Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '09

 
Kategori
İlk Yardım
 

Teşekkürler ACİL SERVİS 112 - İzmir

Teşekkürler ACİL SERVİS 112 - İzmir
 

ACİL SERVİS 112 İZMİR methedilmeye değer bir kuruluş.


1950 yılı herhangi bir ay, pek hatırlamıyorum. 5 yaşında, o gün yaşadıklarını bugün zor hatırlayan bir çocuktum. Aslan gibi, yakışıklı mı yakışıklı bir dayım vardı, nur içinde yatsın, cennet mekanı olsun!

İzmir'in Çankaya semtinde bir Tekel Bayii işletiyor, içki, sigara filan satıyordu. Bir akşam, kapatmak üzereyken, ayakta zor duran, sarhoş denilen tiplerden biri gelmiş ve bir şişe şarap istemiş. Dayım da kapattığını, kendisinin zaten yeteri kadar alkol almış olduğunu filan söyleyip, istenileni vermeden, evini yoluna koyulmuş. Sarhoş adam kızgınlıkla, dayımın arkasından kalp istikametine bıçak saplamış.

O zamanlar ACİL SERVİS filan ne gezer? Oracıkta yığılıveren dayımın etrafını dolduranlar, ne şekilde yardımcı oldularsa olmuşlar işte. Ama dayım hastaneye gidene kadar yarım saati geçmiş ve kan kaybından oracıkta vefat etmiş.

Bugün olsaydı olay, 112'yi arardı birisi cepten, ambulans 3-5 dakikada orada. En azından 10 dakikanın altında geliyorlar. Ambulanslar da tam teşekküllü, ne ararsanız var. Üstelik bunları kullanacak, eğitimli personel de hazır.

* Doktor
* Paramedik (Ambulans ve Acil Bakım Teknikeri)
* ATT (Acil Tıp Teknisyeni)
* Hemşire
* Sağlık memuru
* Özel Eğitim almış ambulans sürücüsü.

İzmir 112 Acil Sağlık Sistemi, 365 gün / 24 saat hizmet veriyor. Hem de gerçekten çok kaliteli hizmet.

İZMİR'DEKİ 112 ACİL SERVİS HİZMETLERİ gerçekten methedilmeye değer. Allah hepsinden razı olsun!

Dün akşam saat 21:45 civarında her iki bacağıma da kramp girdi. Bacaklarımın arka kısımları, kasım kasım kasılıyorlar, ben kıvranmaktan başka bir şey yapamıyorum, Ali Haydar da üzüntü ve hayretle beni seyrediyor.

Oturuyorum, uzanıyorum, kalkıyorum, yürüyorum... Ama hiçbir duruş şekli fayda etmiyor. Hastanedeyken de daha az acı vereni olmuştu da doktor tuz eksikliğinden demiş, yemekleri tuzlu verdirtmişti. Biraz tuz aldım ağzıma, hiçbir faydası olmadı.

Doktor arkadaşım ONUR ŞENLİ'yi aradım. O da zaten bir müddettir rahatsız ve telefonda konuşamadı. Ses tellerini dinlendirmesi gerekiyormuş bir müddet. Eşi, Kıymet Hanım, bacaklarımı uzatıp, ayak baş parmaklarımı kendime çekmemi söyledi, teşekkür edip kapattım telefonu ama yirmi dakikadan beri kıvranıyorum. O kadar acıyor ki, Allah kimseye böyle acı vermesin!

Uzattım bacaklarımı ama ayak parmaklarıma uzanamıyorum. 5-10 cm kala belim ağrıyor, nefesim kesiliyor. Uzun zamandır doğru dürüst hareket edemeyince vücut da hantallaştı.

