Terörün yeni hedefi bölgeye giden hizmet mi?

“Köylerine su getirmek için gün boyu kanal kazısında çalışıp eve dönüyorlardı. Yarım saatlik yolları kalmıştı. “İnşallah iftara yetişiriz” derken PKK’lı hainlerin tuzağına düştüler. Çapraz ateşe alınıp kurşun yağdırılan minibüs delik deşik olurken 14 köylünün kaçacak hiçbir yeri yoktu.”

12 vatandaşın ölümüyle sonuçlanan dünkü PKK saldırısını, “İşte bebek katillerinin eseri” başlıklı haberde böyle anlatıyordu Hürriyet gazetesi…

Dün sadece Milliyet’te manşet olan haber, bugün birçok gazetenin ilk haberiydi.

Bu tür saldırıları her zaman daha kolay yapabilmesi mümkünken, sürekli mayınlarla asker öldürmeyi planlayan PKK, neden böyle bir eylem yapmıştı?

Sorunun cevabını Yeni Şafak gazetesinin manşetinde buldum: “Terörün hedefi artık bölgeye giden hizmet.”

Bölgeye giden hizmeti örgütün tehdit olarak algılaması çok doğal. Çünkü oradaki insanlar, insan gibi yaşama şansına kavuştuğu gün, PKK iyot gibi açıkta kalacak. Keşke 20 yıldır terörle mücadele kapsamında harcanan parayla bölgeye yeterli yatırımı yapabilseydik. Şu anda şehit verdiğimiz askerlerin büyük çoğunluğu hayatın kaybetmeyecek, Türkiye’nin Güneydoğu sorunu da belki halledilmiş olacaktı.

Posta gazetesi olaya farklı bir perspektiften bakarak, PKK’ya terör örgütü diyemeyiz diyen DTP’lilere, halkın ağzından “Şimdi ne diyeceksiniz?” diye soruyor.

Cenaze töreninden bir görüntü veren Milliyet gazetesi de, halkın törendeki tepkisini dile getirerek “Lanet yağdı” başlığını atmış. Yerli halkın yaşadığı bu acı ve gösterdiği tepki yukarıda belirttiğim açıdan çok önemli.

Hükümetin bu yönde çalışmalarla probleme sosyal açıdan yaklaşması, belki sevindirici sonuçların alınmasını yakınlaştıracaktır.

Başbakan Erdoğan, “Bunlar terörün son çırpınışları” derken, sanırım aynı kanaati paylaşmak istiyor. Star gazetesi ile Türkiye gazetesi bunu manşet yapmışlar.

Hükümet yanlısı haber yapan gazetelerin davranışları, bazen karşı görüşe sahip arkadaşlarımızın eleştirisine sebep olabiliyor. Elbette körü körüne destek bağlamında bir gazetenin hükümete yakın olmasından ben de rahatsızım.

Ancak ülkemizin çok önemli ve temel sorunlarından biri olan terör konusunda, hangimiz çözümsüzlükten yana bir tavır içinde olabiliriz ki? Böyle bir sonucun bu hükümet tarafından alınması, en bağnaz Ak Parti düşmanlarını bile memnun edecektir diye düşünüyorum. Çünkü böyle bir konuda partizanlık olamaz.

Bu bakımdan eleştirilerimizle, hükümetin yaptığı iyi, doğru ve faydalı işleri birbirine karıştırmamak gerektiğini düşünüyorum.

Terör yapabilecek kadar ruh hali bozuk kişilerin, insanî bazı kavramları anlamalarını elbette beklemiyorum. Zaten bu duyguları yaşayabilecek incelikte olsalar, hiç böyle kanlı bir eylemin içinde olabilirler miydi?

Ancak bazı gazetelerimiz hâlâ onları, vicdanına hitap eden bazı sözlerle etkileyebileceğini zannediyor. Mesela Güneş gazetesinin bugünkü manşeti “Alçaklar!”. Aynı şekilde Takvim gazetesi de “İnsafsızlar!” diye başlık atmış. “Şimdi kına yakın” başlığıyla çıkan gazeteler bile var.

Sabah gazetesinin manşetindeki “Bari oruç açalım dedik, taradılar” şeklinde verilen haber de beni hem rahatsız etti, hem düşündürdü. Teröristten oruca saygı mı bekleniyordu ki… Bırakın dağdaki eşkıyayı, teröristi, şehirde modern görünüşlü birtakım insanlar bile oruca ve oruç tutana saygıyı gereksiz bulabiliyorlar.

Mahalle baskısı korkusu da zaten bir nevi bunun karşılığında insanların öç alma duygusuna kapılabilecekleri endişesinden doğuyor.

Zaman gazetesi, “12 masuma 400 kurşun” başlığıyla olayın bir başka yönüne dikkat çekmiş. Gereğinden fazla bir öfke, hınç ve biraz da çeresizlik seziliyor olayın meydana gelişinde. Buradan yola çıkıldığında da başbakanın açıklaması daha mantıklı görünüyor.

*****

Diğer gazetelerin manşetleri de şöyle.

Akşam gazetesinin, “İmdat hoca ricası” başlıklı haberinde, 28 Şubat’ın tartışmalı isimlerinden İmdat Kaya’nın bir aracı vasıtasıyla NewYork’taki iftarda Başbakan Erdoğan’a ulaşarak yardım istediği bildiriliyor.

Bugün gazetesi Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in açıklamalarını “Türkiye’de oligarşik prenslikler var” başlığıyla manşet yapmış.

Cumhuriyet gazetesi, başbakanlığa gönderilen bir yasa taslağında, yargıçların kararları nedeniyle tazminat ödemelerinin gündeme getirilmesini “Yargıca yargı yolu” başlığıyla duyurmuş.

Radikal gazetesi manşetinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Anayasa ile ilgili yöntem konusunda hükümeti uyardığını ve “Anayasayı çıkmaz sokağa götürmeyin” dediğini belirtiyor.

Piyasayı 20 milyon dolar dolandırdığı için 22 yıla mahkum olan ancak ortadan kaybolarak yakalanamayan Titan Zeynep’e ulaştığını açıklayan Vatan gazetesi bu özel haberi “İyi ki aranıyor” başlığıyla manşet yapmış.

*****

Spor gazetelerinden Fanatik, Hakan Şükür’ün “Futbolu bırakmak istiyorum” demesini manşete taşırken, Fotomaç Galatasaray’ın ilk 7 haftada gösterdiği başarıyı manşetinde “Kalli devrimi” olarak değerlendirmiş. Fotospor ise “Lincoln Stuttgart’a kaçıyor” manşetiyle cimbomları biraz korkutmuş.

Bugünlük bu kadar.

Yarın yeniden birlikte olabilmek umuduyla…