Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '10

 
Kategori
Futbol
 

Tercümansız, Türkçe sövecek biri lazım bize...

Tercümansız, Türkçe sövecek biri lazım bize...
 

Uçak saati yaklaştı...


Benim ümidim kalmadı. Bu Frank Rijkaard Türkiye'ye fazla. Karpaty Lviv maçı bunu gösterdi. Acı ama gerçek bu.

Dikkat ettim dün ilk defa tribün tepkisi teknik direktöre değil oyuncuya yöneldi ve haklıydı da... İşin daha da kötüsü yabancı oyuncular alkışlandı (sonuna kadar hakederek) ve "bizim" yerliler ıslıklandı (malesef yine hakederek).

Dün akşam "Güzel oyun futbol"un Türkiye'ye veda gecesi gibiydi. Çünkü bu "güzel oyun" malesef bizim futbolcularımızla olmuyor, olamıyor... Hızlı pas, tek pas, ayağa pas... Beğenin veya beğenmeyin Dünya'nın belli başlı bir kaç antrenöründen biri olan Rijkaard'ın futbolculardan isteği bu ve ne kadar basit değil mi? Değil. Nesini anlamıyor futbolcular bilmiyorum ama işte bu kadar basit olmuyor...

"Hızlı pas" diyor adam, futbolcu önce sağına sonra soluna dönüyor, o arada topu kontrol etmeye çalışıyor, zaten iş işten geçmiş oluyor...

"Tek pas" diyor adam, futbolcu bu sefer önce soluna sonra sağına dönüyor, yine top dolaşıyor ayağa, "ah be top, dolaşma ayak altında işte"...

"Ayağa pas" diyor adam, en acıklısı da bu... O top ya beş metre öne ya iki metre geriye gidiyor ya da başın bir metre üstünden geçiyor... Olmuyor işte...

Rijkaard boş gözlerle izlemeye başlıyor olanları. Bir yandan kafası başka yerlere gidiyor; "Hakikaten! Bu Sivas'taki adam niye habire üzerime yürüyor?" Vallahi bilsem cevabını ben yazacağım ama ben de bilmiyorum!

Aynı anda Neeskens kağıda kaleme sarılmış bir senedir aynı taktikleri anlattığı oyuncuya oyuna girmeden hala bir şeyler anlatmaya çalışıyor, bir ümit bu sefer anlar diye... Olmuyor... Dönüyor önce ansiklopedi kıvamına gelmiş taktik tahtasına bakıyor, sonra oyuncuya bakıyor, vazgeçiyor, "gir oyuna" diyor oyuncuya... Olmayacağını bile bile... "Kader"i öğreniyor Türkiye'de...

Takım taç atamıyor, duran topta yerini bulamıyor, pas atamıyor, top durduramıyor, verkaç yapamıyor, nereye koşacağını bilemiyor... Kötü niyetli olsan bu futbolcular teknik direktörü göndermek istiyor diyeceksin, diyemiyorsun... Sakın bunları teknik direktör öğretir demeyin. 18-19 yaşında bunları yapamayana futbolcu demiyorlar yeryüzünde. O yüzden "A" takım diyorlar son yaş grubuna. Temel eğitimini tamamlamış futbolcu topluluğu olması gerekiyor. Nerede görülmüş profesyonel futbolcuya A takımda taç nasıl atılır öğretildiği.

Öte yandan yabancı futbolcu futbolu biliyor. Dün gece Kewell iki asistini de bakmadan yaptı. Basit düşündü. Orta yaparken topun atılacağı üç yer vardır. Ön direk, arka direk, penaltı noktası... Kewell pasını atarken bu noktalara oyuncu gider diyerek gönderdi topları, 2 metre arkasına değil tam oraya. Orada olması gerektiğini bilen tek futbolcu vardı sahada, Baros. Oradaydı ve golleri attı. Bu kadar basitti aslında. Nereye atması gerektiğini bilen bir adam tam oraya atabildi ve orada olması gereken adam oradaydı... Bu kadar basit onlar için futbol.

Aynı Rijkaard geldiğinden beri sağ bek istiyor mesela. Sağ bek olmayan Sabri'yle idare et diyorlar, üstüne Uğur'u satıyorlar. Transfer var mı? Yok.

Golcü gerekiyor, Nonda'yı gönderiyorlar, gelen var mı? Yok. (Mehmet Batdal geldi desen o tribün beni de ıslıklar. İstekleri çok basit; bayat balık gibi bakan adam istemiyorlar, gözünden ateş çıksın istiyorlar)

Ağustos'un 20'si olmuş ihtiyaç duyulan transferler yapılmamış, Rijkaard "bir sorun var herhalde, transferler yapılmadı" diyor tercüman çevirmiyor. Ayıp olmasın yönetime diye. Ama taraftara ayıp oluyor ve taraftar bunu farkediyor...

Rijkaard'ın Galatasaray'a en büyük belki de tek iyiliği bu oldu. Taraftar bu yalnız adamın ne kadar basit şeyler istediğini ama yapılmadığını anladı. Taraftar teknik direktör göndermekle bu işin çözülmeyeceğini anladı. Taraftar sıkıntının başka yerde olduğunu anladı. Bu yüzden dün ilk defa Rijkaard'a değildi tepkisi. Adnan Sezgin ve yerli futbolcuları ıslıkladı. Taraftar dün gece uykusundan uyandı. Darısı yönetime...

Rijkaard saat geç olmadan sen dön ülkene! Söylemedi deme, bunlar seni üç vakte havaalanına bırakırlar. Git kendini kurtar. Sen git ki Galatasaray'ın başına bizden biri gelsin. "Vatan, millet, sakarya" ile çıkarsın oyuncuları sahaya, devrede de ana avrat düz gitsin. Başka dilden anlamıyoruz biz. Tercümansız, Türkçe sövecek biri lazım bize...

 
Toplam blog
: 72
: 562
Kayıt tarihi
: 08.05.10
 
 

Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Mezunuyum...Basketbola 1986 y..