Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '11

 
Kategori
Kitap
 

Teslis Sendromu. E - Kitap: Hulki Can Duru

Teslis Sendromu. E - Kitap: Hulki Can Duru
 

Bilgisayarıma, kampanya nedeniyle isteğim üzerine gelen kitaplardan biri de Teslis Sendromu. 

HCD, Teslis Sendromu adlı yapıtında, Hristiyanlıktaki, kökeni mitoloji ve Antik Yunan felsefesine dayanan Teslis (Üçlük/üçlü birlik) kuramını inceliyor. Bu kuramın, Hristiyanlıktaki mezhep ayrılıklarına göre nasıl farklı yorumlandığını, birbiriyle nasıl çeliştiğini, İncil’e, Kilise Babaları’na ve yapılan yorumlara dayanarak sergiliyor.

Üç Tanrı anlayışını yadsımasına rağmen Müslümanlıkta da Üç Şeytan inancının olduğu bilinmektedir. İslam’daki Teslis inancının Hristiyanlığa göre en önemli farkı, bunun üç Tanrı değil üç Şeytandan oluşmasıdır. İslam inancına göre hacca gidenler Büyük Şeytan, Ortanca Şeytan ve Küçük Şeytan’ ın oluşturduğu bir Şeytani Teslis’i taşlamak zorundadırlar.

HCD, bu öğretinin her iki dindeki asimetrik dizgesini eleştirel bir bakışla ortaya çıkarıyor ve şu sonuca ulaşıyor: Mitoloji ve antik Yunan felsefesinden kaynaklanan Üç Tanrı (Baba, Oğul, Kutsal Ruh) ile Üç Şeytan (Büyük Şeytan, Ortanca Şeytan, Küçük Şeytan) inancını öğreten hiçbir bir din, gerçek din, yani Tanrı dini olamazTeslis Sendromu, dünyayı sömüren, kana bulayan, gezegeni tahrip eden, yok edici güçlerin hizmetinde olan bu dinlerdeki, üçlü Tanrı ve üçlü şeytan inancını sorguladıktan sonra, ortaya çıkan durumu, bir sendrom (Hastalık belirtisi) olarak tanılıyor.

HCD, “Acaba bu sendrom, neden özellikle Hristiyanlığın ve Müslümanlığın bağrında gelişti?” sorusuna yanıt getirmeye, artalanı irdelemeye çalışıyor.

Teslis Sendromu, gerçekten çok ilginç bir çalışma. Kitabı okurken, yazarla birlikte, dinlerin arka bahçelerinde, mahzenlerinde, geziniyorsunuz. Kurban sunma nedir, bu sunuşta gerçek amaç nedir, öğreniyorsunuz. Papaz cüppelerinin, imam sarıklarının altında neler gizli, görüyorsunuz.

Yazar, bu görüşlerini oluştururken, kendi eleştirel yaklaşımının geçmişteki örnekleriyle, o düşünürlerin aldığı tepkilerle ve nedenleriyle de tanıştırıyor bizi.

HCD, kitabının kısa bir bölümünü, çeviri konusuna ayırmış. Ülkemizde yapılan çevirilerdeki dikkatsizlik ve özensizliğin, çok dikkat gerektiren din konusundaki kitaplarda da sürdüğünü, yanlış anlamalara, çarpıtmalara neden olduğunu vurguluyor, içler acısı örnekler sunuyor.

SONUÇ:
Teslis sendromu; rahat, akıcı, anlaşılır, sağlam diliyle kendini okutan bir kitap. İçerdiği tezler açısından, konunun uzmanlarını, akademisyenleri, Müslüman ve Hristiyan teologları, hatta evrim kuramına bakışı nedeniyle biyologları da tartışmaya çağıran bir yapıt.

Sevgili okur, söyleyecek sözü olan kişi, yazar, tartışır. Umarım kimse, “Dinsizlik, Tanrı tanımazlık vb” gibi ucuz, belden aşağı vurmalara kalkışmaz, karşı tezini geliştirir, uygarca ortaya koyar, biz de okur olarak zenginleşir, öğreniriz. Çünkü, bana kalırsa Teslis Sendrom’u; evrimle yaradılış, metafizikle materyalizm arasında bir yerde durmuş, bakış açısını olabildiğince geniş tutmuş, onları incelerken, merakını hepsinin ötesine yönlendirmiş soran, araştıran bir yapıt.

Soran, sorgulayan okumalar dileğiyle... 

15.05.2011 

Vildan Sevil 

 
Toplam blog
: 102
: 882
Kayıt tarihi
: 07.06.11
 
 

1949 İstanbul doğumluyum. Emekli edebiyat öğretmeniyim. Çeşitli edebiyat sitelerinde, çeşitli kon..