Teşekkürler Fırat Aydınus, teşekkürler PFDK.

Hatta bu teşekkür seromonisini Fenerbahçe düşmanlığı bir gram bile eksilmemiş, Fenerbahçe’yi nasıl ederim de ele geçirim diye çırpınanlara onların icra organlarına medyadaki tetikçilerine kadar uzatabiliriz.

Son dönemde hiçte iyi gitmeyen Fenerbahçe’yi ayağa kaldırdınız. Son maça gerek kalmadan Avrupa liginde gurup lideri olmasına istemeden destek oldunuz.

Biraz acı insanın içini acıtır. Eğer bu acı haksızlıkla gelmişse giderek yürekler nasırlaşır, acı hissedilmez olur. Bunun yerini gururlu bir başkaldırı alır. Bu durumda insan asla kaybetmeyi düşünmez. Düşmanını güldürmemek için var gücü ile savaşır. Zaman zaman da normal performansının üzerine çıkar. Bu guruplar camialar içinde geçerlidir.

Üç Temmuz darbesinin Fenerbahçe’yi birleştirdiğini, camiayı kenetlediğini biliyoruz. Ancak özellikle Alex konusuna mal bulmuş gibi sarılan Fener düşmanları sanki biraz safların çözülmesini sağlayacak gibiydiler. Buna ilaveten sakatlıklar ve bazı oyuncuların formsuzlukları camiada homurtulara neden oluyordu.

Sakatlar iyileşip, oyuncular giderek form tuttukça Fenerbahçe daha iyi oynuyor, ligin zirvesini ele geçirmeye çalışıyordu. Takım Avrupa liginde de fena gitmiyordu. Bir şeyler yapıp düşürmek lazımdı. Eskişehirspor ile oynanan maçta Caner oyundan atılıyordu. On kişi kalan Fenerbahçe’nin uzatmalarda uzatılarak adeta yaratılan bir penaltı ile önü kesilmeliye çalışılıyordu.

Kendimizi çok ama çok zorlarsak Fırat Aydınus’un Caner’i oyundan atmasına kılıf uydurabiliriz. Zorlamaya devam edersek bir ihtimal penaltı kararını da hoş görebiliriz. Peki, ya Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun kararına ne demeli?

Maçtan iki saat sonra olayın diğer aktörü Eskişehirsporlu oyuncu Futbol programına bağlanıp “hakemin duyduğu cümleyi Caner değil ben sarf ettim” diyor. Bu durumda ne yapmak lazım? En azından o oyuncuyu çağırıp dinlemek ve ceza kararlarını ona göre vermek gerekmez mi?

Hiç zorlanmayınız. Eğer konu Fenerbahçe ise gerekmez, Hatta Fenerbahçe çok zor bir Avrupa deplasmanına gitmeden hemen cezaları yangından paçavra kaçırır gibi açıklarsınız.

Kimse kusura bakmasın ama bunun masum bir amacı olabileceğine hiçbir Fenerbahçeliyi hatta vicdan sahibi futbolseveri inandıramazsınız. Bu davranış maalesef Fenerbahçe’yi düşürmeye çalışmaktır.

Ancak geçen seneki dalavereler nasıl ters tepmişse bu oyun da ters tepmiştir. On kişi kalmış Fenerbahçe Eskişehirspor maçında direnmiş, isyan etmiş ve bir puanı çıkarmıştır. Aynı isyan Avrupa liginde de devam etmiş ve seyahate giderayak ceza kararlarını açıklayıp Fenerbahçe’nin moralini bozmak gardını düşürmek isteyenlerin hevesini bir kez daha kursaklarında bırakmıştır.

Camia kulübe oynanan oyunların bitmediğini görmüş ve yine sımsıkı kenetlenmiştir. Bu yüzden bu Fenerbahçe düşmanlarına ve onların tetikçilerine teşekkürü borç biliriz.

İzmir 2012-11-23