Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Mayıs '17

 
Kategori
Kitap
 

Tesadüf eseri dedeyle torunu arka arkaya okudum

Tesadüf eseri dedeyle torunu arka arkaya okudum
 

Gerçekten de bir tesadüf oldu, bence çok güzel oldu. Planlasam olmazdı. Dedeyle torunun kitaplarını arka arkaya okudum. Tabii, gerçek anlamda dede ve torun değil onlar. Ama gönül açısından bakarsak, kesinlikle bir dedeyle torun... Aralarında üç yüz yıl var ama onların ruhi yönden akraba olduklarına inanıyorum. Kim mi onlar? Biri Ehmedê Xanî, diğeri Mahmut Alınak...

*

Kardeşime birisi Ehmedê Xanî'nin 'Mem ile Zîn' adlı eserini hediye etmiş. Ben de okudum böylelikle. Mem ile Zîn'i okumadan üç dört gün önce de aylık kitap siparişimi verdim. Siparişimde aldığım kitaplardan biri Mahmut Alınak'ın 'Aşk, Hicran ve İsyan' adlı kitabıydı.

Mahmut Alınak'ı tanıyalı daha bir yıl olmadı. Bir arkadaşım yazısını önermiş okumuştum. Daha ilk okuduğum yazısında hissettim, edebiyatın ruhu vardı onun yazılarında. Maalesef bizde edebiyatı çok entel dantel tanıtırlar, çiçekten böcekten incelikten ibaret sanır çoğu kişi. Halbuki edebiyat her şeydir. Gerçektir. İnsandır. Yürektir. Cesarettir. Aşktır. Fedakârlıktır. Akıldır. Olgunluktur. Mahmut Alınak'ın ilk okuduğum yazısında gördüm edebiyatın gereklerini. Ondan sonra da kaçırmadan okudum. 

'Aşk, Hicran ve İsyan' Mahmut Alınak'ın altı yedi ay önce çıkan yeni kitabı. Sadece yazılarını okuduğum için yeni çıkan kitabını bilmiyordum. Geçenki yazısında kitabın satış oranı çok düşük olduğu için sitem etmişti. Bence siteminde çok haklı. Neden mi? Bu kitabın telif hakkını Şırnak'ta evleri barkları yıkılan, çaresiz kalan yoksul insanlara bağışlamış da ondan. İlk yapılan mütevazi baskının bile çok azı satılmış. Bu da bizim utancımız işte. Hem kitap leziz, hem de hayırlı bir iş için...

*

Arka arkaya okuduğum kitapların sadece yazarları değil, kendileri de akraba. 'Mem ile Zîn' mesnevi türünde, 'Aşk, Hicran ve İsyan' destan türünde. İkisinde de şiirsel bir form, kafiyeli bir anlatım.

*

Mesnevi denilince, akla Rumi'nin eseri gelir. Halbuki, Mesnevi, Fars-Arap edebiyatındaki bir türün adıdır. Beyitlerden oluşur, her beyit kendi içinde kafiyelidir. Modern edebiyattaki roman ve eski halk edebiyatlarındaki destan türünin işlevini yerine getirir mesnevi türü.

*

Destan hakkında da bilgi vermek isterim. Bir yazımdan alıntı yaparak:

"Destan, halkların hafızasında derin izler bırakan tarihi, toplumsal ve doğal afet gibi olayların, hayal ürünleriyle süslenerek anlatıldığı manzum ürünlere denir.

Destan, Farsça kökenli bir sözcüktür. Doğu kültüründe esastır. Batı kültüründeki adı ‘Mith’tir.

Destan, yapay ve doğal olmak üzere ikiye ayrılır.

Yapay destan, yazarı belli olan, yakın zamanlarda yazılan, olağanüstü durumlara daha az yer veren bir destan çeşididir. Doğal destan ise, yazarı belli olmayan, ilkel zamanlarda yaşanmış olayları konu edinen sözlü destan çeşididir.

Doğal destana örnek; Oğuz Kağan Destanı, Manas Destanı, Gılgamış Destanı vs.
Yapay destana örnek:’Firdevsi’nin ‘Şeyhname’si, Dante’nin ‘İlahi Komedya’sı, Nazım Hikmet’in ‘Kuvayi Milliye Destanı’ vs.

Günümüzde destan türünde pek bir eser verilmez, destanın yerini romanlar almıştır. Başarılı bulunan bazı romanların ‘Modern bir destan’ diyerek adlandırıldığı olur arka kapak yazılarında."

*

Ehmedê Xanî'nin 1695 yılında kırk dört yaşındayken yazdığı dev eserinin adı 'Mem ü Zîn'dir. Orijinal dili Kürtçe'dir. Kürtlerin bir çeşit Divanı Lügatü Türk'üdür. Çok boyutlu bir eserdir. Edebi değeri yüksektir. Fransız Devrimi'inden yüz yıl önce yazılmış ulusal bilince sahip bir eserdir. Aşk hikâyesi gerçekten müthiştir.

