Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '15

 
Kategori
Güncel
 

Terörizmin fıtratı bu

Terörizmin fıtratı bu
 

21 Mart’ta Diyarbakır’da bölücü başı Öcalan’ın Türkçe ve Kürtçe okunan mektubunda “Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde özgür ve eşit Anayasal yurttaşlık temelinde demokratik kimlik sahibi demokratik toplum olarak, barış içinde ve kardeşçe yaşama sürecine giriyoruz.” Dediği ve 40 yıllık silahlı mücadele döneminin kapandığını, bunun için PKK’yı kongreye çağırdığı mesajı dünyanın dört bir yanından gelen 760 yazılı ve görsel medya tarafından tüm dünyaya duyuruldu. Peki, örgüt tarafından duyulmadı mı? Algılanamadı mı? Yoksa işin içinde “tavşana tut tazıya kaç” oyunumu? Var.

Hani silahlı mücadele dönemi kapanmıştı?

Dün (25 Mart Çarşamba günü) PKK'lıların Hakkâri-Yüksekova- Dağlıca'da bir saat ara ile askere havan, makineli tüfek ve Doçka uçaksavar makineli tüfeklerle askeri unsurlarımıza iki saldırı gerçekleştirdi. TSK bölgenin ateş altına alındığını anında karşılık verdiğini duyurdu. Saldırı aynı gün MHP’li milletvekilleri tarafından meclise taşındı.

MHP’li milletvekillerinin meclis genel kurulunda milli savunma bakanına (milli sıvışma bakanı) diyerek PKK’nın askere saldırısının sorulmasına milli savunma bakanı İsmet Yılmaz “Bunlar zaman zaman PKK’nın yaptığı taciz atışlarıdır, TSK misli ile karşılığını vermiştir” demekle olayı basite indirgemesi de ilginçtir.

İki yıl öncede silahların susturulacağı, eylemsizlik kararı ve gerillanın Kandil’e çekilmesi kararı ilan edilmişti. O günden bugüne bir takım çeşitli zamanlarda kendilerine göre sebepli ve sebepsiz eylemler ve saldırılar yapmaya devam ettiler. Bu saldırılar için HDP ve Kandil kontrolsüz küçük grupların kendilerinden habersiz “çözüm süreci”ni baltalamak için provokatif eylemler olduğunu hatta bunların bazılarını MİT’in dahi yaptığını söylediler.

Geçin bu lafları efendim.

Bu saldırı neden yapıldı?

Örgüt özelliklede “çözüm süreci” vesilesiyle hiçbir müdahale ile karşılaşmadığı şehir merkezlerine kadar bölgenin her yerine hâkim vaziyette. Örgütün haberi olmadan hele de örgütün lideri talimat göndermişken bu çapta saldırıların yapılması mümkün değil.

Dolmabahçe deklarasyonunda görüşülen ve İktidar ile saray arasında anlaşmazlık konusu olan “süreci izleme heyeti” oluşturulması HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş tarafından “izleme heyeti” bizim kırmızı noktamız değil denilse de İmralı’nın taleplerinin yerine getirilmesindeki seyrin ağır gitmesi, iktidar ve saray arasındaki fikir ayrılıkları, PKK’nın kongre sürecini ertelemesine ve bu arada “biz buradayız” dercesine uyarı atışlarına maruz kalınacağının sinyali veriliyor.

Terör örgütünün tam manada kendi arzuları ile silahları bırakmasını beklemek bence biraz hayalcilik oluyor.

PKK terör örgütü konusunda yazdığım makalelerde üzerine basarak durduğum gibi. Kaçakçılık ve uyuşturucu ticareti ve kanla beslenen terör örgütü ve arkasındaki beynelmilel güçlerin buradan gelen rant’tan vazgeçmelerin söz konusu olamayacağı PKK’nın tamamen silah bırakması da bu nedenle mümkün olamayacaktır.

PKK’nın Öcalan’ın hâkimiyetine geçtikten sonra terör örgütüne dönüşmesi ile sözde Kürt sorunu ve Kürt halkının haklarının savunulması amaçtan çıkarak bir araca dönüşmüştür. PKK bu söylemler ile bölge daha rahat hareket etmek ve taraftar toplamak için bölge halkı üzerinde önce baskı ve korku yaratmış ardından legal partileşme aşamasına geçerek sindirdiği halkı burada örgütlemiştir.

Terör örgütünün kaçakçılık ve uyuşturucudan gelen geliri ve bununla sağladığı silah ve mühimmat temin etmesinin önü kesilmedikçe İmralı-PKK-HDP’nin tüm isteklerine boyun eğseniz de bunların işi yokuşa sürmek için ne istekleri biter ne de saldırıları durur.

Bir kıssa ile yazımı sonlandırmak istiyorum.

Derenin kenarında karşı kıyıya geçmek için ilerleyen kaplumbağanın yanına yaklaşan akrep kaplumbağaya;

Akrep;Kaplumbağa kardeş beni de sırtına aslan da karşıya geçirsen olur mu? Der.

Kaplumbağa;Geçireyim geçirmesine de ya beni sokarsan, değince.

Akrep;Seni sokarsam bende suya düşer boğulur ve ölürüm, der.

Akrebin bu sözü kaplumbağaya mantıklı gelir ve akrebi karşı kıyıya geçirmeye karar verir. Akrebi sırtına alan kaplumbağa suya girer ve derenin tam ortasına gelince akrep akrepliğini yapar ve kaplumbağanın ensesinden sokar.

Kaplumbağa;Akrebe döner ve “hani söz vermiştin beni sokmayacaktın, neden soktun bak ikimizde şimdi öleceğiz” değince.

Akrep; Ne yapayım bu benim fıtratımda var. Söz verdim ama dayanamadım öleceğimi bile bile seni soktum. Der.

Dervişin fikri neyse zikri de odur” Değerli okur, saldırmak, kan dökmek, adam kaçırmak vb. bunlar terörün fıtratında olan şeylerdir. Terörün kökünü kazımadan verilen her söz hikâyedir.

İbrahim Halil SİPAHİ

25.03.2015/Adana

www.twitter.com/ihalilsipahi

www.facabook.com/ihalilsipahi

 
Toplam blog
: 100
: 1366
Kayıt tarihi
: 12.08.14
 
 

Adana'da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Adana'da Yüksek öğrenimini Konya Selçuk Üniversitesi Eğiti..