Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '08

 
Kategori
Güncel
 

Temmuzda üşümek

Temmuzda üşümek
 

Mutsuzluk yaşatmak kimsenin görevi de hakkı da olamaz. Temmuz bu… Mutlu ve dolu dolu geçmeyi hak eder. Güneş ışığını tamamlayan hafif bir esinti, ıslak çim kokusu, biraz da dalga sesi… Akıl sahibi, yürek sahibi, bencillikten uzak; saygıyı, hoşgörüyü, yardımseverliği yakasına iliştiren tüm insanların buluşma noktası, huzur bulma aracı olabilecek dört şey…

Bu kutupta temmuz sevmez öyle kara bulutları, fırtınaları, çamuru… Kimse istemez bu on iki ayın günah keçisi olan temmuzun niteliklerinden uzak geçip gitmesini. Ne var ki, ilkokulda gördüklerini kavrayamayan, belki de hiç okul yüzü görmemiş bazı canlılar bu ayın nasıl bir ay olduğundan da, insanların omuzlarını az da olsa gevşeten bu zamanın değerinden de habersizdirler. Onların bedenlerinde yalnızca kasırgalara yer vardır. Kan değil, üstündeki her şeyi içine katıp yutan bataklıklar dolanır damarlarında. Kendileri gibi olan canlıların dolduruşlarına gelip öfke kusarlar olmadık yerde. Kimi zaman kin olur büyür içlerinde sebepsiz bir biçimde, kimi zaman da intikam olur “insan gibi insan” olana çevirir yüzünü içindeki nefret. Karşısındaki insan habersizdir başına geleceklerden. O yalnızca temmuzun derdindedir. Çevresindekileri de kendini de memnun etme, gülümsetme hevesindedir. O insanın hayalleri vardır. Okuyup insanlığa yararlı olmak, yararlı insanlar yetiştirmek, hayırlı çocuklar büyütmek, hayırlı bir birey olmak ya da dondurmasını bitirdikten sonra oyuncağıyla oynamaya devam etmek…

Tüm bunları düşlerken de o akşam, zorunluluktan veya içinden geldiği için o sokaktan geçmek… Hayalleri suçtur, o sokak da cezası… Yeri göğü inleten, camları deviren, bedenleri yere seren hep o kin, hep o nefrettir. Kendi aklını kullanmayı bilememiş, başka katı yüreklerin kölesi olmuş, insanlıktan çıkmış canlıların işidir bu. Zanneder ki yıkıp bozunca kendine anlatılanlara sahip olacak, kendince mutlu bir hayat sürecek. Zanneder ki insanlar yıldırılınca her şey yoluna girecek, herkes onun çevresinde pervane olacak ve enkazların üzerine pırıl pırıl binalar inşa edebilecek. O zaman her şey yoluna girmiş olacak ve kötülükle kazandığını sonsuza dek koruyabilecek... Onun tarafından bakıldığında bunlar da onun hayalleridir ve gerçek olmaları için uğraşmaktadır belki; ama bilmez ki bu hayaller hem kendisinin hem doğduğu ilk gün kendisine kucak açmış bu memleketin kuyusunu kazmak demektir. Düşünmez sahip olmaya uğraştıklarını gün gelip de onun elinden almaya çalışanların da olabileceğini. Temmuzda içinin ısınmasına hiç izin vermemiştir ki… Kendini rüzgâra ve dalgalara bırakmanın zevkini tatmamıştır ki... O hep üşümüştür soğuk kanıyla güneşin alnında bile. Soğuğa alışan bedeni zamanla reddetmiştir sıcacık havayı içine çekmeyi. Sonunda içindeki soğukluğu etrafa yaymanın zamanı gelmiştir. Tıpkı öncekiler gibi boş ve sığ hayallerine biraz daha yaklaştığını sanarak düşer masum insanların peşine. Tıpkı ondan sonrakilerin de yapmak istediği gibi…

Temmuzda üşüdü o çocuk da, o anne adayı da, o yardımsever insanlar da, o doğmamış bebek de… Temmuzda üşüdü o sokak, o mahalle, o şehir ve bu ülke. Hiçbirinin yaşamı sonsuz olmayacaktı elbet; ama böyle de gitmemelilerdi bu hayattan. Bencilliğin, gereksiz öfkenin tasmasından kurtulamayanların yakıcı sonunu hiçbiri hak etmemişti. Mutsuzluk yaşatmak kimsenin görevi de hakkı da değil çünkü. Huzur, saygı, yardım ve anlayış; barış ve sevginin karşıtı olan hiçbir duyguyla aynı yerde barınamaz. İyilik ve kötülük sıfatlarının savaşı ise gerçekten mutlu bir dünyanın varlığı için gerekli olan tek savaştır. Ve bu savaşın galibi iyilik olacaktır. Kasırgaları, sakince esen dalgalarda boğmak mümkündür. Çünkü sakin dalgalar bir araya toplandığında kasırganın binlerce kat büyüklüğünde bir dalga elde etmek zor değildir. Yeter ki dalgalar birlik olabilsin, yeter ki insanlar yaklaşan tehlikeyi fark edip bu ülke için bir şeyler yapmanın önemini kavrayabilsin. Bundan sonraki temmuzlarda üşüyenlerden olmamak için…

 
Toplam blog
: 17
: 499
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

Çocukluğumdan bu yana hayal kurmak en büyük zevkim, vazgeçilmez uğraşım oldu. Onlarla büyüdüm, ke..