Terör merkezi Bürüksel…

Parlamenterler, Türk Dışişleri Bakanı ile Türkiye’nin Interpol kırmızı bülteniyle aradığı PKK üst düzey yöneticisini, aynı salonda, üstelik Avrupa Parlamentosu’nun çatısı altında bir araya getirmeye kalkmışlar.

Haber böyle başlıyor…

Dışişleri Bakanı Ali BABACAN, Bürüksel’deki Avrupa Parlamentosunda bir konuşma yapacakmış. Bakanın orada konuşma yapacağı belli, çünkü önceden program yapılır, davet edilir, çıkar konuşur.

Yoksa Kamer GENÇ gibi fırsatını kollayıp da bir bakan orada kürsüye çıkmaz.

Olayın bu tarafı bilinince, Avrupalı parlamenterler, bizim kırmızı bültenle dünyanın her yerinde aradığımız PKK terör örgütünün bir temsilcisini de parlamentoya davet etmiş. Bakan konuşurken, o terörist de salonda olacak.

Türk yetkililer olayı fark edip de bakana bildirince, bakan da <ı>“O terörist salonda çıkmazsa, ben o salona girmemi konuşma da yapmam” demesine rağmen, parlamenterler önce bakanı ikna etmeye çalışmışlar.

Önce burada bir duralım…

Adam, bize göre terör örgütü üyesi ve Türk vatandaşı. Terör örgütü üyesi olduğunu, görüldüğünde yakalanmasını tüm dünyaya bildirmişiz. Adam da o salonda, herkes de bunu biliyor.

Şimdi sormak istiyorum, bu ne biçim bir iştir?

Bizim bakanımız da, adam ikna(!) edilip salondan dışarı çıkınca, girmiş konuşmuş ve sert tepki göstermiş.

Ne demiş en sert haliyle?

<ı>“Sizin terörist, bizim terörist olmaz” demiş.

Demek ki uluslar arası platformda en sert tepki böyle oluyor. Ama onlardan her hangi biri Türkiye!’ye geldi mi, bunun daha da ötesinde konuşuyorlar.

Bizim gösterdiğimiz <ı>“en sert tepki”nin ölçüsü bu ise, adamların bize gösterdiği tepki, boksta altan yukarı doğru çeneye vurulan yumruk gibi olmuyor mu?

Ne diyorlardı o yumruğun adına? Aparkat mı neydi… Hani boksör bu yumruğu yiyince iki seksen bir doksan yere uzanıyor ya…

Bunun yanında bizim tepki, okşama gibi bir şey, yanaktan bir makas almak yani…

Böyle bir olay yaşanmışsa, girip de içeri konuşuyorsan, adamların yaptıkları ayıbı, en sert tepki ile ortaya koyacaksın, tavanı da başlarına geçireceksin. Hatta olmadı, o teröristi de oradan alıp geleceksin.

Tabi nasıl getirilir, orası belli değil, fazla gittim galiba…

Sonra aklıma takıldı…

Bu Bürüksel denilen yer nere diye. Hani dünyanın ücra bir köşesi filan mı?

Tabi haritaya filan bakmaya gerek yok, Avrupa denilen yerin tam göbeği sayılır. Burada uluslar arası birçok kuruluşun merkezi var.

Siz bakmayın Avrupa’nın merkezi olduğu söylemine… Aynı zamanda da terör örgütlerinin, terörün de merkezidir.

Ama o terör örgütleri, gün gelecek onları da yiyecek.

Az kaldı…

Benim burada garibime giden, hayıflandığım manzara, bakanımızın bu olayı ele alarak, o parlamento çatısı altında bulunan sözde Avrupalıların haklarını avucuna koymadığı, kürsüye yumruğu vurmadığı ve <ı>“Sizin terörist, bizim terörist olmaz” gibi güya tepki ile geçmesi…

Ülke olarak bunu hak etmiyoruz.

<ı>28 MAYIS 2008