Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Terzi'den Müteahhit olursa Avukat'dan amele olur

Bu yazıyı Simav depreminden sonra yazacaktım. Dinlencede olduğum için dostlarla yarenlik etmekten vakit bulamadım. Bir kaç kere bilgisayarın başına oturdum, birisinin seslenişi üzerine kalktım. Üzerinden zaman geçince de güncelliğini yitirdi diye vazgeçtim yazmaktan. Bir kaç gündür yazıp yazmama konusunda ikircikli davrandım. Yazacaklarım, yazılan çizilen tartışılan konulardan farklı bir şey değildi.

Dinlencede bizim sokağın girişine yeni ev yapıldı. Lüks sayılabilecek bir bina. 20-25 gün sonra arabayla sokağa dönmeye çalışırken iş makinesi yolu kapatmış, kazı yapılıyordu. Arka sokaktan dolaşarak ev gittim. Komşulardan nedenini öğrendim. Yeni yapılan binanın kanalizasyonu, çalışmayan terkedilmiş olan rögara bağlanmış, kısa sürede şişerek evin içine taşmış.

Binayı yaptıran kişi, yurt dışına işçi olarak gidip dönenlerden. Mesleği terzilik, öğrenim durumu ilkokul. Parası olduğundan arsa alıp ev yaptırıyormuş.

Sabah yürüyüşüne giderken, komşu elinde kürek çukuru dolduruyordu. Günaydın diyerek hatırını sordum, dertli idi. Anlattıklarını dinledikten sonra, terziden müteahhit olursa böyle olur deyince, "benim gibi Avukattan da işçi olur dedi" gülüştük.

Her depremde aynı sözcükler ve tümceler sıralanmaktadır. Denetimsizlikten tutun hırsızlıktan kayırmalardan bir yığın olumsuz tümceler, yetkili yetkisiz herkesin dilinde ve yorumlarında.

İnşaat sektörünün genel yapısında oluşan kültürel yapının bozulmasından kaynaklandığınısöyleyebiliriz. Bilgi yetersizliği demediğimin nedeni, yeterli düzeyde bilginin olmasına karşın, bu bilginin inşaat sektöründe önemsenmediği görülmektedir. Bu anlayışın sosyolojik tanımı, kültürel yozlaşmadır.

Müteahhit sözcüğünün içeriği taahhüt eden, üstlenen, yüklenici kişi demektir. Taahhüt sözcüğü bir sorumluluk içerir ve bu sorumluluğun arkasında büyük bir bilgi yumağı vardır. Bu bilgi yumağından bihaber olan kişilerin, böyle bir sorumluluk üstlenmeleri mümkün olabilir mi?

Anımsadığım kadarıyla 1980 yılına kadar mühendislik kariyeri olmayan kişiler, müteahhitlik yapamazlardı. Nedeni, bu görevin öngörüsü olan bilgi ve genel kültürün inşaat sektöründe kaliteyi ortaya çıkarmasıdır. Çünkü, her mesleğin öğrenim ve kültür boyutu o meslekteki ilişkiler ağını ve etiğini yaratır.

Kanımca 1980 yılından sonra müteahhitlik mesleğin de, mühendislik kariyerini aramak kaldırılmış, yanında mühendis çalıştırmak koşulu getirilmiştir. Bu tarihten sonra inşaatlarda kalıpçılık, demircilik, taşeronluk yapanların çoğu müteahhitliğe başlamışlardır. Fırın işçiliği, hamallık, garsonluk, bakkallık yaparken müteahhitlik yapmaya başlayan iş adamlarının yaşam öyküleri basında yazılıp çizilmiştir.

