Terör, tohumu İsrail'den, bahçesi Suriye'den, sulaması emperyalistlerden olan zehirli sarmaşıktır!

İsrail, terör devletidir, terörle var olmuş; terörle yaşamını sürdürebilecek bir devlettir... Bu yüzden Ortadoğu'daki terörün "tohumu" İsrail tarafından atılmıştır, diyebiliriz.

Bu uğursuz tohum, Suriye'nin Bekaa vadisinde Esed'ler tarafından yetiştirilmiştir... Bu zehirli bitkiyi, her türlü silahla besleyen emperyalist ülkeler sulamıştır.

İsrail, bir terör devleti olarak Müslüman Filistinlilere kan kusturuyor; her gün çoluk çocuk; kadın erkek katlediyor... Güya Müslümanlar adına terör yapan örgütlerden hiç biri İsrail'e bir tek kurşun sıkmıyor... Son yüzyılın en büyük Müslüman katliamcısı Esed'le de savaşan "İslami Terör" örgütü yok.

Esed ailesi, Terör'ün bahçıvanlığını yapmıştır... Suriye'nin Bekaa Vadisi terörün münbit toprak olarak tarihe geçmiştir. Bu topraklardan nice teröristler yetiştirilmiştir.

Esed'ler, Bahçelerinde yetiştirdikleri tüm bu zehirli bitkilere karşı kendilerini aşıladılar... Bunlar başka ülkeleri, başka yerleri vurdu ama Suriye'ye dokunmadı.

Arap Baharı'ndan sonra, iktidar kaygısı gütmeyen bir Arap ülkesi varsa o da Esed'in Suriyesiydi... Neden?... Çünkü, Esed, tüm  terör ögütleriyle ilintiliydi. Bu anlamda kendi yerini sağlam hissediyordu.

Ama olmadı... Terör bahçıvanının bahçesi tarümar oldu... Ne yazık ki milyonlarca masum Müslümanın kanı canı da heder oldu.... Zalim ise zülmüyle abad olmadı; berbat olacak... Az kaldı!

Silah tüccarı emperyalist ülkelerse, Suriye topraklarındaki terör bahçelerini bol bol suladılar... Esasen hem silah sattılar, hem sömürdüler, hem de terör tohumunun üreticisi Siyonist İsrail için güvenlik alanı oluşturdular.

Terör kimi vuruyor, kimi vurmuyor veya bu vurmalardan kimin canı çıkıyor, kimin kanı akıyor, hesaplar iyi yapılmalı... Özellikle de bu coğrafyada yaşayan biz Müslümanlar bu hesabı iyi yapmalıyız.

Bugün İsrail, sürekli Filistinli avlıyor; siz, hala Yahudileri yaktı diye Hitler'e sövüyorsanız.

Bugün Esed, yüzbinleri katletti, milyonları sürdü, siz Esed'in paçalarına sarılıyorsanız.

Bugün Güvenlik Konseyi Beşlisi, silah satmak için savaş icad ediyor, siz barış için, onların ağzına bakıyorsanız...

Sizin bu topraklarda yaşayan, bu iklimin kültürünü solumuş Müslümanlar olduğunuzu nasıl anlayacağız?...

Ne bekliyorsunuz?... Ebter tohumlar yetiştirerek gıdamızı terörize eden İsrail, terör tohumu üretmekten vaz geçip bize huzur mu verecek!

Fransadaki saldırıya çok üzülen(!) Esed, bu üzüntüyle Suriyeli Müslümanları varil bombalarıyla katletmekten vaz  geçip tövbekar mı olacak!

Dünyanın güvenliğinden sorumlu(!) silah tüccarları, silah üretmekten, silah satmaktan pişmanlık duyup, bunların yerine Afrikanın açlarını mı doyuracaklar!

Bunların kendiliğinden gerçekleşmesi mümkün mü?... Eğer, sakalı saçı birbirine karışmış Avrupa yüzlü, Asya kılıklı adamların Paris'te 129 kişiyi acımasızca katletmesine bakıp Suriyede, Irakta, Afganistanda kaç milyon Müslümanan katledilişini unutacaksanız, aynı sonu yaşamaya mahkumsunuz demektir!!!

Tamam...Paris'e ağlayın ama iki damla yaş da Filistinli çocuklar için dökün... Biraz da Suriyede katledilenlere acıyın... Parislilin ağlayanı çoktur, siz "Laik Müslüman Türk"lerin ağıtlarına ihtiyaçları yok... Amma, Filsitinli çocuklar, Suriyeli masumlar, Iraklı Türkmenler için bizden başka ağlayan yok; ağlayacak olan da yok...

Emperyalistlerin besleyip büyüttüğü Teröristlere bakıp dininden, milliyetinden soğuyanlar, acaba ne zaman bu duygularına ısınmışlardı ki... Batının İslamlaşmasından korkan Vatikan, korkarım ki, sonunda sizi Hristiyan yapmanın zaferini kutlayacak!...

Ne yazık ki, tohumunu İsrail'in ürettiği, Esed'in yıllarca bahçevanlığını yaptığı, Emperyalistlerin sulayıp gübrelediği Terör, bazı "Müslümanlar"ın da ruhunu zehirledi... Zaten pamuk ipliğine bağlı imanlarını "İslami terör" koparıp attı...

Terör, esas itibariyle Müslümanları vuruyor; Müslümanlar Terörist damgası yiyor; Müslümanlar bu yüzden dininden soğuyor; Müslüman ülkeleri zir ü zeber oluyor; Müslüman hayatlar karartılıyor.... Ve bütün bunları "Müslüman" Teröristler yapıyor!!!... İşte Şeytan'ın oyunu böyle bir şeydir.

Nasıl oluyor da oluyorsa yüz yıllar boyu Haçlı Seferlerinin yaptığını şimdi "Müslüman Terörist"ler yapıyor... Haçlılar çok masum, çok medeni, çok insancıl bir şekilde sadece seyrediyor.

O zaman bir kere daha tekrar edeyim: Artık Haçlı orduları gögüslerinde kocaman bir Haç bulanan askerleriyle saldırmıyor, artık onların askerleri bizim içimizde... Gazete çıkarıyor, köşe yazısı yazıyor, siyaset yapıyor, iş adamı kılığında geziyor... Bu yüzden, saldırının nerden geldiğini anlamakta zorlanıyoruz.

Dışardan gelen Haçlı'ları ecdadımız püskürtmüştü; içerden vuranları da biz püskürteceğiz.... Türkiye, bugün düşmanlarını farketmiş bir devlettir; tıpkı düşmanlarının da Türkiye'yi farketmesi gibi...

Biz, Terör'ün tohumunu kuruttuğumuz da sadece Ankara'daki, Dıyarbakır'daki, Suruç'taki değil, Paris'teki, Lübnan'daki masum insanlar da bu beladan kurtulacak...

Bu bize Tanrı'nın ve tarihin yüklediği misyondur!

Ve inşaAllah yerine gelecektir!