Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '06

 
Kategori
Eğitim
 

Teneffüs Arası 10 Dakika

Teneffüs Arası 10 Dakika
 

<ı>

' Teneffüs arası 10 dakikalık zaman yetmiyor ' diye haykırabilseydim zamana ya da çalabilseydim onu hoyratça kullanandan... O gün, sırt sırta vermiş koca dağların en dip, en sert yamaçlarına sığınan, kışın sonu gelmez, karlı, fırtınalı günlerine talip, baharda dağdan taştan kopup gelen hırçın sularla hırpalanan, kaderine çaresiz razı o köyde, almıştım haberi. Dünyayı köyümden ibaret bildiğim yaştayım henüz. Okul açılmış! Okula başlayacaktım o gün.!

Kendi kaderine terk edilmiş esmer yüzlü, boncuk gözlü, dokuz yaşında bir köy çocuğuydum ve adımı yeniden öğreniyordum. Hep çocuk olmak istedim nedense ve çocukluğumdaki gibi... Feridun öğretmenin o sevgi sözcükleriyle başım okşansın istedim tıpkı yükseklere yükseklere çıkıp önce Elek Dağ’ ı,sonra Süphan ve en sonunda başı gökte Ağrı Dağı’nı izlemeyi düşlediğim gibi… Oysa şimdi bir öğretmen olarak aynı kaderleri paylaştığım bu köy çocuklarının ağlamaklı gözlerinden gidişime sebep bir yılanın ardından bıraktığım acılarla süzülüyor ve bir yaz günü ansızın ufuklarımızda bir güneş batar gibi kaybolan Feridun öğretmenimin yaşamın kuytu derinliklerinde su misali akıp kaybolduğu gibi..

Bütün sorulara ve ağlayan gözlere şimdilik şunu söyleyebiliyorum sadece, "Ayrılık vakti geldiğinde durmak olmuyor nedense…" Ve ben yeniden dirilirim Güneydoğu'mun çorak topraklarında inadına yeşil kalan bir dal gibi, başka bir köyünde.. İlk adresim Şanlıurfa ili Siverek ilçesi Hatundere Köyü'ydü. Şu genç ömrümün ikinci mektubu misali defterimde karaladığım ikinci adres, Adıyaman ili Kâhta İlçesi Akıncılar Köyü'nü göstermektedir.
Sevgili öğretmenimiz kendini bu satırlarla ifade etmiş. İdealist bir kişilik. Mücadeleden hiç yılmamış. Bana Hababam Sınıfındaki Mahmut Hocayı hatırlattı. Cahilliklerimizden okuyarak kurtulacağımızın bilincinde ve okuyan insana saygısını dile getirmekten çekinmiyor.

Bizler büyük şehirlerde yaşarken, kitaplara yüz çevirirken okuyamadığı kitaplar için teneffüslerin 10 dakika olmasına isyan ediyor. Zamanını çalanlara sitemkâr. Zamanı hoyratça kullananlara da sitemkâr. Zamanın en kıymetli hazine olduğunun farkında ama acaba öğretmenimizin zamanını çalanlar bunun farkında mı?

Kitap okumak bir tutku ve ne yazık ki okuma alışkanlığımızı her geçen gün kaybediyoruz.

Büyük çoğunluğumuz aptal kutusunun karşısına geçip aptal aptal programları izleyip beynimizi uyuşturuyoruz. Onlar para kazanıyor biz para kaybediyoruz, zaman kaybediyoruz, enerji kaybediyoruz.

Yazının tam burasında salondan gelen haber programının sesiyle dikkatim dağıldı. Bir TV dizisinde bayanın birine uygunsuz bir teklif yapılmış ve konuyu ünlülere hatta sokaktan geçen ünsüzlere bile sorup fikirlerini alıyorlar.

Tabi, çok çok önemli bir konu. Gündemden hiç düşmesin. Her Allah’ ın günü konuyu tartışın, haber programlarına taşıyın, tartışma programlarına getirin konuyu ve saatlerce tartışın. Zaman zaman fikir ayrılıklarına düşün, ahlak zabıtası kesilin ya da bayanın bu teklif karşısında nasıl davranması gerektiğini bilimsel bir konu tartışıyormuş edasıyla tartışın ki adamların reytingleri artsın. Sayenizde cüzdanları kabarsın.

Bir diğer konu da, köylere hediye gönderirken ne olur biraz mantıklı olun ve fantaziyi bir kenara bırakıp orada yaşayan çocukların ihtiyacı olan şeyleri göndermeye dikkat edin. Ve bunu yaparken basına malzeme olmak için yapmayın.

Birgün inanıyorum ki bu parıltılı hayatlar bitecek. Bu bir süreç. İşte o zaman verdiklerimiz ile elimizde olanları tartmamız gerektiği gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacağız...

Ülkeyi gençliğe emanet edip onlara sahip çıkamazsak (çıkmazsak) o gençlik bizden hesap soracak!

Eğitimin önemini farkedelim. Daha güzel bir hayat istiyorsak çocuklarımıza daha güzel bir dünya bırakmak istiyorsak onlara faydalı şeyler öğretelim. Onları ve kendimizi eğitelim.

İnsanın kendine verdiği zararı düşmanı bile veremezmiş. Çok doğru. Bizler bakmakla görmek arasındaki farkı anlayamazsak o göremediklerimiz birgün bizim sonumuz olur.

<ı>

Unutmayalım, bu çocuklar bizim...

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..