Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '06

 
Kategori
Haber
 

Tepkisiz duruşlardan yükselen hecesiz şamatalar

Tepkisiz duruşlardan yükselen hecesiz şamatalar
 

Susmak, konuşmamak...

Bazen insanlar tarafından tepkisel manalarda kullanılmışlar. Gerçekten, karşıdaki kişiye, susmakla birşeyler anlatılabilir mi? Anlatılabilir demek için, sanırım hecesiz anlatımın yani susarak tepkinin, doğru zamanda, doğru mekanla birleşip, doğru olaylar silsilesi içerisinden süzülüp hedefine varması gerekir.

"Susmak, bazen karşıdaki insana verilen en büyük tepkidir" sözünü ilk olarak, üniversite sınavına hazırlanan erkek kardeşimin çalışma masasının baş ucuna asılmıs kocaman, hatta devasa bir kağıdın üzerine yazılmış sesli heceler silsilesi şeklinde görmüştüm.

Anladım ki kardeşim, üniversite sınavına hazırlanırken, kendisine yapılan baskılara karşı, bu şekilde bir tepkisel yaklaşımı uygun bulmuş.

*
Geçen gün gazetelerde okuduğum, hükümet tarafından son bir ay içerisinde akaryakıta bilmem kaçıncı kez zam yapıldı haberini görünce, biraz şaşırdım biraz da sinirlendim doğrusu.
Sinirlenmem dünyanin en pahalı benzinini tüketiyor olmamizdan, şaşırmam ise bu durumu kabullenmiş olmamız idi.
Hatta son iki hafta içerisinde, yapılan bir zamma karşılık herhangi bir tepkinin oluşmamasına iştiraken, ikinci zammın yapılması...

*
Geçip giden insan kalabalıkları içerisinde, heceli şamataların yerini hecesiz konuşmalar aldıkça bu böyle devam edecek gibi. Toplum olarak ulaştığımız karşı tepkisel duruş belki de bu kadar. Belki de toplum olarak susarak birşeyleri hala anlatmak istiyoruz, yada susarak birşeyler anlatmak istemiyoruz.
Ya da bu susma işini, tepkisel manada pek beceremiyoruz.
Ya da bu işi beceremiyenler yapmaya çalışıyor...
Kim bilir.
Işin içinden çıkmak biraz zor.
Ama yine de vurgulanmak istenenler, bu toplumda susarak bir yere gelinemediğini gösteriyor galiba.

*
Bir yandan da tepki vermeyi farklı boyutlarda algıladığımız bir gerçek.
Töre cinayetlerinde, gencecik, hayatın daha ilk basamaklarını merdiven kenarındaki trabzanlara tutunarak öğrenen, fakat öğrendikleri kursağinda kalan, intihara zorlanan veya öldürülen genç kızlarımıza yapılanlar...
Bu toplumda var olan tepki çeşitlerinden değil midir?

*
Verilen bu yanlıs kararlarla hayatın bitmek bilmeyen tantanalı ve samatalı akışı içerisinde kendisine yer bulmak isteyenler...
Artık tepkisizlikle veya yerinde olmayan karşı tepkilerle bir yere varılamayacağını öğrenmiş olduklarında, sanırım yaşamın kargaşası daha az, katlanılabilirliği daha fazla olacak.

 
Toplam blog
: 4
: 525
Kayıt tarihi
: 13.06.06
 
 

Adana doğumlu Almanya'da okumuş ve şu an İstanbul'da çalışan birisiyim. ..