Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

Tenkit Etme Kültürümüz!

Tenkit Etme Kültürümüz!
 

resim:yeniresim.com


Tenkit (eleştiri), Türk insanının bence hâlâ öğrenemediği bir kavram.

Tenkit etmeyi bilmiyoruz arkadaşlar!

Tenkitin olumlusu da olumsuzu da olur.
Ancak biz genellikle negatif seçiciliği ve kişiselliği tercih edip olumsuz tenkit yapmayı benimsiyoruz.
Olumsuz tenkitlerimizde de yapıcılıktan uzak "saldırgan" bir tutum, kendini öne çıkarmaktadır.

Bu durum siyasi, ideolojik, bilimsel, edebî sahada görüldüğü gibi günlük hayatımızda da görülmektedir.
Bence:

1- Tenkit yazıları, sataşmacı veya alaycıdır.
2- Siyasal ve ideolojiktir.
3- Disiplinden ve değer ölçülerinden uzaktır.
4- Bireyseldir.
5- Menfaatçidir.
6- Tenkitlerde kullanılan dil ve üslûp, zaman zaman onur kırıcı ve ağırdır.

Yıllar önce yaptığım bir kitap çalışmamda tenkit hakkında oldukça ayrıntılı gözlem ve tespitleri,
Türk edebiyatından örneklerle kaleme almıştım. Bugünkü paylaşımım bu önemli konuyla ilgili olacak.

Tanzimatla Türk insanı ve cemiyeti, hayatın her alanında disiplinden yoksun bir değişimin içine girmiştir.

Merkezinde Batılılaşma olan bu yeni hayata hazırlıksız yakalanan cemiyetin acemiliği ve disiplinsizliği tabii karşılanmalıdır.

İdeallerde disiplinsizlik, hürriyette disiplinsizlik, muhalefette disiplinsizlik, modada, sanatta ve edebiyatta disiplinsizlik…


Tanzimat’tan bu yana disiplinden uzak bir çizgide gelişen Türk kültür ve sanat hayatında da ilkeler, muhitler ve münakaşalarda belirleyici ve ayırıcı temel etmen; disiplinli kuram ve teorilerden ziyade -umumiyetle- sanatçı ve edebiyatçıların mizaçları, dünya görüşleri ve ideolojileri olmuştur.

1923-1950 arasında tenkit sahasında kalem oynatan
Nurullah Ataç,
Abdülhak Şinâsi Hisar,
Sabahattin Eyüboğlu,
Peyami Safa,
Necip Fazıl gibi isimler aynı zamanda şairdir, hikâyecidir, romancıdır…

Bu dönemden Suut Kemal Yetkin ve daha sonraki yıllarda Mehmet Kaplan ile Cevdet Kudret münekkit kabul edilebilir.

Yazar-eleştirmeci daha önceden benimsediği, sahiplendiği düşüncelere, kişisel tercihlerine (siyasal/ideolojik) uydurmaktadır metnin tüm öğelerini.

Nazım Hikmet, bir yazısında bir münekkidin sırf ideolojisi yüzünden kendisine ve eserlerine acımasızca saldırıda bulunduğundan şikâyet etmiştir:
“Bazen muayyen bir sosyal muhitin adamı olan muayyen bir münekkit bana ağız dolusu çatıyor, benimle alay ediyor, bana kızıyor. İdeolojime düşman olan bu münekkidin beni çok iyi anladığına eminim.”

Necip Fazıl için de bir zamanlar “Bir mısraı bir millete şeref verecek şair” diyenler, Necip Fazıl’ın dünya görüşünü ve çevresini değiştirdikten sonra ona “Sanatına kıyan geri adam.” demişlerdir.
Bu çelişkinin altında siyasî ve ideolojik tenkit anlayışı bulunmaktadır.

Tenkit alanında yazan öğretici yazarlar, mizaçlarını üslûplarıyla birleştirmişlerdir.
Hatta; Türk kültür hayatında; münekkitler, mizaçları sonucu münekkit olmuştur, diyebiliriz.

Birçok tenkit yazısından münekkidin şahsiyetini çıkardığımızda ortada tenkit adına çok şey kalmadığını görmekteyiz. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Nurullah Ataç için söyledikleri genel anlamda dönemin diğer münekkitleri için de geçerlidir.

“Öfkeli mizacı, neşesi, kendine seçtiği görüş zaviyeleri, beyhude nezaketlere tahammül edemeyişi, nihayet o çetin zevki onu tek sözlü yapıyordu.”

Yine Tanpınar, Nurullah Ataç’ın şahsında cumhuriyet devri münekkidinin önemli bir özelliğinden bahsetmektedir. “Bizim bütünlük diye seyrettiğimiz şeylerin altında bir yığın didişme vardır…
Bu didişmenin şekline göre o da yanılabilir; hattâ haksız olabilir…”

Tanpınar, yazısının bir yerinde de Ataç için “asıp biçiyordu” der.
Bu “asıp biçme” başta Necip Fazıl olmak üzere dönemin hemen tüm münekkitlerinin üslûplarının ortak özelliğidir.

Türkiye'de tenkit fiili, Raymond Jean’ın dediği gibi halkın konuştuğu dildeki anlamıyla öncelikle saldırmak anlamıyla algılanmıştır.

Tenkit etmek, saldırmak; tenkit edilmek de saldırıya uğramak demektir.

Saygılarımla...

 
Toplam blog
: 143
: 2341
Kayıt tarihi
: 22.08.07
 
 

Bu âlem içinde aileme zaman ayırmak, gezmek, okumak, fotoğraf çekmek, resim çizmek ve iş hayatı h..