Terör örgütü uzaya da açılıyormuş

Anlı şanlı Barış Süreci dünyada arkadan adam vurma şampiyonu adı belli Terör Örgütüne yaramış yine. Yenice öğrendiğime göre dünyada hiç bir Terör Örgütüne nasip olmayacak bir iletişim imkânına sahip olmak için harekete geçmiş. Otuz yıl boyunca en umulmadık biçimde nice kanlı terör saldırısı gerçekleştirmiş bir yeraltı örgütüne bu imkân nasıl sağlanabilir, inanın çok şaşırdım. Demek ki Ankara-İmralı-Oslo-Kandil ve Erbil koşuşturmacası acı tatlı nice meyveler verdiği gibi bir de 'nur topu gibi' Ortadoğu'ya yeni bir GSM ağı kazandırıyor. Bilindiği gibi KIBKY destekli ve üzerinden nice radyo televizyon ve telsiz iletişimi sağlayan bir KurdSat uydusu var uzayda.

Söz konusu Terör Örgütünün uyuşturucu ve silah ticareti yanında kaçakçılık ve bazı ticari işlerden dolayı çok zengin oldu biliniyor. Onun bu gibi adı belli para muslukları kesilememiş ve toplanan paraları gerekli yerlere ulaştıran para kasaları da bugüne kadar yakalanamamıştır bilindiği gibi. İşte bu Terör Örgütü yaptığı bazı çalışmalar sonucunda evrensel bir iletişim ağı kurmaya başlıyormuş. 'Daha neler duyacağız' der gibi olduğunuzu düşünüyorum.

Sizin de düşündüğünüz gibi kaygılanmamak elde değil. Çoğumuzun da gördüğü gibi özellikle 2010 ortasında bu yana yeniden yoğun terör saldırılarına başlayan Terör Örgütü kendisinin uzantısı sayılan KCK ile BDP'nin yoğun çalışması ile gündemi istediği gibi yönlendirmektedir. Bu bağlamda AKP'nin de köşeye sıkıştırılmak istendiği ve tez elden Terör Örgütünün bütün isteklerini koşulsuz olarak kabul edeceği bir Barış Masasına oturtulmasına çalışıldığını da anlıyoruz. Terör Örgütünden ve onun siyasi uzantısı durumundaki BDP sözcülerinden gelen yorumlar ortada. Son olarak ortaya çıkan bu iletişim ağı ile birlikte Terör Örgütü çok güçlü Türkiye Cumhuriyeti'nin bile sahip olamadığı bir GSM operatörüne sahip olması toplumumuzda yaratacağı olumsuz dalgalanmalar bakımından da çok çarpıcı bir başka sorunun doğmasına yol açmış olacaktır.

AKP-PKK-BDP Üçgenini bekleyen tehlikeler nelerdir?

Bu iş için gerekli para kaynağı Diyarbakır yöresindeki tarlalardan gelen uyuşturucu ticareti yanında silah ticareti, sigara ve daha nice malların kaçakçılığı da var arkalarında diyebiliriz. Bu konudaki gerçek bilgiler elbette AKP İktidarının elindedir. Umulur ki o bilgilere göre gerekli önleyici tedbirler alınarak olması muhtemel ayrılıkçılık tohumlarının daha bir yaygınlaşması ve söz konusu GSM üzerinde daha rahat iletişim kurularak en umulmadık terör saldırıları önlenebilir. Ayrıca AKP-PKK-BDP Üçgeninin Barış Süreci boyunca daha sıkı fıkı konuşmaları gerekmez mi? Bir de kurulması tasarlanan O Barış Masasındaki her hangi bir çekişmeli durumda halkı başkaldırıya yönlendirmek için de hazırlıklı olmak gerekmez mi? Kaldı ki Batı'nın öncelikle Suriye üzerinde oynamak istediği oyunlar için PKK-PYD ve K. Irak yönetimi için de böylesi bir iletişim ağı giderek Türkiye için de bir tehdit unsuru olmaz mı?

Her toplumun bireyleri, kurumları ve yer altı örgütleri de ‘bilgi’ ile daha güçlü olur.
Bilgilerin paylaşılması, değerlendirilmesi ve gerekli propagandalara dönüştürülmesi de önemli.

