Terör konusundaki şanssızlığımız nasıl şansa dönüştü!

Türkiye içine yuvarlandığı terör belasından kurtulmakta çok zorlandı bugüne kadar, çünkü ülkeyi bu beladan kurtarması gerekenler(in bir bölümü) aynı zamanda bu belanın yaratıcılarıydı.

Yani, PKK terörü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin derin kolları tarafından kurulmuş ve yönlendirilmişti. Asla, Öcalan'ın tek başına "başardığı" bir iş değildi.

Böyle olunca da, terörü bitirmesi gerekenler, aksine davranabiliyor, bitmemesi için yeni provokasyonlara imza atabiliyorlardı. Otuz üç erin şehit edilmesi, karakol baskınları...hepsi çözümü elgellemek içindi. Bugün bunları sağır sultan duydu; kör kral gördü...Her ne kadar bu ülkedeki at gözlüklüler henüz görmediyse de...

Terör'ün içerden destekleniyor olması bu ülkenin en büyük handikapıydı; bu yüzden de, sosyal dokumuz izin vermediği halde terör fazla uzun sürdü.

Bu  şanssızlık, bugün tam anlamıyla şans oldu ülkemiz için... Dezavantaj avantaja dönüştü. Çünkü, PKK terörünü besleyip büyüten devlet gücü bugün bu belayı bitirmek isteyenlerin elinde. Devletin legal yapısı her zaman barıştan yanaydı ama illegal güçler, legal devleti kontrol ettiği için bu gerçekleşmiyordu.Rahmetli Özal'ın başına gelenleri hatırlayalım...

Bugün durum tam tersi...Artık meşru ve legal devlet, illegal güçleri kontrol ediyor. Böyle olunca da, sürecin proveke edilmesi ihtimali düşüyor.

Avrupa ülkelerindeki terörden farkımız burada... İngilterede, İspanyada gördüğümüz ayrılıkçı terör, kendi doğasından başlayan bir "başkaldırı" iken, Türkiyedeki terör, belli eller tarafından, ülkeyi sürekli ellerinde tutmak amacıyla oluşturulmuştu.

Bu zorluğa rağmen İngiltere ve İspanya sorunu çözmüş ve belli ölçüde bir barış zemini bulmuşsa, bizim zaten var olan bu zemine sağlam bir barış oturtmamamız söz konusu değil...

Daha açık söylersek; bugün bu ülkedeki iktidar, illegal devlet yapılanmalarının mağdurlarından biridir. Bu yüzden, öteki mağdurları da iyi anlamakta ve tüm mağduriyetlerin giderilmesi için çalışmaktadır. Devletin "derin güç"lerin elinde olduğu zamanlarda şanssızlık olan bu durum, artık ülke için bir şanstır.

Geçmişin derin yapılarıyla omuz omuza siyaset yapan belli bir azınlık bugün de cürmünden çok ses çıkarsa da, sonuçta marjinalleşmeye mahkumdur. Bu ülke insanının büyük çoğunluğu, etnisitesi, mezhebi, meşrebi ne olursa olsun tüm mağduriyetlerin giderilmesinden yanadır.

Otuz yıllık kandan mesul olanların, bugün bunu bir "kan davası"na dönüştürmeye çalışmaları bu ülkenin çoğunluğu Müslüman olan halkı tarafından kabul ve destek görmüyor.

İktidar partisinin hem Türklerden, hem Kürtlerden en çok oy alan parti olması bunun açık delilidir. Bu büyük bir şanstır aynı zamanda. 

Hem doğudan hem batıdan en fazla oy alan parti ve onun iktidarı bu barışı gerçekleştiremezse-ki hiç  dilemiyoruz- başka hiç bir siyasi kadro bunu gerçekleştiremez....

Bu yüzden barışa inanan herkes bugün bu şansı iyi değerlendirmelidir.