Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Şubat '12

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Terör iki can daha aldı

Terör iki can daha aldı
 

Altınbaşaklı Murat BAYRAM ile Düziçili İbrahim KURT için yazılan bir haberin fotoğrafı


Nice terör saldırıları ile Uludere’deki havadan bombalama olayından sonra terör bitti bitecek diye umutla beklemekte iken ne yazık ki yine Uludere’deki bir terör saldırısında iki evlâdımızı daha kaybettik. Bir kez daha anladım ki sebebi ne olur ise olsun, şöyle ya da böyle kimi şer odaklarınca yönlendirilen terör taşeronları kimi yufka yüreliler ile barış sever kardeşlik düşkünlerinden yana değildir.

İşte bu yüzden terör örgütleri ne din ne iman ne kardeşlik ne ortak topraklar ne ortak değerler ne de ortak bir gelecek düşünür. Aldıkları 'bölelim- yönetelim' buyrukları gereğince en umulmadık anlarda ortaya çıkıveriyor. Bencillikleri de gizlilikleri de sinsilikleri de bu özde saklı olsa gerek.

İki gün önce Ordumuzun iki rütbeli subayı Irak’tan topraklarımıza giren terör örgütü ile girdikleri çatışmada İslâmın yüce şehitlik makamına erdi. Aynı birlikte görevli Erzincan Üzümlü ilçesi Altınbaşak Beldesinden 1981 doğumlu Jandarma Kıdemli Üstçavuş Murat BAYRAM ile Osmaniye Düziçi ilçesi Kurtlar Mahallesinden 1983 doğumlu Jandarma Uzman Çavuş İbrahim KURT  artık aramızda değil. Irak sınırımız yakınlarındaki Uludere’de Kandil Dağı’ndan yönetildiği bilinen teröristlerce düzenlenen o menfur baskın sonucu her iki subayımız da iki gün önce şehitlik şerbetini içmişlerdir.

Düziçili İbrahim’in iki Altınbaşaklı Murat’ın ise biricik oğlu artık babasız yaşamaya karşı direnecekler içlerinde taşımaya başladıkları bu acı ile. Onların babaları 1071’den beri atalarımızdan miras kalan bu toprakları savunmak için düzenlenen sinsi bir baskında güdümlü kimilerince acımasızca öldürüldüler.

Osmanlı Devletimizi usul usul parçalayanların uzantıları oduklarından şüphe etmediğim eli kanlı emperyalist terör maşaları on binlerce kardeşimiz gibi İbrahim’i de alçakça vurdu. Yüz yüze, karşı karşıya gelseler vurabilirler miydi Muratı ya da İbrahimi? Buna cesaret edebilirler, dizlerinin bağı çözülmeden, tir tir titremeden onun karşısına dikilebilirler miydi? Binlerce katliamdan sonra öğrendik ki onlar ‘mert’ değil! Onların işi gücü askerimizi, polisimizi, subayımızı ve gazetecimizi alçakça arkadan vurmak ya da kalabalıkların içinde bomba patlatmaktır. Bölücü ayrılıkçı ve silahlı saldırılar için yönlendirilmiş Kürtçü terör eylemlerinin en büyük özelliği budur.

Düziçili Tunaboylular, Önerler, Canlar, Meşeler, Taşlar, Yıldızlar, Keskinler, Metliler, Şahinlerve Şehitoğlular gibi Kurt sülâlemizin oğulları İbrahim KURT da işte böyle bir eylem sonucu şehit düştü. Jandarma Uzman Çavuş İbrahim KURT’un şehadeti için Düziçi’ndeki cenaze namazında bir araya gelen ve teröre lânet okuyan beş bin kişiden de Allah razı olsun. İbrahim KURT dün ikindi namazından sonra Dumanlı Dağı’nın yamacındaki Haydarkaşı’nda ebedi uykusuna daldı.

Jandarma Kıdemli Üstçavuş Murat BAYRAM da bugün Altınbaşak’taki Cemevi’nde kılınan cenaze namazından sonra beş bin kişinin katılımı ile şehit kanları ile sulanmış vatan toprağımızdaki ebedi uykusuna dalmış bulunuyor. Ruhları şad olsun.

Şehidimiz İbrahim KURT’un iki çocuklu eşi Fatma’nın da dediği gibi, ‘İnşallah bu işin sonu gelecek. Bir İbrahim değil binlerce onbinlerce İbrahim var!’ Acımız büyüktür. Ateş düştüğü yeri yakar. Sevgili Murat BAYRAM ile Sevgili İbrahim KURT  nur içinde yatsınlar. Gözleri yaşlı yakınlarına ve geride kalan çocuklarına, uzaktan uzağa da olsa sabırlar dilemekten başka ne gelir elimizden?

