Tempo düşük, fark büyük!

Turkcell Süperlig'in 9. haftasında Fenerbahçe Konyaspor'u farklı yendi: 4-1. Aslında futbol oyunu olarak diğer sekiz haftadan farklı bir maç izlemedik, ama skor farklı olunca eleştiri yapılmıyor. Belki yenildiğimiz maçlarda daha çok pozisyon bulup gol kaçırdık ve daha fazla heyecan yaşadık. Futbol bu işte oyuna değil sonuca bakılıyor ve bu hafta kimse çıkıp Zico'yu eleştirmeyecek. Benim en az heyecanla izlediğim bir maç oldu, çünkü birkaç yıldır Konyaspor karşısında bol gollü maçlar çıkartıyoruz. Rakip takım 11. dakikada golü erken bulsa bile benim içim rahattı. Sıradan bir maçtı, sıradan oynandı, lakin skor maça değer kattı...

Bana göre maçın yıldızı, hiç şüphesiz 23 numara Genç Semih'ti. Hem attı hem de attırdı. Ondan sonra gelen oyuncu Vederson'du. Bir attı, iki kaçırdı. Edu kendini affettirdi ve golü ile noktayı koydu. Kaleci Volkan da iyiydi. PSV maçı öncesi güzel bir antrenman oldu onun için.

Beğenmediklerim: Tümer, Tümer, Tümer. Ha Kezman ha Tümer! Fizikleri benzediği kadar kafa yapıları da benziyor. Kasım gelsin de askere gitsin bence. Yaşıt olmasına rağmen bir Roberto Carlos'un deparlarına bakın bir de Tümer'in top kayıplarına. Aslında milli maçta performansı iyi değildi ve eleştirilerden de mutlaka etkilenmiştir, çünkü kafaya takan bir kişiliğe sahip. Oynatılmasa olurdu.

Milli maçta oynayan Mehmet Aurelio'nun yorgunluğu belli oluyordu. Deniz ve Deivid gününde değildi. Gözlerim Lugano'yu aradı, çünkü Yasin ve Gökhan iyi oynadılar, fakat çok faul yaptılar. Alex kart sınırında olduğu için ve Mehmet yorgun olduğu için yerlerini yedeklere bıraktılar. Şimdiye kadar kendine yapılan faullerde kaya gibi ayakta kalan Roberto Carlos bu maçta 4-5 kez kendini yerde buldu. Yine de bir numara olduğunu güzel hareketleri ve deparlarıyla gösterdi.

Yüzünün şeklini unuttuğumuz Appiah büyük sevgi gösterileri ile sahaya çıktı, ama pek etkili olamadı. Ben Appiah'ı çok beğenmiyorum, ona karşı hep birşeylerin peşinde olduğu gibi bir önsezim var. Belki medyatik olduğu ve basında hakkında çok yazı çıktığı için. Ama taraftarlar onu çok seviyor, bazı insanlar ballı oluyor, nedense? Ondan daha çok emeği geçenlere aynı ilgi gösterilmiyor.

Tribünler her zaman olduğu gibi her bakımdan muhteşemdi, pankartlar, tezahüratlar, alkışlar yerli yerindeydi. Garibim Kezman, eşi ve çocuklarıyla birlikte, yüzünde durgun bir ifadeyle izledi maçı. Neler geçirdi kafasından kim bilir? Oyunda olsaydı ya yenilirdik ya da berabere kalırdık... Yensek bile bu kadar farklı sonuç olmazdı.

Devre arası Moskova Maratonunu tamamlayan sporcular için ödül töreni yapıldı ve dünyada bir ilke daha imza atıldı. Nice ilklere diyorum, tüm camiaya teşekkürler !

İnşallah bu seriyi bundan böyle aynı güzel sonuçlarla devam ettiririz. Fortis Türkiye Kupası grupları da belli oldu, rakipler güzel yine Gaziantep var, Alanyaspor ve Şanlıurfaspor var, tek zorlu olan Kayserispor. Gerçi Alanyaspor Sivasspor'u eleyip havalara girdi bile, bakalım göreceğiz. Ama bu gruptan kolay çıkarız.

Haydi Fener göster kendini, efsane geri dönsün, rakipler gücünü görsün!