Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '08

 
Kategori
Dostluk
 

Teşekkürler, Milliyet Blog ve Sabiha Rana

Teşekkürler, Milliyet Blog ve Sabiha Rana
 

Sabiha Rana, Emre Tekin ve ben (eski halim) 27.10.2007 İnönü hatırası


Bugün 10 Ocak 2008. Hicri takvime göre dün 30 Zilhicce 1428, yani yılın son günüymüş. Bugün yılbaşı, yeni yılın ilk günü. Muharrem'in 1'i yıl 1429. (özellikle hamarat hanımefendilere) hatırlatayım, aşure ayına girdik oh :) yaşasın.

Benim takvimime göre bugün 41 Aralık 2007. MSN'de (kişisel iletide) görenler "Bu nedir" diye soruyor. En son Homeros sormuştu. O beni ve bizleri terketse de ben onu unutmadım. Onun için "Seni unutmayacağım" başlıklı blog bile yazmıştım. O işte, 2007 :)) unutamıyorum, devam yani. O'nsuz on gün geçmiş.

Bir kaç yazım hariç diğerleri program dışıdır. 5 Ocak Adana'nın Kurtuluş Günü, programlı bir yazım. Unutmamak için her yere not yazdım, elime iplik bile bağladım, sonra :) niye bağladım diye düşündüm ama gene de yazımı 5 Ocak sabahı erken saatlerde yayına verdim, yayına verene kadar uyumadım. Olur da, unuturum :) sonra, işin yoksa bir sene bekle.

Aklıma bir konu gelir, önce cebimde bulunan küçük kağıtlara konuyu yazarım, unutmamak için. Bilgisayarın başına
(başına olmaz) karşısına geçerim, beklerim. O beni kızdırmak, sinirlendirmek için nedense hep geç açılır. Bir kaç 'reset ' yemeden de açılmaz. İlacı o. Alıştık birbirimize. Ses çıkarmam yaptıklarına, şarkı falan mırıldanırım, kendisi ile fazla ilgilenmediğimi gören PC anlar ki, naz etmek boşuna.

Açarım not defterini (ya da notepad adı her neyse) başlarım yazmaya. Yazıp bitirmeliyim. Herhangi bir nedenle yazımı bitiremezsem, daha sonra aynı duygu ve düşünceleri yakalamam zor olacağından hepsini silerim yeniden başlarım yazmaya.

Çoktandır yazmayı düşündüğüm bir teşekkür yazısı vardı, aklımda. Bir türlü başlayamadım. Neyse ki Sevgili Sabiş (Sabiha Rana) imdada yetişti gibi. Yorumlarıma daha fazla :) dayanamamamış olacak ki, "Onlar KOCAMAN
çocuklar" sırası bana gelince iki teşekkür bir arada, bir taşla iki kuş vurmak geldi aklıma. Aslında bunu düşünürken günlerdir aklımı kurcalayan bu ve benzer deyimler var. Kim demiş, nereden çıkmış bu sözler onları araştıracağım. "Senin bu sözüne kargalar bile güler" , "öküzün altında buzağı aramak" , "karada ölüm yok" gibi. Yakında tanışırız.

Teşekkürüm öncelikle Milliyet Blogu yaratanlara, çalışanlarına, emeği geçen herkese, hepsine.

Burası ayrı bir dünya, ister katılın ister katılmayın. Başka blog siteleri de var. Dünya kadar. Size olduğu gibi bana da öneriler geliyor, "Gel,sen de katıl" gibilerden. Bir çok blog sitesini ziyaret ettim. Burası farklı.

Milliyet Blog bir gazete, gazeteden de öte bir şey. Çoğumuz, bilgisayarı açar açmaz, internet, sık kullananlardan hemen bir an önce sayfamıza ulaşıp gelen yorumları ve mesajları okuyup yanıtlamak, hemen sonrasında blog habercilerimiz yeni yazı girmişlerse okumak isteriz.

Bizleri okuyanlar sadece bizler değiliz. Bizi okuyan başkaları da var. Trende en çok koltuklar onların. Kim
olduklarını bilmiyoruz. Milliyet Blogu onların gözüyle gördünüz mü? Yarın, öbür gün veya fırsat bulduğunuz bir an Milliyet Blogun ana sayfasını inceleyin, bir kaç dakikanızı ayırın ve sayfaya odaklanın, neler var bir bakın. Diğer blog sitelerinden farkı göreceksiniz.

Aklıma gelmişken, bazı arkadaşlarımız "Önerilerim" i nedense önemsemeyip yazar ve blog önermiyor. Olabilir, ama hiç olmazsa çok önceden yazdıkları ve beğendikleri yazılarını önersinler. Ve bazı arkadaşlarımızla görüşmelerimde bu uygulamadan halâ haberleri olmadığını öğrenince :) birazcık şaşırıyorum, hatırlatmak istedim.

Eğer ki sevgili Sabiş (Sabiha Rana) İnönü'ye gelmeseydi, sadece yazılarını okumakla yetinecek belki de söyleşi dizisine katılamayacaktım. Eymir'e lokum, İzmir toplantımıza çiçek göndermek inceliğini gösteren Sevgili Sabiha Rana ile tanışmak benim için ayrı bir mutluluk. Toplantılara katılmak ve destekleme isteğim bu nedenle.

Sabiş (Sabiha hanım) "Onlar KOCAMAN çocuklar" söyleşisi ile bizleri çocukluk günlerimize geri gönderiyor. Sorularıyla o güzel günleri bir kez daha hatırlıyor adeta yaşıyoruz. En güzeli ise bu yaşadıklarımızı Milliyet Blogda paylaşmak. Sizlerle.

Sevgili Sabiha Rana ile söyleşimizi paylaşan başta Milliyet Blog olmak üzere, Sema Çürük, Okan Tınmaz,
Yakamoz35, Karanlıktanokta (Dilek Ç.), Ufaklık, Shalimar, Alev Meisel, DG, Murat Ertaş, Ohannis, Mehmet Eren, Faruk Sürener, Abla, Mezopotamya Prensesi, Meral Yağcıoğlu, Zeynep Gülay Kibaroğlu, Vakayinüvis, Serap İnce, Nezom', ay-can-zmr, a teşekkür ederim.

Ve tabi ki siz Sabiha Rana hanım. Size ve ekibinize. Hepinize teşekkür ederim.

Bir aksilik olmazsa; 85 yerli ve yabancı müzik parçalarını kopyaladığım SHE-LE adını verdiğim yeni :) albümle
Şili'de görüşeceğiz,

(tamam Şile, şakadan öyle dedim.SHE-LE ne mi? Şili'de şey Şile'de öğrenirsiniz.)

Onlar KOCAMAN çocuklar "İlyas Bayram"

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=84955

Resim: 27 Ekim 2007/İnönü Sabiha Rana-Emre Tekin-Ben (eski halim)

 
Toplam blog
: 240
: 2494
Kayıt tarihi
: 13.04.07
 
 

6 Mayıs, bir Hıdırellez günü "Merhaba dünya" demişim. Geçen elli küsur yıl. Bir şarkı vardır Osma..