Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

01 Şubat '08

 
Kategori
Güncel
 

Ter/4

Ter/4
 

Bakkaldan çıkan işçi Mehmet, ‘Salih amca yarım kilo da helva ver, unuttum bak,’ diyerek geri döndü.

Bakkal helvayı tartarken sordu: “Mehmet, ne zaman bitiyor inşaatın işleri?”

“Bugün yarın biter, ufak tefek incesi kaldı,” dedi.

“Yetecek mi size yarım kilo helva?” diye sordu bakkal. “Yeter amca, yeter,” dedi Mehmet.

"Beş ekmek, yarım kilo helva üç adama göre normal. Gerçi sizin işler ağır ya… Bacanağına selam söyle, kolay gelsin.”

Mehmet, elindeki emek sıcağı ekmek poşetini sallayarak çalıştığı inşaata doğru yürürken öğle güneşi kış soğuğunun içinde parlayarak eriyordu.

İnşaat yerine geldiğinde diğer iki işçi domates, salatalık, zeytinden oluşan öğlen yemeklerini gazetelerin üzerine hazırlamışlardı.

“Çayımız oldu mu?” diye sorarken sofraya oturdu Mehmet.

Yemeklerini yerlerken yaşlı olan işçi, Mehmet’e, “Sen gittikten sonra Zafer Bey aradı, senin iş tamam,” dedi çayları koyarken.

Genç olan işçi, “Kadir abi, bize de yok mu iş o fabrikada?" diye sordu.

Kadir usta, “Sen bekar adamsın, elli yerde iş bulursun. Bacanağın iki çocuğu var, yazık. Düzgün bir işi olsun,” dedi.

Mehmet, “Sağol bacanak. Sonunda, 'bu iş ne zaman bitecek?' diye düşünmeyeceğim bir işim olacak. Burası gibi, bugün bitince aylarca gez dur,” dedi.

Ertesi gün, “Mehmet bak, ben seni Zafer Bey’e anlattım. Sorduğu sorulara dallandırmadan cevap ver. Her şeye “he” de, sigorta falan ağzından birşey kaçırma,” diye tembihledi.

Mehmet, “Tamam bacanak,” dedi kendine güvenerek.

"Bu kadar adam işsiz gezinirken düzenli işin olacak, kıymetini bil."

"Bacanak, keşke sana da bir iş olsaydı fabrikada."

"Sen beni ne yapacan, kendine bak. İnşaatçılık bizim işimiz."

Sekreter kapıda bir saat kadar beklettikten sonra fabrika patronun odasına Kadir usta ve Mehmet girdiler.

“Kadir usta, bu mu bahsettiğin arkadaş?”

“Evet Zafer bey. Çok çalışkan, dürüst bir arkadaştır.”

“Kadir usta sana anlattı yapacağın işi, biliyorsun?"

“Biliyorum abi.”

“Bak, sakın unutma, sigortadır migortadır gibi laflar duyarsam geldiğin gibi gidersin arkadaş, baştan söyleyeyim sana. Burada ekmek veriyoruz, iki yüz tane adam çalışıyor. Görüyorsun işte, fabrika dediğimiz yer eski bir bina. Elli tane sigortalı adam çalıştırsam masrafıydı vergisiydi yine para kazanamayacaktık. En azından iki yüz adamın karnı doyuyor, ekmek yiyor burada,” dedi ve Kadir ustaya döndü: “Kadir sen beni tanırsın, bugüne kadar bir işçinin dahi hakkını yedim mi?”

“Haklısın Zafer Bey, sen kimsenin hakkını yemezsin, hepimiz de öyle biliriz.”

“O zaman dediklerim iyice anlaşıldıysa arkadaşı Veli Ustaya götür, işi iyice bir göstersin.”

Mehmet, “Çok sağolun, Allah razı olsun Zafer Bey.”

Kadir usta ve Mehmet kapıdan çıkarlarken patron Mehmet’e doğru seslendi, “Bilader sen nerelisin?”

"Ben mi?"

Boomm! BOOOMMM!!!

Televizyon spikeri canlı yayında, görgü tanığına: “Şu anda siz olay yerindesiniz. Zeytinburnu’ndaki bu patlamayla ilgili bize neler olduğunu anlatabilir misiniz?”

“Art arda iki patlama oldu. Önce küçük sonra büyük bir patlama oldu. Hepimiz şoktayız, ne diyeceğimi bilemiyorum!” …

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..