Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Kasım '14

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Terk edilenlere...

Terk edilenlere...
 

Saat şu an "yalnızlık"; terk edildim ve evet! O benim...


Yarım kalan hayallerimi kusmak için yazdığım romanın, gündüzlerin kalabalıklığını gecelerin yalnızlığına yeğleyen kahramanıyım şimdi... Saat şu an "yalnızlık"; terk edildim ve evet! O benim...

Terk edilmeden önce ıssızlığın dayanılmaz ağırlığını; gecelerin yaşamla ölüm arasında bir "arafta"lık hissine gebe bıraktığını bilmezdim....

Saat şimdi yalnızlık, zaman gece yarısı ve evet! O benim. Yaşam ve ölüm arasında arafta bir yerdeyim...

Bu arada renklerin insan yaşamındaki önemini de terk edilince anladım. Nazım'ın motorları sürmek istediği maviliklerde, cezaevinde soğan yetiştirir gibi umut yeşerten insanın, acılarının hesabını gün batınca çöken zifiri karanlıktan sorma çaresizliğine düştüğüne tanıklık ettim. Yani o benim: Gündüz mavi, gece siyah...

Peki tüm bunlar olurken ruh nasıl ayakta tutulabilirdi? Kolay...Bunun için de, mutluluklarımdan bir süre kesinti yapacağını söyleyen hayattan yeni hazlar derleme zanaatını kavradım. Belki de hayat bana balık yemeyi değil de, balık tutmayı öğretti. Huzuru kitap yapraklarında aramak, hüznü notaların arasında eritmenin uyandırdığı melankolinin garip bir mutluluğa kapı araladığını görmek, her şeye rağmen hayata tanıklık etmemi gerektirecek çok neden olduğunu hatırlattı bana. Daha önce evrenin aynı duyguyu güzel anılarla hatırlatması gibi...

Ve düşündüm ki; geri gelmeyecek olan "anı" da, yaşamak için var olan "neden" de ben'im... Ve gece olunca tek bildiğim; bir an evvel maviye ermek istediğim...

 
Toplam blog
: 7
: 326
Kayıt tarihi
: 16.07.12
 
 

Gazete demek haber demekti, haber demek halk demekti ve halk demek de halka en iyi haberi vermek ..