Kürtlerin durumunda maalesef bir gelişme yok. Üç yüz yirmi iki sene önce Ehmedê Xanî, Kürtlerin devletsizliğinden, Osmanlı ve Şah boyunduruğu altında kalıp silik yaşamasından yakınmış. Kürtlerin son yüz yıldaki durumunu iyi ki görmedin Ehmedê Xani. Zalim ikiden dörde çıktı. Hem de neler yaptılar neler. Kürtlerin en önemli şeyini, dillerini mühürlediler. Toplu toplu öldürdüler. Derelerinden insan kanı akıttılar. Sürdüler, dağıttılar, topraklarına hasret bıraktılar. Dillerini jiletle kestiler. Kültürlerini horladılar. Şarkılarına karıştılar. Senden üç yüz sene sonra bir özerk devlet kurdular, onun bile bayrağından rahatsız oldular. İyi ki görmedin bugünleri Ehmedê Xanî.

'Mem ü ZÎn' de, Mem ile Zin'in destansı ve trajik aşk hikâyesi anlatılır. Kürtlerin milli bilinçleri üzerinde durulur. Dini motiflerle de süslenmiştir.

*

Modern bir destan olan 'Aşk, Hicran ve İsyan'ın da tanıtım yazısından alıntı yapmak isterim:

"Bu coğrafyada bütün ırmakların tarihi kanlıdır. Dicle, Fırat ve Munzur kadar Serhat boylarının Aras'ı da kızıl akmıştır bir zaman. Ve nehirler hiçbir zaman pasaport ve tel örgü tanımamıştır. 

Romanları, denemeleri, kalem kavgası yazıları ve siyasetçiliğiyle tanıdığımız Mahmut Alınak bu defa modern bir destanla Aşk, Hicran ve İsyan'la çıkıyor okurun karşısına. Destan, çünkü eserde Karapét' é Xaço' nun gökleri sarsan yüz yıllık sesi var, Rüstemé Zal'ın dağlara çekilen ruhu ve Nâzım Hikmet'in Şeyh Bedrettin Destanı'nın çığlığı var. 

Zürbe ile Royça'nın Yıkımların Ortasında Kalan Aşkları…

Zürbe; Serhat'ın Kürt delikanlısı. Royça; Zürbe ile aynı köyde büyüyen Ermeni kızı…Hayatın en umutlu kavşağında yıkımların ortasında kalıyor aşkları. Sonrası, sınırları aşmaya çalışan, hücrelere tıkılan, dikenli tellere takılan bir hicran yarasıdır sevdaları. Kars'ın Sukapı Mahallesi'nden bir Ermeni delikanlısı Karapété Xaço'nun, Türk Kızı Lâle'ye duyduğu imkânsız aşk… Ve Shakespeare' in Romeo ve Juliet'ine kader arkadaşı olan Hüseyin ile Telli'nin kan donduran maceraları… 

İhanetin Mahkumiyeti…

1918- AŞK, HİCRAN VE İSYAN, işgalci zorbaların eşiğinde irin yalayan bir ihanet simsarına, muhbir İrfan Dündar'a ithaf edilen şiirsel bir romandır. Alınak, ihaneti bütün söz sanatlarının gücünü aşacak şekilde mahkûm ediyor ama direnenlerin göz kamaştıran güzelliğini de bir o kadar yüce kılıyor. 

Tarihin basamaklarından ağır ağır çıkacaksınız bu destanda…

Birinci Dünya Savaşı bütün insanlığı günahlarına ortak edip bir defteri kapatacağı sırada başlıyor hikâye. Bolşevik Devrimi' nin önderi Lenin'in Rus işgalini sona erdiren tarihi açıklaması, Rus ordularının çekilmesinden sonra Kars, Ardahan, Iğdır ve Ağrı'da patlak veren Kürt, Türk, Ermeni kanlı savaşı, bu ahmakça savaşta Digor Êzidilerinden Morof'un da aralarında olduğu Ermeni ve Êzidilere Newala Xwîné de kurulan kanlı pusu, Mustafa Kemal ve İsmet İnönü'nün imzalarını taşıyan Şark Islahat Plânı'ndan sonra sürgün edilen Kürt ağa ve beylerinin Ankara'da Mustafa Kemal'le yaptıkları görüşme, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Ağrı- Zilan büyük Kürt katliamının failleri için çıkardığı özel "dokunulmazlık" kanunu, Ağrı Dağı isyancılarından Şeyh Zahir ve arkadaşlarının tarihin hafızasına kazılan direnişleri, baba hasretiyle yanıp tutuşan ilkokul öğrencisi Békes'in taşkın Aras Nehri'ne meydan okuyuşu ve yaşanmış daha birçok olay yer buluyor eserde.

Mahmut Alınak bu defa şiirin içinden bağırıyor, bir gün duyulacağı inancıyla."

*

'Mem ile Zîn'in son çevirisi 2016 yılında yapılmış. Everest Yayınları'ndan çıkmış. Kürtçe'den Selim Temo tarafından çevrilmiş. Türü, mesnevi. Sayfa sayısı, 311.

'Aşk, Hicran ve İsyan' 2016 yılında çıkmış. Türü, destan. Sayfa sayısı, 152.

*

Ama güzel bir tesadüf oldu...

-Mustafa Yıldırım - 22.05.2017
 
 
Toplam blog
: 480
: 715
Kayıt tarihi
: 03.11.12
 
 

Konyalıyım. Edebiyat okudum. Amatör yazar ve şairim. ..