Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Terkedilmek, hayatın sonu değildir! 3/3

Terkedilmek, hayatın sonu değildir! 3/3
 

terkedilmek-3


Önceki yazıda terk edilmeyi anlamak egzersizini anlatıp “Bundan önce nasıldım?” ve “Bundan sonra ne olacak?” adlı kâğıtlardan bahsetmiştim. Yanınızda saklamış olduğunuz ikinci kâğıdı aşağıda anlatılanları uyguladıktan sonra tekrar okuyun.

İlişkiler başlar, devam eder, bazen de biter. Bu dünyada sizi mutlu edecek tek kişi o değil. Terk edip gitmesi sizin ve dünyanızın sonu da değil. Aksine; düşünürseniz avantajları bile var.

Bir kere tecrübe yaşamış oldunuz. Bundan sonra daha dikkatli ve daha ayağı yere basan ilişkiler kuracaksınız demektir. Yaşamış olduğunuz şeyler sizi bir sonraki ilişkinizde daha güvenli ve mutlu edecektir. Ama bunun için önce durumunuzu kabullenmeniz gerekmektedir. Şu cümleyi kafanızdan çıkarmayın. “Artık özgürüm.” Artık istediğiniz şeyi yapabilecek, istediğiniz yere gidebilecek ve birisine hesap vermek zorunda kalmayacaksınız. Yeni arkadaşlar edinebilir, bir zamanlar gözünüz görmediği için ihmal ettiğiniz akraba ve arkadaşlarınızı görebilirsiniz. Ama ilk şart kabullenmek, aklınızdan çıkarmak ve intikam almaya kalkmamaktır. Gittiyse gitti. Kendisi kaybetmiştir. Sizin üzülmeniz, ağlamanız, bunalıma girmeniz, ne intikamınızı aldırır ne de size bir fayda sağlar;

“Çok da lülü…” deyip, kendi hayatınıza bakın.

Eğer sizi üzecekse sizde kalan eşyalarını, hediyelerini atın gitsin. Beraber gittiğiniz yerlere gitmeyin. Onunla izlediğiniz filmleri, dinlediğiniz şarkıları şimdilik hayatınızdan çıkarın. Mesajlarını, telefon numaralarını, adresini silin gitsin. Numaranızı değiştirin. Mümkünse başka bir yere taşının. Yeni bir eve taşınmak ve onunla uğraşmak sizi bu travmadan uzaklaştıracaktır. Yeni aktivitelere katılın. Tatile çıkın, arkadaşlarınızla birlikte olun. Bu zamanlarda asla tek başınıza kalmayın.

İntikam almak için hemen başka bir ilişkiye girmeyin. Gerçekten istiyorsanız ve mutlu olacaksanız bir ilişki kurun. Kıskandırmaya kalkmak, onun yanındaki yöresindeki biriyle çıkmaya kalkmak gibi aptallıklardan uzak durun. Bu sizi hiçbir fayda sağlamaz. Aksine daha da üzülürsünüz. İstemediğiniz bir şeyi sırf inat olsun diye yapmak kişiliğinizden uzaklaşmak demektir.

Şimdi yanınızda taşıdığınız kâğıdı açın. “Bundan sonra ne yapacağım?” adlı kâğıdın sol tarafı olumsuz cümlelerle doluydu. Şimdi sağ tarafına, solda yazılan olumsuz düşüncelerin tam zıttını yazın. Yani “Onsuz yapamam (Bal gibi de yaparım.), Bu ayrılığa dayanamam (Dayanırım arkadaş.), Aldığı hediye bana onu hatırlatıyor (Nerde. Hiç hatırlamıyorum.), Bunu onun yanına bırakmayacağım (İte, köpeğe deymez bile.) Rezil edeceğim (Bana yakışmaz.)… gibi. Zaman geçtikçe sol tarafta artık düşünmediğiniz ve sizi etkilemeyen olumsuz düşüncelerin üzerini silin. Yaşantnıza devam edin. Kendinize zaman ayırın. Sizi mutsuz edecek her şeyden uzaklaşın. Kendinizi sevin ve bedeninizi ödüllendirin. Bir bakmışsınız ki sol tarafta hiçbir şey kalmamış. Artık bu kâğıdı çöpe atabilir ya da tatlı bir anı olarak saklayabilirsiniz.

Diyeceksiniz ki evde sakladığımız ilk kâğıda ne oldu? Haklısınız! Öyle bir kağıt vardı. Bu kâğıda neler yazdığınızı bir anımsayalım;

“Bundan önce şöyleydim, böyleydim. İlişkim şuydu, buydu. Harika adamdı, iyi sevişiyordu, çok mutluydum. Kedi kaçmamıştı, süt taşmamıştı… vs.” İkinci kağıdın sol tarafını temizlediyseniz artık bu kağıdın hayatınızda hiçbir önemi yok. Bunu yazdırmamım sebebi, tamamen duygusal olup, sizi biraz olsun rahatlatmaktı. Terk edildikten sonra bir nevi kendi kendine avunma, terapi anlamında bir yazıydı. Zaten siz de düşününce, bu kâğıda yazdıklarınızın çoğuna güleceksiniz.

Şimdi; Kâğıdı ve sizi üzen her şeyi klozete atın. Sifonu çekmeyi de unutmayın!

www.ayhandemiral.com

 
Toplam blog
: 106
: 4561
Kayıt tarihi
: 28.03.09
 
 

Ayhan Demiral ..