Temsil niteliği!

Önce, s.aydın’ın ‘Yurdum insanı’na yorum yazmayı düşündüm, düşündüklerimi anlatmam için ayrılan alan bana yetmeyecekti, blog yazmaya karar verdim.

Haberi, Hürriyet ‘Büyük ayıp’ başlığıyla verip; ‘Mevlana’nın kemikleri sızladı’ spotunu kullanmış. Ya da tersi, başlık ve spot yer değiştirmiş!

Tüm bunlar, Paris’te UNESCO salonunda yaşanmış. Mevlana etkinlikleri kapsamında, Paris’te UNESCO salonunda yapılan Mevlevi Sema gösterilerini, katılımcılardan Konya Turizm ve Kültür Müdürü Abdüssettar Yarar, ayakkabılarını çıkartıp, koltuğa da bağdaş kurup izlemiş. Ayağından çıkarttığı, tabanlarına basılmış ayakkabılarını da koltuğunun önüne koymuş.

Devlet Bakanı Mehmet Aydın, UNESCO Büyükelçimiz Ali Tuygan, Konya Valisi Osman Aydın ve diğer yerli ve yabancı konuklar önünde yaşanıyor bütün bu görüntüler. Bunlar önemli ayrıntılar...

Çocukluğumda kahvehane önlerinde rastlardım benzer manzaralara. Adam bir ya da iki sandalyeye birden yayılır, arkalığında da ya palto ya ceket asılı dururdu. Kalktıktan sonra da, yine ceket ya da palto omuzlarında, ayakkabıların arkalarına basılmış ve fındıktan iri taneli 33 lük le salına salına giderdi, gideceği yere. Bu acayipliği çocuk yaşımda bile fark eder, çok kızardım o adamlara...

Bir de benzer davranışları şimdi yaşadığımız yerde, apartman görevlimiz yapardı. Küçücük sandalye de oturmaz, adeta yatardı. Nasıl bir becerirdi, şaşardım.

O kafanın birgün Türkiye Cumhuriyeti’nin; Turizmini, Kültürünü temsil edeceği aklımın ucundan geçer miydi? Benim değil kimsenin geçmezdi. Olasılık bile yokken 35-40 yıl önceki çocukluğumda, bugün bir ‘gerçek’ yaşananlar.

Türk ve dünya edebiyatına bir göz gezdirmekte yarar var;

“Doğru ve iyi olanı bilmek ile doğru ve iyi olanı yapmak arasındaki en önemli bağlantı; doğru ve iyi olanı yapacak bir karaktere sahip olmaktır.” Russel Gough... Bir zamanlar Melih Aşık’tan not etmişim bu sözleri.

Bir de Hasan Pulur’dan notum var; Namdar Rahmi Karatay’a ait:

“Peh pehlerle, poh pohlarla çok itleri at yaptık

Uçurduk ta göklere, alkıştan kanat yaptık

Hiç yoktan başımıza koca saltanat yaptık

Üstüne çul vursanız, it onu kanat sanır