı!..

On onbir temmuzda yine İstanbul, çünkü Eylül'ün sınav sonucu belli olacak ve tercihlerini sıralayacak.

Aşk tezini savundu, bitmedi evraklarını tamamlayacak ve kuruma teslim edecek bu süre içerisinde. (üç temmuz-on sekiz temmuz.)

Sen ne yapacaksın bu arada, tabii ki işe gidip geleceksin; altı kalk, ye iç yol, iş dokuz mesai, çalış çalış çalış, yirmi otuz mesai bitimi, yine yol yol yol ve eve giriş, saat yirmi iki!..

Tatil çok uzak değil dost, hadi diyorum işte; onbeş temmuzda oluruz Ordu'da deniz deniz, Boztepe, sahil, aile, yaşar gideriz mutlu mutlu bir hafta.

Sonra yirmi iki temmuzda oyumuzu kullanıp vıııınnn!.. diye geliriz Güllük'e hep beraber; bir hafta da Güllük, bol deniz, bol Bodrum, bol eğlence...

Anaaaa!.. A ha göründü ağustos; eyvah, yaz bitiyor muuuu!..
Sonra, sonra ne mi olacak?

Önümüzde daha iki bayram var, bir yılbaşı; yaşamaya, tatile, eğlenmeye devam!..