Terörü bitirme yolunda koltuk kaybeden milletin gönlünde taht kazanır...

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Başbakan Erdoğan'ın Kürt sorunu üzerine birlikte çözüm arayışına girişmeleri kuşkusuz sorunun çözümü açısından çok önemli bir gelişme.

Eğer bu adım, müteakip adımlarla gerçek bir yürüyüşe dönüşürse, sadece Kürt sorununun çözümünde mesafe almakla kalmaz, tüm ülkedeki sosyal barışa büyük katkı sağlamış olur.

Hem AKP ye "düşman" gözüyle bakan klasik CHP'li çevreler daha makul ve mantıklı olmaya başlar, hem de Kemal Kılıçdaroğlundan bir şey çıkmaz, inancında olan AK Parti seçmeni Kılıçdaroğlu'na karşı bakışını büyük ölçüde değiştirir.

İktidar partisi ile ana muhalefetin uzlaşması tamamiyle toplumsal uzlaşma anlamına gelmektedir çünkü... Öteki muhalefet partilerinin çözümsüzlüğün kutup başları olarak halk nezdinde mahkum olmaları ve iyice marjinalleşmeleri de kaçınılmaz olacaktır.

Bu ülkenin hem maddi hem manevi çok şeyini alıp götüren terörün bir şekilde sonlandırılması sosyal bünyemizdeki derin yaraları da saracaktır.

AK Parti ve CHP bunu başarabilir. Hem de MHP ve BDP'ye rağmen...Yeter ki CHP'nin genlerindeki "seçkincilik" nüksedip genel başkanlarının yolunu kesmesin.

Bu yolda en çok engeli kendi içinden görecektir Sayın Kılıçdaroğlu...Özellikle süreç başlayıp da sonuca doğru gittikçe, CHP'nin içindeki yapı, Kemal Kılıçdaroğlu'na çelme takmakta tereddüt etmeyecektir. Bunu kendisi de bildiği için, bu yolda koltuk kaybetmeyi göze aldığını söyledi CHP lideri...Ancak, şu da bir gerçek ki, bu yolda koltuk kaybeden milletin gönlünde taht kazanacaktır...

MHP'nin barış kervanı daha yürümeden çağırıp bağırması, bu işin sonunda kendi varlık sebebinin ortadan kalkacağını görmesinden olsa gerek. Yoksa, otuz yılı aşkın silahla çözülememiş bir sorunu barışçı yollarla çözme çabasına neden bu kadar agresif tepki versin!

Ben Sayın Bahçeli'nin anarmol çıkışlarını duydukça, CHP ve AKP'nin başarı şansının daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Gerçekten de, bugün Türk veya Kürt bu ülkenin insanları terörü besleyeen söylemlerden bıkmıştır.Ben, MHP tabanıyla BDP'lilerin de partilerinin uzlaşmaş tutumunu destekleyeceğine inanmıyorum.

Hatta, eğer CHP ve AKP'nin yürüyüşü sonuç almaya başlarsa, bu partiler taban baskısıyla işe destek vermek zorunda kalacaklardır. En azından kervanının yürüyüşüne karşı engelleyici olmaktan çıkacaklardır.

Bölgenin ve dünyanın konjonktürü de barışa elverişli durumdadır. Tüm mesele, "savaş" tan çıkar sağlayanların sesini kısmak ve barışın sesini yükseltmekte bugün.

Bu ülkedeki derin güçlerin böyle zamanlarda, barış çalışmalarını akamete uğratmak için, seçilmiş eylemler yaptığını biliyoruz.

Bu yüzden, bu çalışmalara başlarken daha dikkatli ve uyanık olmak gerekecek. Uzlaşmayı ve barışı bombalamak isteyenlere fırsat vermemek ve her şeye rağmen çözüm kervanını yürütmek çok önemli olacak...

Umarız bu yolda yürüyenler kararlılıklarını kaybetmezler ya da onların kararlılığını sona erdirecek olumsuzluklar meydana gelmez.