Bu yapılaşmayla, büyük şirketler kurularak inşaat sektöründe önemli gelişmeler görülmüş olsa da, taahhüt işi tüccar zihniyetine dönüştürülmüş, daha fazla getiri için her türlü alavere dalavere çevrilmiştir. Getiri olgusu denetim mekanizmalarını da etkileyerek, ortaya çürük ve çarpık yapılaşmayı çıkarmıştır

Yap satıcılık, müteahhitlik mesleğinin bilgilerini algılamaktan yoksun kişilerin elinde oyuncak olmuştur. Birinin beş daire verdiği arsaya, bir başkası yedi daire vererek inşaat yapmışlardır. İnsanların mutlu ve sağlıklı yaşamalarını sağlayan dayanıklı konut üretme bilincinden yoksun kişilerden, her şey beklenebilir. Kötü sözcükleri arka arkaya sıralamak istemiyorum. Televizyon kanallarında, herkes her türlü olumsuz sözcükleri sıralıyorlar.

Kültürel boyutunun yetersizliği, getirisi yüksek iş alanlarında kolaycılıklara yönelmelere yol açmaktadır. Bu davranış bozukluğunu, açıkgözlülük ve işini bilen kişi olarak adlandırılarak bir meziyetmiş gibi sunulmaya da çalışılmıştır.

Özel sektörümüzün yapısı irdelendiğinde, mesleklerin genel kültür ve mesleki bilgi boyutlarının yetersiz olduğu görülecektir. Bürokraside nadiren görülen davranış bozuklukları bu alanda daha çok görülmektedir. Maddi sermayeye sahip olmak yeterli değildir. Üstlendiği görevin öngördüğü eğitim düzeyinde olmaması, işadamlığı kavramının esnaf kültürü düzeyine düşmesine neden olarak bozulmasına ve yozlaşmasına yol açmaktadır. Ticari alanda görülen bu bozulmalar, ihalelerde mafya türü ilişkileri ortaya çıkarmaktadır.

Bu süreç ekonomik yapımızın gelişmelerinin sonucudur. İyi eğitim alarak yetişen yeni kuşağın aile şirketlerinde aktif görev üstlenmeleri, bozulmalara gem vurduğunu söyleyebiliriz. Özel sektörün kurumsallaşmamış alanlarında, bu yapının bir süre daha devam etmesi kaçınılmaz sonuçtur.

Müteahhitlik mesleğinin küçük yerleşim yerlerdeki itibarı daha farklıdır. İş makinesi ile ilçenin yollarını düzeltmesi, hayırsever kişi olarak her kapının açılmasını sağladığı yaşanan gerçeklerdir. Açılan bu kapılar, denetim mekanizmasını ortadan kaldırdığı gibi, kamu malı olan dere ve çayların taşlı kumlarını bedava olarak inşaatında kullanabilme ortamını da sağlamaktadır.

Kültürel yapı, her mesleğin etik alanını oluşturur. Yoksa zeytini siyah boya ile eti kırmızı boya ile boyayan ve her türlü hile yapılarak vatandaşa mal satmak isteyen davranışların arkasındaki yoz kültürü açıklayamayız.

Yetkililerin söylemlerine şaşırıyorum. İktidarı ve muhalefeti, yıllarca bu ülkenin yönetimindedirler. Yerel yönetimlerdeki koalisyon ortadadır. Kaldı ki, iktidar dokuz yılını doldurmuş, İstanbul belediyesinin yönetimi de on beş yıldır ellerindedir. Konuşmaları bırakıp, müteahhitlik mesleğinin bilgi ve genel kültür boyutunun öngörüleri ışığında yeni düzenlemelere gidilmelidir. Toplam kalite yönetiminin temel yaklaşımı, sisteme bütün olarak bakabilmektir. İnşaat sektörüne getirisi yüksek bir iş alanı olarak bakılmamalıdır. Mesleğin kariyeri ve insan gücü niteliği yükseltilmelidir.

Düzenlemeler yapılmadığı takdirde “ORADA KİMSE VAR MI?” tümcesini ağlayarak daha çok söylemeye devam ederiz. Deprem takdiri ilahi değil, bir doğa olayıdır

 
Toplam blog
: 97
: 463
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1944 yılında Arapgir'de doğmuştur. İlk ve orta öğretimini Arapgir'de, lise öğrenimini Ankara Gazi Li..