Netice alamamanın üzüntüsüyle kıvranmaya devam ediyorum ama bu arada aklıma bir fikir geliyor. Acil Servis 112'yi arayacağım ama onları fazla rahatsız edip, ambulans göndermelerini filan istemeyeceğim. Sadece böyle bir durum karşısında ne yapmam gerektiğini danışabileceğim bir doktorun olup olmadığını sordum. Telefondaki nazik bayan, "Hemen bağlıyorum, iyi akşamlar!" dedi ve anında nazik bir doktor hanıma bağladı.

Doktor hanıma, kıvranarak durumumu anlattım. Bacaklarıma kramp girdiğini, 20 dakikadır kıvrandığımı belirttim. "Bacak" kelimesinden neyi kastettiğimi test etti. Anladım ki bazı vatandaşlarımız, ayak ile diz kapağı arasındaki bölüme bacak, diz kapaklarında kalçaya kadar olan bölüme baldır dendiğini bilmiyordu. Bilmenin verdiği bir mutluluk sardı benliğimi. Nazik doktor hanım da karşısında, ne istediğini bilen birisini görmenin mutluluğunu hissetmiştir.

Doktor hanım oldukça dikkatli. Yanlış bilgi vermek istemiyor. Kasıntının yukarı doğru mu, aşağı doğru mu olduğunu sordu. Buna cevap verirken biraz durakladım. Kısa bir sürede yukarı doğru olduğunu, söyledim. Doktor hanım da ayak parmaklarımı aşağı doğru bastırmamı söyledi. Oturduğum yerde de oluyordu. Kasıntının aksi istikametine doğru bastırın hemen geçer, dedi. Çok teşekkür ederek kapattım telefonu.

Söylenileni, Ali Haydar'ın da yardımıyla yaptım, ilk anda biraz acıttı ama birkaç dakikada kramp durdu, ağrılardan, kıvranmaktan kurtuıldum. 15 AĞUSTOS 2009 Cumartesi gecesi saat 22:00 - 22:30 civarı nöbette olan bu nazik doktorumuza bir kere daha teşekkür etmek istiyorum. Sayesinde belki de ölümden döndüm. Bu kramp ağrıları arasında nefes almada zorlandım ve "Gittim, gidiyorum" arasında kaldım.

Kötü hareketleri eleştirdiğimiz gibi iyileri de methedebilmeliyiz, diye düşünüyorum. Daha önce de ACİL SERVİS 112 / İZMİR ile aynı güzel davranışlara muhatap oldum. Onları çok seviyorum. Birçok insanın hayatını kurtaran, can melekleri gibiler. Bu güzel servisi daha yakından tanımak için, web sitelerinin linkini veriyorum:

http://www.acilservis112.com

Bu arada, 112'yi arayınca daha iyi anlaşılabilmeniz ve size daha çabuk yardım edilebilmesi için şunları tavsiye ederim. Bunlar da web sitelerinde var zaten.

* Kendi güvenliğinizi sağlayın!

* 112 Ambulans Servisi'ni arayın, ekipler gelene kadar olay yerinden ayrılmayın!

* 112 Ambulans Servisi'ni aradığınızda sakin olunuz ve telefon numaranızı bildiriniz!

* Konuşmaların kaydedildiğini unutmayınız, nazik olunuz!

* 112'yi arama nedenini iletiniz!

* 112 merkezi tarafından sorulan sorulara net cevaplar veriniz!

* Hasta / Yaralının sayısı ve sağlık durumu hakkında bilgi veriniz!

* Olay yerinin tam ve anlaşılır şekilde adresini veriniz!

* Ambulansın size kolay ulaşabilmesi için; herkesin bilebileceği cami, okul, karakol, durak vb yerleri bildiriniz!

* 112 Ambulansı ulaşana kadar, sertifikalı ilkyardımcı eğitimi almışsanız, ilkyardım uygulamasını başlatınız!

Bu yazımın sizlere faydalı olması dileğiyle, sağlıklı ve mutlu günler!

Mustafa Mumcu, Milliyet Blog, 16 Ağustos 2009
 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..