Terörist, eşkıya, sayın...

"...Bakın yine polis araçlarını yakıyorlar, deviriyorlar, adeta bunlar için günlük mesai haline geldi bu. Yolları kesiyorlar, işi gücü yok kanal açıyorlar araçlar geçmesin diye. Bunlara terörist mi desek, eşkıya mı desek, yol kesen mi desek?...."

Yol kesip, askere ateş açanlara sakın ola terörist demeyin Sayın Başbakan. Çünkü size göre terörist; Berkin'dir, Ali'dir, Abdullah'tır, Ethem'dir, Mehmet'tir, Mustafa'dır..

Yol kesip, terör örgütü paçavrasını tepelere diken ve askerlerimizi öldürenlere sakın ola eşkıya da demeyin, Sayın Başbakan.

Eşkıya'yı hatırlar mısınız? Müthiş bir filmdir. Yavuz Turgul'un yönettiği, Şener Şen (Baran, eşkıya) ve Uğur Yücel'in (Cumali) hayat verdiği.

En çok, 'bir eşkıya öldüğünde bir yıldız kayarmış' repliğiyle hatırlarız. Ya, sular altında kalmış köyün delisi, bana göre filozofu Ceren Ana'nın söyledikleri;

 "Sen maphusa gittikten sonra düzen bozuldu Eşkıya. Kötüler bu işte galip geldi. Ezilenler ezildi..."

...

Baran: Sen de gel benimle, kurda kuşa yem olacaksın Ceren ana.

Ceren Ana: Kurt ve kuş bizdendir oğul. Asıl kötülük başka yerde. Ben buranın delisiyim. Bir yere gidemem.

Baran'ın eşkıyayı tarif ettiği şu replikler unutulur mu:

Cumali: Eşkıya ne?

Baran: Yol kesen, ee haraç alan, dağlarda yaşayan yani senin benim gibi, insan oğlu.

C: Sen eşkıya tanır mısın?

B: Birini bilirem. Adı Baran’dı. Babasını aşiretin reisi mayına yolladı, öldürdü. Baran da ağasına isyan edip dağa çıktı. Baran çok genç o zaman, bir kıza da sevdalı. Müthiş nişancı. İşte şöyle bir dağdı gitti, yaman bir dağ. Ağanın adamı olan eşkıyalarla savaştı o zaman. İşte bu dürbünle onları bulup bastı kurşunu.

C: Baran sen misin?

B: Evet benim...

...

Baran Eşkıya'dır Yavuz Turgul'a göre, kayıp giden bir yıldız misali.

Yaşar Kemal'e göre, eşkıya İnce Memed'dir.

Çolak Salih ve Küçük Ağa da eşkıyadır Tarık Buğra'nın satırlarında.

Mustafa Kemal ve arkadaşları da eşkıyadır, bazı fetvalara göre:

 "Mustafa Kemal ve Kuvvayı Milliye maskaraları Yunan askerlerinin önünden kaçıyor. Zavallı saf ve gafil halktan topladıkları askerlere ‘siz burada onlarla savaşın, biz de arkalarını çevirelim’ diyerek sıvışıyorlar. Yazık ki halkımız Talât, Enver, Cemal ve Mustafa Kemal gibi beş on eşkıyanın vücudunu ortadan kaldırmak için gereken fedakarlığı yapmıyor. İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Şimdi usulca oturup yenilginin sonuçlarına katlanmak yerine Yunanlılarla harbe tutuşuyorlar. Bu eşkıyaları ve asileri en kısa zamanda bertaraf etmek hepimize farzdır..."

Kim mi vermiştir bu fetvayı? Şimdilerde adı; tabelalarından T.C.yi kaldıran Sağlık Bakanlığı tarafından,  Çorum'da bir Devlet Hastanesine adı verilen (ne alâkaysa!) İskilipli Atıf Hoca.

Onun için yol kesip, askere ateş açan ve devlete kafa tutanlara terörist veya eşkıya demeyin, Sayın Başbakan. Gezi'de ölenler terörist, Mustafa Kemal ve arkadaşları eşkıya olduğuna göre, Lice'dekiler olsa olsa 'sayın'dır!

İZMİR, 06 Haziran 2014.