Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Termosifon çocuklarıyız...

Termosifon çocuklarıyız...
 

Duş almak, banyo yapmak kadar insanı rahatlatan az şey vardır

Enerjimiz tükendiğinde, moralimiz bozuk olduğunda, hasta olduğumuzda en iyi ilaçlardan biridir… Keyifliyken de keyfimize keyif katar…

Suyun enerjisi ayrıdır…

Bu arada gözeneklerimiz açılır, vücudumuz daha çok oksijen alır, dolayısı ile kendimizi yenilenmiş, tazelenmiş hissederiz, ki doğrudur, enerjimiz artmıştır!

Bu arada kaygı ve endişelerimiz de su ile akmış gitmiş gibidir, ki, aqua terapiler düşünüldüğünde, pek de anlamsız değildir…

Eee… Buraya kadar hemfikiriz, peki konu nedir derseniz, bunca olumlu etkisini bilmemize, bunca olumlu etkiyi bir an önce almak istememize rağmen, kırk küsurlu yaşlarda biri olarak, bir ayağım hemen banyoya atlamak isterken, bir ayağım yahu dur biraz der…

Yahu dur biraz diyen ayağım, sanki bir seremoni bekler!...

Bir hazırlanma süreci olmalıdır sanki…

Beynim hazırlanmalıdır…

Şu sigaramı da içeyim, şu işimi de göreyim gibi ayak diretmelerim olur, bir tarafım kendimi o eşikten atlamak için çırpınırken…

Bu, bir tek bende olur sanıyordum, ama konuştukça, paylaştıkça sırf tembellikten olmadığını, yalnızca bana ait bir problem olmadığını öğrendim!

İyi ki de öğrendim, yoksa altında ezilip duracaktım, kim bilir ne de uzun yıllarca daha…

Şimdi, efendim, termosifon çocuklarıyız biz!

Öncelerini, inanın düşünmek bile istemiyorum, şu an…

Gazlı, katı yakacaklı termosifonlar vardı çocukluğumda, anne yada babalar yakardı onları, ki çoğu zaman arıza da çıkarırlardı…

Genelde Pazar günüydü banyo günleri ve ev ahalisi banyo sırası konusunda anlaşmaya varmak zorundaydı…

Sıra konusunda anlaşmaya varılması demek, suyu idareli kullanma konusunda hemfikir olmak demek de değildi, aynı zamanda…

Arkadan girecek olanları da düşünmek lazımdı ki, siz düşünmezseniz eğer, hatırlatan birileri elbette olurdu…

Sıcak olarak girdiğiniz banyodan soğuk su ile çıkmak gibi bir probleminiz her zaman olasıydı, her zaman da bacanın tütmesi, suyun ya da elektriğin kesilmesi muhtemeldi…

Ara zamanlarda, örneğin genç kızız ya, uzun saçlarımızı yıkamak istediğimizde, genelde sırf o amaçlı su kaynatır, saçlarımızı yıkardık…

Ne yalan söyleyeyim, öyleydi o zamanlarda…

Sonra sonra haftanın iki günü, üç günü, ya da her günü banyo ya da duş alma olaylarına geçtik! Vallaha!...

Neden bir ayağımız hadi derken bir ayağımız banyo eşiğinden geri dönüyor, ben anladım, siz de anlamışsınızdır, muhtemelen…

Çocukluktan gelen o seremoniler… O kaygılar… O alışkanlıklar…

Genelde Pazar günleriydi dedim ya banyo günleri, ertesi günün Pazartesi oluşu, hafta sonu tatili sonrası okul travması, ödevler yetişti mi, sınava yeterince çalışıldı mı, saçlarım güzel kurudu mu, yan sınıftaki o yakışıklı genç beğenecek mi saçlarımı gibi kaygılar, farkında olmasak da, tutmuş işte bir yanlarımızı…

Farkında olmasak da geçmiş günlerin, bir ayağımız inatla hatırlatıyor!...

Termosifon çocuklarıyız…

Banyo sırası kimde?

Ya sıcak su biterse?

Gülgün Karaoğlu
Kasım, 29/07

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..