Bu nedenlerden dolayı adı belli Terör Örgütü yine ‘turnayı gözünden vurmuş’ denilebilir.

Çünkü görülen o ki çevresindekiler birer az olmuş kendisi de ‘uçanı da kaçanı da vuran’ bir avcı!

Bu öyle bir ‘yavuz’ avcı ki yedeğinde yüz bine yakın elemanı, siyasi uzantıları ile AKP iktidarının müsamahalarına mazhar olmaktadır. Onların bir de 'evlerinde zor tuttukları' bir kaç yüz bin gizli ve potansiyel silahlı elemanlarının var olduğu da unutulmamalı.

Bana göre Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT)'nın ortaya çıkarttığı bu oluşum hangi meydan savaşlarından dolayı şiddetle arzulanan bir 'barış' için atılması gereken adımların önündeki en büyük engellerden bir olamaz mı? Oysa söz konusu Barış Sürecine göre Terör Örgütünün silahlı unsurları çekip gidecek ve bir daha hiç bir terör eylemi de yapamayacaklardı. Oysa son aylardaki kimi terör saldırıları ile adam kaçırmalar ve yenice ortaya çıkan evrensel iletişim ağı kurmaya teşebbüs başlı naşına bir sorun değil midir? Bu gibi kıpırdanmalar Türkiye'de kurulu düzeni yıkmaya teşebbüs etmek değil de nedir?

Bir Terör Örgütü GSM Operatörü sahibi olabilir mi?

Bakalım Açılım ve de Barış Sürecinin AKP Kanadı nasıl değerlendirecek? Dünyada böyle bir Terör Örgütü var mıdır? Vardır: TC İktidarları Terör Örgütünü işte böyle şımarta şımarta değil tepelerini oturtarak baş tacı etmek; radyo ve televizyon yayıncılığında da olduğu gibi bir de cep iletişimi ile uzaya bile çıkartırlar.

İlgili habere göre, ‘MİT Müsteşarlığı, İçişleri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'nın da aralarında yer aldığı kurumlara gönderdiği yazıda, PKK'nın önümüzdeki süreçte Suriye'de GSM şebekesi kurmak için girişimlere başladığını bildirdi. MİT, bu amaçla örgüt yönetiminin bölgeye mühendis göndereceğinin tespit edildiği’ açıklanmış bulunuyor.

Korkarım çok yakında birileri, 'Bu iletişim ağı da Barış Sürecini destekleyecek olan bir imkândır' diyecektir. Bir diğeri de arada bir örnekleri görüldüğü gibi 'eş zamanlı olarak' bir basın açıklaması ile, 'Haberleşme olmadan silahlı unsurları nasıl derleyip toparlayacağız. Sizin güçlü bir ordunuz var. Evrensel çapta üç büyük GSM operatörünüz de var. Ayrıca KCK ile PKK'nın İmralı ile Kandil'deki eş başkanları Türkiye'de var olan GSM operatörlerine güvenmiyorlar. Yeni bir GSM kurulması öncelikle barışın ve yöredeki ticaretin gelişmesi için elzemdir' diyecektir.

Vay başımıza gelenlere!

Haberde gerekli lojistik malzemelerin Çin’den alacağı bu yeni GSM operatörü için Terör Örgütünün yaklaşık 3-4 milyon dolar harcama yapacağı ve harcamanın ‘SİM kart satışları ile kontör satışından’ bir yıl içinde geri kazanılacağı belirtiliyormuş. Söz konusu gizli ancak kamuoyuna sunulan yazıda, ‘Türkiye'de faaliyet gösteren üç GSM operatörü ve Suriye'deki bir GSM operatöründen yeterli biçimde faydalanamayan örgütün hem kendi kadrolarının kullanımı, hem de para kazanmak amacıyla bu yatırımı gerçekleştirmeyi’ hedeflediğini açıklayan MİT’in gizli yazısında, halen GSM firmalarında çalışan ve örgüte yakın olan bir mühendisin bölgeye gönderileceğinin belirlendiği de açıklanmış.

Vay başımıza gelenlere değil mi?
Ey AKP
Ey Açılım ve de
Ey Barış Süreci sen nelere kadirmişsin be!