Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '09

 
Kategori
Sinema
 

Terminatör 4 -kurtuluş-

Terminatör 4 -kurtuluş-
 

Devam filmlerini izlemeye gidenler, aslında ne göreceklerini az çok bilirler. Ben de Terminatör4 filmini izlemek için salona girerken, önceki bölümleri izlemiş biri olarak, neler göreceğimi az çok biliyordum.

Ama, bu tür "kıyamet filmleri" nin, yok oluşa dair felsefelerini hep merak etmişimdir.Bu merak beni İzmirdeki Kipa sinemalarına sürükledi.

Terminatör serisinin dördüncü filmi de beşincisinin çekileceği "müjdesini" vererek bitiyor.
İnsanın kendi yarattığı düşmanı "Skynet"le amansız bir mücadele veren John Conner, kendisine 1975'ten gelen bir kalp nakliyle hayata tutunuyor bu dizide de.

Terminatör -salvation- da Skynet'in Amerikadaki üssü yok ediliyor gerçi ama daha dünyadaki pek çok üssünün yaşadığı vurgusuyla bitiyor film. Demek ki, filmin devam serilerinde, düşman makinelerin başka ülkelerdeki üsleri ile mücadele edecek kahramanlarımız. Kimbilir belki biri de Türkiyedeki Skynet üssü olur.

Ben bu tür fantastik, bilim-kurgu filmlerini daha çok "felsefe" lerini merak ettiğim için izlediğimi söylemiştim.

Terminatör ilk bölümünde bir "felsefe" ortaya koymuştu. Bu felsefe, insanoğlu'nun kendi eliyle yarattığı "makine"lerin onun sonunu getirecek düşmanlara dönüşeceği fantazisiydi.

Özellikle Arnold Shawezinger'in oynadığı bölümlerde Terminatör filmleri hem felsefeyi, hem de hayatta kalma mücadelesinin en heyecan verici özelliklerini tüketmişti.

Terminatör'ün bu dördüncü filmi, yine görsel efektlerle dolu ve yine heyecan ve macere yüklü olsa da artık belli bir beklentiyi aşmış seyirciye fazla bir şey vermiyor.

İnsanlığın "geleceğini" kurtarmak adına, geçmişe yolculuklar ya da geleceğe geçişler, gerek Hollywood filmlerinde, gerekse başka ülke sinemalarında o kadar çok işlendi ki rahatlıkla "ekmeğini yedi" diyebiliriz.

Bundan sonrası "tekeden süt çıkarmak" kadar zor olacak belli ki..

Her şeye rağmen, Terminatör 4'ü izlerken, insanoğlunun kendi eliyle kendi "kıyametini" hazırladığı gerçeğini bir kere daha düşünüyorsunuz.

Güzelim dünyanın, ölüm kusan silahlara dönüşmüş makinaların -siz buna gerçek hayatta makinalaşmış insanlar diyebilirsiniz- elinde nasıl bir yok oluşa sürüklendiği gözle görülür bir gerçekliktir artık.

Nükleer savaşın mahvettiği Amerika şehirlerini izlerken, aslında Amerika'nın ölüm makinalarının Irak'ta, Afganistan'da ortaya çıkardığı manzarayı izliyor kabul edebilirsiniz kendinizi..

Ben, Terminatör-salvation- filminde şu gerçeği bir kere daha gözlemledim; İnsanoğlu kendi sonunu kendi elleriyle getirecek, hiç şüphe yok!

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..