Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzman Psikolog Kadir Burak Salimoğlu

http://blog.milliyet.com.tr/psykoterapist

22 Aralık '14

 
Kategori
Psikoloji
 

Terkedilmek kader değil

Şema Terapi: Terkedilme Şeması

Bu yazıda bize ilişkilerimizde uyum problemi yaşatabilecek olan uyum bozucu bir kalıptan, terk edilme şemasından bahsedeceğim.

Uyum bozucu şema (yan) dediğimizde çocukluk yıllarımızdan itibaren oluşturduğumuz şemaları kastediyoruz. Yani çocukluk çağımızda başımıza gelen olumsuz yaşantılar, olumsuz ana-baba tutumları, travmatik yaşantılar, ayrılıklar, parçalanmalar, uzun dönem süren yoksunluklar, hastalıklar vb durumlar karşısında, bu olumsuz yaşam olayları ile baş etmek için birtakım şemalar, şablonlar, kalıplar oluşturuyoruz. Bu kalıpları oluşturmadaki amacımız olumsuz yaşam olayları ile baş etmek. Ancak küçükken kendimizi korumak için kullandığımız bu yapılar büyüdüğümüzde bize ayak bağı olmaya başlıyor. Küçükken işe yaradığını düşündüğümüz yapı büyükken ilişkilerimizi bozuyor, arkadaşlıklarımıza olumsuz etki ediyor.

Açık bir şekilde anlaşılması için küçük, basit bir örnek verebiliriz: Örneğin küçükken anne-babası boşanan veya babası evi terk edip giden bir çocuk “ilişkilerin bir gün kesinlikle sona ereceğini, ne kadar yakın ilişki kurarsa kursun terk edilip yalnız kalacağına” dair bir inanç geliştirmektedir. Bu inanca biz şema, şablon, kalıp diyoruz. Daha sonra bu çocuk büyüyüp kendisi bir yuva kurmaya kalktığında kuracağı ilişkiyi az önce yukarda söylediğimiz şemanın etkisi ile şekillendirmektedir.

Terkedilme Şemasına sahip olan kişiler sürekli olarak yakın oldukları kişiler tarafından terk edileceklerine inanırlar. Böyle bir olumsuz beklenti içindedirler. Mesela ne olacağından korkarlar? Yakın ilişki içinde oldukları kişilerin ilişkiyi bitireceklerinden veya hastalanıp aniden öleceklerinden, başkaları için onları terk edeceklerinden veya aniden ortadan kaybolacağından korkarlar. Bunu umarlar demek daha doğru olur. Böyle bir beklentileri vardır. Bu inançları sebebiyle sürekli teyakkuz halindedirler. İlişkileri içinde, partnerlerinin onları terk edeceklerine dair en ufak işaretlerin peşine düşerler.

Depresif tepkiler bu kişilerin terk edildiklerinde gösterecekleri başlıca tepkilerdendir. Hatta terk edilme şeması hayatında çok hâkim bir şekilde rol oynayan kişiler bu terk edilmeler, ya da ayrılıklar diyelim çok kısa süreli bile olsa, bu ayrılığa terk edilme şemasının etkisiyle çok sert ve uyumsuz aşırı tepkiler gösterebilirler.

Bu kişiler zihinlerindeki sanal terk edilmeye karşı partnerine sıkı sıkıya yapışır ve yukarda örneğini verdiğimiz birinci grup insan gibi onu aşırı tahakkümü altına alır ve bu zihinsel terk edilmeyle bu şekilde baş etmeye çalışır.

Mesela aşırı kıskançlık, partnerinin etrafında gördüğü hemcinsleriyle bir rekabet içinde olma gibi davranışlar zihinsel bir terk edilmeye karşı alınmış birer tepkidir. Aşırı fedakârlıkta bulunma veya kusurları olduğuna inanıp bu kusurlarını saklama davranışları hep terk edilmeye karşı bilinçdışı alınmış önlemlerdir. Kusurlarını neden saklar çünkü partneri onun kusurları olduğunu öğrenirse onu terk edecektir. Sakladığı kusurlar fiziksel görünüşündeki sıkıntılar olabileceği gibi, başka insanlardan farklı olduğunu düşündüğü bazı ruhsal, içsel kusurları da olabilir. Bu konuda bir örnek vermek istiyorum: iliskiterapisi.com adresine gelen sorulardan bir tanesi tam da şu anda bahsettiğim duruma uygun bir örnek olacak. Bir bayan takipçi şöyle sormuştu: Ben vücudumdan memnun olmadığım için estetik ameliyat oldum. Şimdi birisi ile görüşüyorum, ona estetik yaptırdığımı söylemeli miyim? Eğer ona estetik yaptırdığımı söylersem benden soğur mu? Burada neyle karşı karşıyayız? Kendisini çirkin bulan bir bayan fiziksel bazı özellikleri ile ilgili paylaşımda bulunursa terk edileceğinden korkuyor ve bu konuda fikir danışıyor.

Terkedilme şemasına sahip olan ikinci bir grup kişi ise terk edilmekten korunmak için yakın ilişki kurmaz. Yani terk edilmemek için en iyi kural insanlarla yakın ilişki kurmamaktır, düşüncesi hâkimdir. Gerçekten baktığımızda bizimle bu tür ilişkiler kuran insanlarla karşılaşabiliriz.

Terkedilme şeması olan bir kişinin kendisine eş seçerken nasıl bir eş seçtiğine baktığımızda ise, çok ilginç bir tabloyla karşılaşırız. Terkedilme şeması olan kişi kendisine eş ya da sevgili olarak onu terk etme ihtimali çok yüksek olan bağımsız, aşırı serbest takılan veya ulaşılamaz noktalarda olan insanları seçer. Mesela evlenip boşanmış kişiler veya hala evli olan kişiler, işi gereği sürekli evin dışında, yurtdışında olabilecek kişiler, farklı kültürdeki inançtaki kişiler onlar için oldukça ilgi çekicidir. 50 kişinin olduğu yere girdiğinde bu kişiler elektriği onu mutlu edecek kişiden değil de, onu terk etme ihtimali yüksek olan o kişiden alır. Buna şema kimyası diyoruz.

Terkedilme şemasına sahip olan insanların bu şemadan kurtulduklarında kazanacakları inanç şudur: “ hayatımızda yer alan bütün insanlar bizi terk etmezler. İlişkiler bir gün muhakkak aldatmayla ya da terk etmeyle yıkılmazlar. Dünyada birlikte yaşlanan hatta kısa süreli ayrılıklar kavgalar yaşadığı halde birlikte yaşlanan milyonlarca çift vardır. Hayatımızdan daha önce birisi hiç ummadığımız bir şekilde ayrılmış gitmiş olabilir ama biz bunu bir kural haline getirdiğimizde yani sanki herkes bizi muhakkak terk edecek diye inanmaya başladığımızda yaşantımız daha da düzenli ve iyi olmuyor aksine kimseyle yakın ilişki kuramayız, yaşamın tadını alamayız.” Terkedilme şemasını hayatımızda etkin bir şema olmaktan çıkardığımızda edineceğimiz inanç tam da budur.

Bu yazı, “Schema Therapy: A Practitioner’s Guide” isimli kitap temel alınarak hazırlanmıştır.

                                                                                                         Uz.Psi.Dan.Kadir Burak Salimoğlu

 
Toplam blog
: 13
: 777
Kayıt tarihi
: 13.03.10
 
 

1981 tarihinde: Trabzon’da doğdum.  Evliyim ve iki çocuğum var. 2003  yılında İstanbul Üniversite..