Orta Doğu’yu parçalamak için kardeş kanı dökülmesini destekleyen emperyalist güçlerin bu oyunu yeni değildir. Arnavut, Boşnak, Arap ve Ermeni yurttaşlarımızdan da bizi kimi desiseler ile bu tür silahlı saldırılar yolu ile ayrımışlardı. Biliyoruz ki bu şehitlik ateşi ile gelen acı bugün ülkemizde en az (40.000) evde sönmemek üzere kayılmış bulunmaktadır. Elbette vatan bölünmez, şehitler ölmez! Onların makamı Allah’ın izni ile Cennettir. Buna inanırız.

Ne ki Yunus Emre’nin (800) yıl önce o çağlarda da meydana gelen kimi ölümler için söyediği gibi: Gök ekini biçmiş gibi, gelen ölümler de bizi çok sarsıyor. Toplum bilinci anlamımda son yüzyıl içerisinde yaşamış olduğumuz Balkan, Çanakkale, Orta Doğu, Galiçya, Filistin, Irak, Sarıkamış ve Milli Mücadele savaşlarından sonra yakalandığımız en büyük çalkantılar(travmalar)'dan birini de etkileri ile sık sık karşılaştığımız BTÖ saldıırları ile görmekteyiz.

Jandarma Uzman Çavuş İbrahim KURT’la birlikte Düziçi 37. Şehidini vermiş bulunuyor. Yaşanan bu şehadet olayları bir kez daha göstermiştir ki BTÖ ya askeri hedeflerin yanı başında birden bire ortaya çıkıyor ya da sınırdan ellerini kollarını sallayarak hedefi vuruyor. Elleri bombalı ve silahlı bu saldırgan teröristler yerin altından çıkmıyorlar ya birden bire. İşte onların bu alçakça tertiplerine karşı ne yazık ki (29) yıldan bu yana hiç bir köklü tedbir alınamamıştır. PKK terörünün silahları ilk patladığı günlerde doğan İbrahim KURT da diğer on binlerce yurttaşımız gibi yanlış tedbirlerin kurbanı olmuştur.

Hani ne oldu çok yönlü istihbarat vardı? Hani terör örgütü için havadan cansız uçaklar da gerekli denetimleri yapıyordu? Hani bıçak kemiğe dayanmıştı? Hani terör bitiyordu, sabretmemzi gerekiyordu? Oysa dişe diş, göze göz biçiminde bu saldırgan terörün bitmediği, bitemeyeceği ilk doğduğu günden beri belli değil miydi? Sanırım atalarımızın dediği gibi ‘hafıza-i beşer nisyan ile malüldür’ derken bizdeki unutkanlığı özellikle devlet katında da anlatmak istemişlerdir. Bu anlamda Terörle Mücadele denilen çok yönlü çalışmanın özellikle toplumsal, ekonomik, kültürel  ve psikolojik yönlerine eskiden olduğu gibi bugün de gerektiği gibi ilgi gösterilmemektedir.

Bana öyle geliyor ki terörün beslendiği Kuzey Irak, İmralı ve Oslo üçgeni etkisiz duruma getirilmeden biz bu terör saldırıları için daha çok göz yaşı dökeriz. Bugün baştaMurat BAYRAM ile İbrahim KURT için olmak üzere bu vatanın dirliği düzenliği için can veren bütün şehitlerimiz için birer Fatiha okuyalım. Anlaşılan o ki işimiz birbirimize sarılmaktan, sabırlı ve anlayışlı olmaktan başka biraz da duaya kalmıştır.

Gönül ister ki bu topraklarda kardeş kavgası bitsin. Trafik kazaları dahil hiç bir ölüm olmasın. Gönül ister ki İlahi bir çağrı ile birden bire terör saldırıları da birden bire dursun. Hangi sürükleyici (mücbir) sebeple olur ise olsun teröre karışanlar da bir daha kimselere kanmamak, silaha da el sürmemek üzere baba ocaklarına, ana kucaklarına dönsün.

Korkarım Batı’nın kancayı takmış olduğu Orta Doğu ile birlikte Türkiye de daha çok karıştırılacak. Suriye - İran - İsrail - Amerika - Rusya ve Türkiye bağlamında her an teyakkuzda olmak gerektiğini anlıyoruz. Bu açıdan Terörle Mücadele için gece gündüz çalışan bütün yetkililere de kendi adıma her türlü hatadan ve olımsuz eleştiriden uzak üstün başarılar dilerim.

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..