Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Aralık '09

 
Kategori
Siyaset
 

Terörle pazarlık olmaz

Terörle pazarlık olmaz
 

Demokratik bir hukuk devletinde o ülkenin yöneticilerinin teröristlerle pazarlık etmesi düşünülebilir mi? Devlet gücünü hukuktan alır. Demokrasinin egemen olduğu ülkelerin hukuku da evrensel hukukla hiçbir vakit çelişmez. Farklılıklar ayrıntılardadır. Yoksa her ülkede hırsızlık, gasp, cinayet gibi suçlar suç olarak kabul edilir.

Yine bu evrensel hukuk normlarına göre terör bir suçtur. Teröristler ise devletlerin aksine güçlerini kuralsızlıktan ve sevgisizlikten alırlar. Terör yoluyla savunulan hiçbir düşünce meşru olarak kabul edilemez.

***

Türkiye Cumhuriyeti devleti de demokratik bir hukuk devletidir. Bazı konularda mükemmel olmayabiliriz. Demokrasimizde de teamüllerimizde bazı taşları hala yerine oturtamamış da olabiliriz. Ama bu bizim temelde hukuk devleti olma durumumuzu değiştirmez. Bu ülkede sade vatandaştan başbakana, bakanlara kadar, haksızlığa uğradığını düşünen herkes çözümü hukukta arıyor. Böyle olunca da bu ülkenin yöneticilerinin teröristle ya da terör eylemlerini alenen destekleyen ve taraf olduğunu saklamayan kişi ya da kurumlarla görüşüp pazarlık yapması düşünülemez.

***

Attıkları zaman mangalda kül bırakmayan, her fırsatta “hukukun üstünlüğü” nutukları atan, yeri gelince Türkiye Cumhuriyeti’nin ordularına başkomutanlık yapmış kimselerin bile bir iddia ya da isnat karşısında yargılanabilmesi gerektiğini savunan yaygın basının bazı bilge(!) köşe yazarları iş buraya geldi mi teröristle pazarlığı mubah, hatta yararlı görmektedirler.

“Efendim akacak kanları durduracaksa bu görüşmede ne beis var?..”

Ya da daha da ileri giderek ve de küstahlaşarak;

“İmralı muhatap olarak kabul edilmezse akan kan durmaz…”

Vakti zamanında bu devlete cumhurbaşkanlığı yapmış olan bir zat “Bir kereden bir şey olmaz” diyerek devlet düzeniyle, yasa, yönetmelik ve teamüllerle adeta alay etmişti. O gün bir anlamda meşruiyet kazanan kanunsuzluk, ilkesizlik ve yolsuzluklar bu güne kadar artarak süregeldi.

O günden bu güne, ülkemizde yapanın yaptığı yanına kar olarak kaldı.

Teröristle pazarlığa bir kere başladınız mı, artık bunun önü alınamaz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden talebi olan şer güçler için terör etkili bir silah ve yöntem olur.

***

Kürt açılımı, ya da güneydoğu açılımı… Son haftaların bize dayatılan gündemi. Onca aklı başında olması gereken adam, onca televizyon ve gazete, terör suçundan idama mahkum edilip maşası olduğu ülkelerin baskılarıyla cezası müebbete çevrilen bölücübaşının ağzından çıkacak sözlere odaklanmışlar.

Düşünebiliyor musunuz, yirmi beş yıldır terörle adeta bir savaş veren bu ülkenin aydınları çözümü terörist başından bekliyorlar. Bundan daha aşağılayıcı bir durum olabilir mi? Sanki bu adam ilk defa konuşacak. Sanki daha önceden düşünceleri bilinmiyor. Sanki meclisteki bir parti sürekli onun sözcülüğünü yapmıyor…

Sonra da hücresi 17 santim küçültüldü diye şehirler yangın yerine çevriliyor.

***

Sahi bu ağırlaştırılmış müebbet hapis de ne demek oluyor? Bir eli yağda, bir eli balda. Yediği önünde, yemediği arkasında. Avukatları vasıtasıyla ülkenin gündemini belirliyor. Maiyetinde bir sağlıkçı ordusu… Sanırım bu adam yakalanmadan önce dağda bu kadar rahat değildi. Orada yakalanma ve hatta ölüm korkusu vardı. Düşüncelerini de bu kadar rahat ifade edemiyordu.

***

Son söz; bu rezil tartışmalar sürerken kahpe pusulara kurbanlar vermeye devam ediyoruz. Bunun sorumluları ise sırıtarak bize İmralı’yı işaret ediyorlar. Bu aciz görünüm içimi acıtıyor, bize yakışmıyor. Benim devletim dosta güven, düşmana endişe vermelidir. Ama bizi öyle sindirdiler ki…

 
Toplam blog
: 114
: 548
Kayıt tarihi
: 18.11.09
 
 

Emekli öğretmenim. Üç yıldır Söke Ekspres gazetesinde günlük yazılar yazıyorum. 2008 Yılında röpo..