Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Tespit doğru, davranış yanlış…

Tespit doğru, davranış yanlış…
 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP Genel Merkezinde gurubuna karşı konuşurken bir tespit yaptı: ''Muhalefet ister gelsin ister gelmesin Meclis'in çalışmasına engel hal yoktur'' dedi. Elbette ki bu tespit, yasalara ve TBMM İçtüzüğü hükümlerine göre doğru.

Ancak, Erdoğan’ın konuşmasının sonunda Şeyh Edebali'den “Ey Oğul” nasihatini kime okuduğunu anlayamadım doğrusu…

Eğer kendisi Şeyh Edebali’nin nasihatini içine sindirmiş ise, tespit doğru, davranış biçimi yanlış.

Ne diyor sözünün başında Şehy Edebali?

“Ey oğul” diye başlayan öğüdünde Osmanlı İmparatorluğunun kurucusu ve aynı zamanda damadı olan Osman Gazi’ye?

“Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana… Suçlamak bize; katlanmak sana… Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana… Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana… Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana…Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana…”

Tespit ile davranış birbirini tutuyor mu? Bana göre tutarsız. Hatta konuşmasının tamamına baktığımızda, geçmişteki tavırları ve özellikle “Yargı” üzerine söylemleri ile bugünkü söylemleri birbirine tamamen zıt.

Elbette milletin yüzde elli civarında oyunu aldığına göre, davranış biçimin “Öfke, gücengeçlik, suçlama, acizlik, yanılgı, geçimsizlik, çatışma, uyumsuzluk, anlaşmazlık, kötü göz, haksız yorum, bölme, üşengeçlik” gibi sıfatlar olmamalı. Çünkü okuduğun Şehy Edebali’nin öğüdü, sana da bunları söylüyor. “Öğüdü” okuduğuna göre, bilmez olamazsın.

Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunu, bir şekilde TBMM çatısı altında çözeceksiniz. Elbette CHP ve BDP’li bağımsızların meclise gelip yemin etmemiş ve yasama görevine başlamamış olmaları “Yasa” ve “İçtüzük” açısından, yasama faaliyetlerine engel değildir, çalışırsınız…

Amma…

O zaman da “Öğüt” size bir şey ifade etmemiş olur, samimiyetsiz bir görüntü ortaya çıkar.

Nasıl ki CHP ve BDP’li (Şimdilik) bağımsızların meclise gelip yemin etmemeleri teamüllere aykırı ve “Sakat” bir davranış ise, sizin davranışlarınız da yangının üzerine benzin dökmeye benziyor.

Ayrıca bu davranış biçiminizde de bana göre art niyetli bir anlayışın yattığı kanaatini yaratıyor.

Çünkü; bugüne kadar meclis içinde yeterli çoğunluğunuz olduğu halde, “Tam ve istediğiniz” biçimde gerekli düzenlemeyi yapma olanağı bulmadığız için, millete “Bakın, görün işte biz neden yapamadık” diyerek yine mağdur ve mazlum rolünü üstlenmek istiyorsunuz.

Oysa Şehy Edebali, “Oğul” diye devam ediyor ve şöyle diyor…

“Güçlü, kuvvetli, akıllı ve kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgârlarında savrulur gidersin… Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!... Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.”

Seni, düştüğün dipsiz siyaset kuyusunun karanlığından kurtarıp, bugün geldiğin noktaya taşıyan nedir, hiç düşündün mü?

O da bir akıldı, o da bir duygu idi, o da bir davranış biçimiydi ve Şeyh Edebali şöyle diyordu öğüdünün devamında…

“Şu üç kişiye; yani cahiller arasındaki âlime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene acı! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.”

Bugün yüksektesin, yarın ne olacağınız belli olmaz. Kaldı ki sizi, dipsiz siyaset kuyusunun karanlığından kurtarıp getirdiler, itibarınızı iade ettiler.

Siz öneririm ki Şehy Edebali’nin bilenen kadar, duvarlarda aslı öğüdü yerine, o “Öğüt”ün tamamını okuyun. Okuyun ki

“Tespit”iniz doğru olurken “Davranışınız “ yanlış olmasın.

Öğüdünün sonunu Şeyh Edebali şöyle bağlıyor Sayın Başbakan…

“Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın...”

Yani, öğüdü okumak yetmiyor, uymak ondan da önemli…

30 HAZİRAN 2011
İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..